Şeffaflık, kişisel gizlilik ve güvenlik ön planda
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi iş birliğiyle gerçekleştirilen ‘Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi ve Yapay Zekâ Enstitüsü Çalıştayı’, 21-22 Şubat tarihinde, Gebze TÜBİTAK yerleşkesinde düzenlendi. Çalıştaya; Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ile uzmanlar ve bilim insanları katıldı. Bakan Varank, TÜBİTAK BİLGEM bünyesindeki ‘Bulut Bilişim ve Büyük Veri Laboratuvarı’nda geliştirilen yapay zekâ ve makine öğrenmesi platformunun dünyada ilk kez bir aviyonik sistemde, Milli Muharip Uçak projesinde yer alacağını açıkladı. Türkiye’nin tüm gücüyle yapay zekâ yarışında olacağının altını çizen Varank, çalıştayın, Türkiye’nin yapay zekâ yol haritasını şekillendirirken kritik bir rol oynayacağını kaydetti ve buradan çıkacak fikirlerin Türkiye’nin yıkıcı teknolojilerdeki önümüzdeki dönem planlamalarına hayati katkılar sunacağını vurguladı.
Yapay zekâ teknolojilerinin getirdiği pek çok fırsatın yanında, çok değişik risklere de kapı araladığını dile getiren Varank, etik değerleri de dikkate alan bütüncül bir yaklaşım geliştirmeye çalıştıklarını ifade etti. Bakan Varank, ‘Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi’ hazırlanırken izlenecek yol haritasına değinerek, “Şeffaflığı, kişisel gizliliği ve güvenliği önceleyeceğiz. Fırsatları ve karşı karşıya olduğumuz sınamaları dikkate alacağız. Güçlü olduğumuz alanlara odaklanarak kaynakları verimli bir şekilde kullanacağız. Ülkemizin mevcut iş birlikleriyle uyumlu şekilde diğer ülkelerle ortaklık yapacağız. Geleceğin mesleklerini ve istihdamda dönüşümü planlayacak adımları net bir şekilde ortaya koyacağız” açıklamasını yaptı.
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç, ‘Yapay Zekâ Stratejisi’ ön hazırlık çalışmaları kapsamında; şu ana kadar 16 Bakanlık, 9 bağlı kuruluş, 55 akademisyen, 103 alan uzmanı, 8 STK ile görüşmeler gerçekleştirildiğini ve bu çalıştay ile ‘Yapay Zekâ Stratejisi’nin tamamlanmasının hedeflendiğini kaydetti. Koç, “Ülkemizde yapay zekâ ekosisteminin, hukuksal bir altyapıya dayanarak büyüyeceğini, gelişeceğini ve Türkiye’yi geleceğe taşıyacağına inanıyoruz” ifadesini kullandı.
“‘Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi Çalıştayı’nı; teknolojiyi sadece tüketen değil üreten bir Türkiye olmak için, ‘Milli Teknoloji Hamlesi’ sloganıyla çıktığımız yolda, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisimiz, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ve TÜBİTAK ile birlikte yürütmüş olduğumuz müşterek çalışmalar kapsamında gerçekleştiriyoruz” açıklamasını yapan Dr. Ali Taha Koç, “2023 hedeflerimiz doğrultusunda, yarının rekabetçi ekonomisinde bir güç olarak var olabilmek ancak zamanın getirdiklerini yorumlayan ve hızlı kararlar alarak uygulayabilen çevik bir yönetişim anlayışıyla mümkündür” dedi. “Bugün burada, ‘Veriden Değer Üreten Güçlü bir Türkiye için’ bir arada bulunmaktayız” ifadesini kullanan Koç, katılımcılara ‘Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi Belgesi’ hazırlık çalışmalarına yapacakları katkı için teşekkür etti.
Yapay zekâ algoritmalarımızın nasıl korunması gerektiği önemli bir gündem maddesi
Yapay zekâ sistemlerinin veriye dayalı sistemler olduğunu kaydeden Koç, “Çağımızın petrolü olarak değerlendirilen veri, yapay zekâ sistemlerinin eğitilmesinde ve test edilmesinde kullanılan yegane kaynaktır. Bu gereklilik bize verilerin doğru sınıflandırılmasını ve etiketlenmesini zorunlu kılmakta. Çünkü veriniz kömür olsa bile doğru etiketlendiğinde elmasa dönüşür. Bu sebeple daha güvenilir yapay zekâ sistemlerinin geliştirilmesi için çalışmalar yürütmek zorundayız” değerlendirmesini yaptı. Koç, “Ofis olarak ‘Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalacak’ diyoruz. Bu anlamda yapay zekâ algoritmalarımız ve modellerimizin de verilerimiz gibi korunması gerekmekte. Kötü niyetli kişiler ulusal verilerimizle eğitilmiş bir modeli, yanıltabilir, çalabilir ve en kötüsü veri setini belirli bir kayıpla da olsa tersine mühendislik yaparak elde edebilir. Kritik veriler ile eğittiğimiz modellerimiz, binlerce sorgulamadan sonra ele geçirilebilir. Çalıştayımızda yapay zekâ algoritmalarımızın nasıl korunması gerektiği de önemli bir gündem maddesi olarak karşımıza çıkmakta” şeklinde konuştu.
