Schneider Electric Sistem Entegratörü ve Kanal Müdürü Muhterem Çaylı: “Verileri değerlendirmek uzmanlık ister”
Schneider Electric, son yıllarda satın almalarıyla ve yaptıklarıyla kendini çok değiştiriyor. Yaptığım iş gereği Türkiye’deki çeşitli segmentlerden yeni yatırımlarla, mevcut fabrikalardaki verimlilik projelerinde partnerlerimizle birlikte çalışıyoruz. 200’ün üzerinde direkt partneri olan bir yapıyız. Bayilerimiz üzerinden baktığımızda çok daha geniş bir partner ağımız var. Enerji, otomasyon, IoT tarafında uzmanlıklarımız farklılaşıyor. Türkiye’de 3 fabrikamız var. İhracatımızın ithalatımızdan daha büyük olduğu bir organizasyonuz. 2.000’e yakın çalışanımız var. Faaliyet alanlarımız kapsamında; elektrik tarafındaki altyapı var. Bunun yanında endüstriyel otomasyon var. Makine, süreç tarafındaki otomasyonlar, bunların yanında veri merkezleri, akıllı binalar da mevcut. Hastaneler, alışveriş merkezleri, otel zincirleri, bunların iklimlendirilmesi, yönetim sistemleri gibi pek çok noktada hizmet veriyoruz.
Son 10 yıldır yazılım tarafında çok ciddi yatırımlar yaptık. 2014 yılında Wonderware’i alarak 5 milyar dolarlık bir satın alma yaptık. Wonderware, aklınıza gelebilecek her şeyi kağıtta ve fizikselde sağlayabilen bir marka. 2017 yılında AVEVA satın alması gerçekleştirildi. Bu firma da 3D tasarım konusunda çok uzman ve özellikle petro-kimya endüstrilerinde çok ciddi referanslara sahip. Böylelikle 3D tasarımını gerçekleştirdiğiniz projeyi fiziksele geçmeden önce modelin üzerinde rahatlıkla gezerek gözlemleyebilir, operasyonel veriler elde edebilirsiniz. Dijital ikiz konseptini 3 yıla yakın süredir yansıtabiliyoruz. 2020 yılında pandemi döneminde bir satın alma yaptık. Bu, daha çok ilaç, kimya, gıda endüstrilerine odaklanmış, 100’ün üzerinde gıda mühendisi çalıştıran, sadece teknoloji üretmeyen aynı zamanda işleyen bir IT firması. Kağıtsız üretim projelerinde çok iyiler.
Verileri yorumlayabilmek değer sunuyor
Donanım, kontrol katmanı ve marka bağımsız yazılım katmanı konusunda çok geliştik. Yazılım kapsamında marka bağımsız bir yapıdan söz ediyoruz. Marka bağımsızlık, testler kapsamında bizde birinci koşul. Böylelikle sektördeki tüm otomasyon firmalarıyla haberleşebiliriz. Tüm veri tabanlarıyla EPR sistemleriyle entegre olabiliriz. ERP’nin bittiği anda biz başlıyoruz. Dijital dönüşüm çok büyük bir pazar. Dolayısıyla biz de yeni yeni ERP firmalarıyla kesişmeye başladık. Dijital dönüşüm projeleri çok uzun soluklu projeler. Genelde birkaç yıl sürebiliyor. İlk yılı süreç verilerini toplamakla geçiriyorsunuz, sonrasında insan kaynaklarını oraya modellemeniz gerekiyor. Sonra da iş akışlarını, sistemi yönettiğiniz bir noktaya geçmek istiyorsunuz. İhtiyaç noktası; ‘otomasyondan veri almak’ gibi görünüyor; ama proje bittikten sonra genişlemeler otomasyon tarafında devam ediyor. Verileri yorumlayıp optimize etmek önem kazanıyor.
