Sekom Genel Müdür Yardımcısı Burak Şahin: “DOĞRU ÜRÜN VE DOĞRU ENTEGRASYONA ODAKLANIYORUZ”
“Kendimden kısaca bahsetmem gerekirse, teknik kökenliyim. Kariyerime banka ve ISP sektörlerinde başladıktan sonra, sistem entegratörü tarafında devam ettim. Bu masada bulunan sizler ise hem sektörün teknoloji liderlerisiniz hem de konumlarınız gereği belirli STK’larda söz sahibisiniz. Bu nedenle, bu toplantıyı sadece bir buluşma değil, aynı zamanda sektörel sohbet açısından da bir avantaja çevirmek istiyorum.
Sekom, Türkiye’de daha transmisyon altyapısı kurulurken bu alanda çalışmaya başlayan, sonrasında Cisco ile çalışmaya devam eden, bundan dolayı da farklı alanlara da yatırım yapmasına rağmen uzun süre network firması olarak bilinen bir sistem entegratörü. Şu anda uygulamasını konteyner ile ortamlarında geliştiren, genel bulut, özel bulut entegrasyonları ve hibrit bulut ile de çalışan birçok önde gelen kurumun dijital dönüşüm yol arkadaşı.
Yönetim kurulu başkanımızın yaptığı bir benzetme vardı; derdi ki: ‘Müşterilerimizin aslında çok güçlü ekipleri var. Müşterilerimizi bir masa olarak düşünürsek masanın üst tablası müşteridir ve masanın dört bacağı vardır. Bir bacak üretir, diğeri ürünleri dağıtır. Entegratör bu parçaları birleştirir ve danışman ile eğitmen işi tamamlar. Ancak Türkiye’nin koşulları gereği, bu bacaklar birbirine karışıyor. Distribütör, entegratörlük yapmaya çalışıyor, eğitim firması ise danışmanlık hizmetleriyle birlikte ürün satmaya yöneliyor. Sekom, diğer alanlara daha çok kazanalım diye girmeye çalışmadan, uçtan uca sistem entegratörlüğüne odaklanarak Türkiye, Doğu Avrupa ve CIS bölgesinde teknoloji servis sağlayıcı olarak hizmet veriyor. Çünkü üretici açısından çok ciddi rekabet var. Biz ürün odaklı çalışmıyoruz. Dışarıdan domain bilgisi olan danışmanlarla, o doğru ürünlerin nasıl pozisyonlanacağı ve entegre edileceği üzerine çalışıyoruz. Domain bilgisi neden önemli; Örneğin aynı marka bir güvenlik cihazını Türkiye’de güvenlik kurumları da üniversite de, banka da kullanabiliyor. Regülasyonu apayrı olan Avrupa ülkesi de Orta Doğu ülkesi de kullanabiliyor. İşte burada hizmet kalemi aslında bu farklılığı ve verimliği sağlıyor.
Teknolojide bankacılık ileri seviyede. E- ticaret de havacılık da öyle. Aslında Türkiye teknolojik anlamda çok ilerlemiş durumda. Ama bunun bir dezavantajı da şu oluyor, o teknolojide ilerlerken hızlıca yatırımlar yapılması ya da hızlı karar verilmesi gerekiyor. Örneğin, teknolojiden maksimum verimlilik sağlamak adına hemen hemen herkes yapay zekayı konuşuyor durumda. Türkiye’de pek çok büyük veri merkezi var. Ama bu veri merkezleri, yapay zeka ihtiyacı ve kullanımı öngörüldüğü şekilde gelişirse, aslında yakın gelecekte atıl duruma çıkacak. Çünkü herkes yapay zekadan bahsediyor. O yapay zekanın kullanılması için GPU’ların olması gerekiyor. O GPU’ların çalışacağı daha güçlü veri merkezlerinin yapılması gerekiyor. O veri merkezlerinin mimarisi bile farklı olmak durumunda. Örneğin önde gelen Public Cloud hizmeti sağlayan şirketlerden birisi çalışacağı uygun bir veri merkezi bulmakta çok zorlandı. Şu anda ona göre yatırım yapmaya çalışıyor. Dolayısıyla bu tarz radikal teknoloji kullanımlarındaki değişikliklerin insanların bireysel ya da kurumsal çabalarından öte, koordineli bir yapıda yürümesi, ülkemizin de buna uygun bir politika sunması gerektiğini düşünüyorum.