Yapay zekâ teknolojilerinin etik ve hukuksal altyapılara dayandırılması gerekmekte
Dr. Ali Taha Koç, “Etik ilkeler üzerine kurulan bir hukuki sistemin yapay zekâ için oluşturulması ve düzenli güncellenmesi zorunludur” ifadesini kullanarak “Yapay zekâ teknolojilerinin etik ve hukuksal altyapılara dayandırılması gerekmektedir” dedi. Koç, konuşmasına şöyle devam etti: “Yapay zekâ sistemlerinin toplumun tamamının iyiliğine yönelik çalışmalarda bulunulmasının teşvik edilmesi bizim için çok önemli. Bunun sağlanabilmesi için de, yapay zekâ sistemlerince kullanılacak veriler, açık ve verimli çalışabilme olanağı yaratmaya imkân tanıyor olmalıdır. Çünkü yapay zekâ sistemlerinin kullanımının toplumsal uyum ve iş birliğine katkıda bulunarak ayrımcılığı ortadan kaldırması ve yapay zekâ teknolojilerine eşit erişim imkânı tanıyarak küresel adaleti sağlaması temel hedefimiz olmalıdır. Etik ilkeler üzerine inşa edilmeyen bir yapay zekâ ekosisteminin başarılı ve sürdürülebilir olamayacağını özellikle vurgulamak isterim. Ülkemizde yapay zekâ ekosisteminin, hukuksal bir altyapıya dayanarak büyüyeceğini, gelişeceğini ve Türkiye’yi geleceğe taşıyacağına inanıyoruz.”
Kontrollü bir geçişe ihtiyaç duymaktayız
“Yapay zekâ gibi, hayatın her alanını etkileyecek yenilikçi teknolojilerin, bugünkü modern yaşamımıza adapte olabilmesi için kontrollü bir geçişe ihtiyaç duymaktayız” açıklamasını yapan Koç, “Adına ‘Dijital Dönüşüm’ dediğimiz bu geçiş, ülkelerin gelişmişlik düzeyinde büyük sıçramalara vesile olabilecek fırsatları da beraberinde getirmekte. Yapay zekânın kullanımı yaygınlaştıkça, mahremiyetin nasıl korunacağı, şeffaflık, güvenlik ve hesap verilebilirliğin nasıl sağlanacağı konusunda çeşitli endişeler doğuyor. Ortaya çıkabilecek endişeleri giderebilmek amacıyla Yapay Zekâ Stratejimizde ilkelerimiz; İnsan Merkezli, Adil, Toplumsal Refahı Artırıcı, Şeffaf, Güvenilir, Hesap verebilir, Veriden Değer Üreten ve Ulusal ve Etik Değerlere Bağlı olarak belirlendi” şeklinde konuştu. “Dünya çapında, OECD verilerine göre kasım 2019 itibarıyla, yapay zekânın kullanım ve gelişimini teşvik etmek amacıyla en az 50 ülkede ulusal bir yapay zekâ stratejisi yayımlandı” bilgisini veren Koç, “İncelenen ülke stratejilerinde yer alan stratejik amaçların; Ekosistemin Oluşturulması, Eğitim/Farkındalık, Kurumsal Yapılanma, Etik Çerçeve, Yatırım/Destek, Ar-Ge, Standartlar/Yasal Çerçeve, Açık Veri Politikası, Yapay Zekâ Çözümleri alanlarında kesiştiği dikkat çekmekte” dedi. “‘11. Kalkınma Planı’nın öncelikleri, veri ve teknoloji altyapısının olgunluğu, kurumsal kapasitenin ve teknoloji ekosisteminin gelişmişlik seviyesi, sosyal refah ve ulusal güvenlik açısından önemi gibi kriterler göz önüne alındığında; eğitim, sağlık, imalat sanayi, savunma ve tarım alanlarında yapay zekâ teknolojilerinin kullanılmasının gerekli olduğu ortaya çıkıyor” açıklamasını yapan Koç, ‘Ulusal Yapay Zekâ Strateji’nin odağında insan ve etik değerler olması gerektiğini kaydetti. “Hedefimiz; ‘Yapay Zekâ Ekosistemi’ ile Türkiye’de, sürdürülebilir ve üretim tabanlı bir ortam oluşturmak” diyen Dr. Ali Taha Koç, şu noktalara vurgu yaptı: “‘Veri Erişim Ve Paylaşım Çerçevesi’ni tanımlayarak ülkemizde yapay zekâ üzerine yapılacak araştırmaların önünü açmalıyız. Yapay zekâ teknolojilerinin kullanımını yaygınlaştırarak, öncelikle kamuda iş ve iş süreçlerinin verimliliğini artırmalıyız. İş gücü ve nitelikli insan kaynağı yetiştirerek, yapay zekâ ekosistemini sürdürülebilir kılmalıyız. Yapay zekânın toplumsal hayata entegrasyonu için etik ve hukuki çerçeveyi belirleyerek, üretilecek her yapay zekâ ürününün, insanların refahını artırmasını sağlamak zorunda olduğunu unutmamalıyız.”