Ürün gamımızda enerji otomasyonu, süreç otomasyonu çok uzun yıllardır yer alıyordu. Bunun yanında otomasyonların tek bir merkezde birleştirilmesi de söz konusu. Alt tarafta kullandığımız her marka enerji, süreç, mekanik otomasyon sistemleri dahil tümünü tek bir çatı altında toplamaktan bahsediyoruz. Bunların tümü bir IT yapısı oluyor. Dolayısıyla sizin istediğiniz gibi veri toplayabildiğiniz, yedekleyebildiğiniz, yönetebileceğiniz bir noktaya gidiyor. Bu, süreç optimizasyonu sağlayan bir modül ya da önleyici analitik sağlayan bir modülle erişilebilir olacağı gibi, siz orada kendi sağlayabileceğiniz bir modülle veriyi kendi know-how’ınızla inşa edebileceğiniz bir noktaya geçebilirsiniz. Dünyada Nestle gibi firmalar operasyon verisini merkezileştiren sistemlerinde Schneider ile çalışırlar. Bazı firmalar kendi metriklerini kullanırlar.
Yetkin iş ortağı ekosistemi
Bizi ayıran noktalardan bir tanesi; sektörün dinamiklerini gerçekten çok iyi bilen firmaları bünyesine katması. Biz yeni Ar-Ge’li bir modül üretmiyoruz. ML, AI gibi konular çok ilgi çeken konular; ama Türkiye’de çok fazla uygulamasını göremiyorsunuz. Schneider Electric, 1980’lerden bu yana süreç optimizasyonunu sağlayan çözümleri kullanıyor. Dünyanın pek çok yerinde yüzlerce referansı var. Sizin ihtiyaçlarınızı dinlemek, ona uygun mimari oluşturmak bizim görevimiz. Sonrasında bunun nasıl uygulanacağı kısmı işin en kritik noktalarından bir tanesi. Bugün 200’ün üzerinde partnerimiz var. Otomasyon konusunda çok iyi firmalarımız var. Ama hem otomasyona hem de IT’ye hakim firma sayısı gerçekten çok az. Burada Schneider’in uzmanlığının yanında, globalde bu işin uzmanlığını yapan ekiplerle bir proje yönetimi de sağlayabiliyoruz. Yıldız Holding örneğinde tam olarak bunu yaptık. Özellikle gıda endüstrisinde global firmaları bir kenara bırakın, sektör henüz dijital dönüşümde çok başlangıç noktasında. Dolayısıyla orada sahaya getireceğiniz analitikleri bile hesaplamak çok kolay olmuyor. Yıldız Holding bünyesinde amacımız ise Schneider Electric’in değişen yüzünün farkındalığını oluşturmaktı.
Bakış açıları değişiyor
Fabrikalar, operasyonlarını çok iyi biliyor. Dijital dönüşümün çıktıları olacak şeyleri zaten takip ediyorlar. Ama gerçek zamanlı olarak bunu yapamıyorlar. Bu noktada Schneider Electric’i nasıl kullanacaklarını da çok anlayamıyorlar. Bu yüzden de bu işin danışmanlığını da başlattık; ama danışmanlık aslında bizim kâr amacı gütmeden tamamen gidip üretici, IT’ci, bakımcı ile konuşarak günlük operasyonlarını anlamak ve sorunlarını Schneider Electric’in çözümleriyle nasıl ortadan kaldıracağımıza ilişkin bir mimari oldu. Ondan sonra firmalar sorunlarının nasıl çözüleceğini gördüklerinde bakış açıları değişiyor. Çünkü sektör bağımsız hangi fabrikaya girersek girelim, herkesin iş maddelerinden biri mutlaka dijital dönüşüm, gerçek zamanlı veri kontrolü. Tesis de sadece tesis ile bitmiyor. Tedarikçilerin takibi gibi tamamıyla sürecin izlenebilirliği de çok önemli. Çapraz sorgulamalar gibi adımlarla bu süreçlerin hayata geçirilmesi ise asıl olay.