Diğer yandan, sektörümüzde farklı regülasyonlar olmasına rağmen, teknoloji alanında insan kaynağı yönetimi açısından da bir düzenlemeye ihtiyaç var. IT sektörü ‘bacasız fabrika’ olarak adlandırılır ve burada kaynakların doğru yönlendirilmesi gerekiyor. Ancak uzun vadeli kariyer fırsatları gençlerimize yeterince cazip bir şekilde anlatılamıyor. Örneğin, bir oyun şirketi büyük bir başarı elde edip milyar dolarlık bir değere ulaşınca, Türkiye’deki genç yazılımcıların çoğu oyun yazılımına yöneliyor. Veya herkes bir anda güvenlik ya da büyük veri uzmanı olmaya çalışıyor. Oysa bu dengelerin korunması gerektiğine inanıyoruz.
Başka bir örnek de ekonomik cazibe merkezlerinin hızla değişmesidir. Bir yıl bankalar büyük kâr eder ve tüm IT uzmanları bankalara geçer. Ertesi yıl e-ticaret sektörü kâr eder ve bu kez o alana geçiş olur. Bu dengesiz geçişlerin önlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Kontrolsüz büyüyen entegratörlerin zorlandığını maalesef görüyoruz. Bu nedenle, biz ekosistem mantığıyla hareket ediyor ve belirli alanlarda uzman olan ekosistem ortaklarımızla iş birliği yapıyoruz.
Siz değerli katılımcıların aynı zamanda sektörün önde gelenleri olmasını fırsat bilerek, birkaç sektörel sıkıntıya değindim. Son dönemde yatırımlarımızı artırdığımız alanlardan biri, tüm yapıların otomasyonu. Örneğin, şebeke genelinde envanter ve IP yönetimi, kapasite planlaması, servis kalitesi ölçümü yaparak, bu veriler doğrultusunda aksiyon alan sistemlerin yönetimi üzerine çalışıyoruz. Bu sadece IT temelli değil, aynı zamanda OT temelli sistemleri de içeriyor; çevresel sensör verilerinin takibi ve bu verilerin kullanımı gibi alanları da kapsıyor. Örneğin, az trafik olan saatlerde kullanılmayan fiber optiklerin kapatılmasıyla enerji tüketimini azaltarak ortam ısısını düşüren ve böylece sürdürülebilirliği artıran bir otomasyon sistemi geliştiriyoruz. Çoğu kişi otomasyonu, bir sistemde gözlemlenen bir olayın diğer sistemleri tetiklemesi olarak düşünüyor. Bu doğru olmakla birlikte, otomasyonun asıl amacı, daha fazla veri toplayarak bu verilerle makine öğrenmesi ve sezgisel yaklaşımlar kullanmak, ayrıca KPI ve ITSM’deki manuel girdileri de entegre ederek full otomasyon sağlamaktır.
Çalıştığımız üreticilerden olan dünya liderlerinden Cisco da teknoloji alanında çok güçlü olduğu network donanım alanından dolayı network şirketi gibi görülse de son yıllarda güvenlik ve yazılım alanlarına inanılmaz yatırımlar yapıyor. Son yıllardaki yatırımlarına bakıldığı zaman aslında Cisco bir yazılım şirketine dönüşmüş durumda. Yatırım yaparak bünyesinde birleştirdiği Splunk, çok büyük ve inovatif bir yatırım.
Son dönemde gerçekleştirdiğimiz yatırımlar ve iş birlikleri sayesinde, Cisco ve diğer ürünlerin yanı sıra, gerektiğinde kendi yazılım yeteneklerimizi de kullanarak, ürün odaklı değil, çözüm odaklı bir yaklaşımla müşterilerimize entegre teknoloji hizmetleri sunan bir servis sağlayıcı olarak hizmet veriyoruz.”