Sektör büyümüyor!
Siz 5G, yapay zeka, IoT gibi fiyakalı söylemlere pek aldırmayın, yerimizde sayıyoruz hatta küçülüyoruz.
Bu hafta TÜBİDER etkinliğinde 20. yaş kutlaması yapıldı. Başarılı bulunan etkinliğin organizasyonunu üslenmiş olmanın da keyfi ve gururu içindeydik.
Araştırma şirketi sunumlarında sektör hakkında bilgiler sunuldu. Ben dünyanın önde gelen şirketlerinin bu araştırmaları genellikle telefonda bilgi alarak yaptığını bilen biri olsam da benzer bilgileri TÜBİSAD rakamlarında ve bizim Bilişim 500 araştırması analizinde de gördüğüm için mantıklı buldum. Sonda söylesem belki daha havalı olurdu ama başta söylemeyi seçiyorum; bilişim sektörü hem bilgi teknolojileri hem de iletişim tarafında küçülüyor, eriyor.
TÜBİSAD rakamlarına göre 2013 yılında 33.8 milyar dolar olan rakam 2014’te 31.6, 2015’te 29.9, 2016’da 31.2, 2017’de 31.3, 2018’de 27.4 milyar dolara inmiş. Benzer olsa da ufak bir farklılıkla Bilişim 500 araştırmasına göre iniş 2016’da başlamış. Bu yıl da düşüş beklendiğine göre, tam 7 yıl öncesinin de gerisine düşmüş durumdayız. Bilgi teknolojileri ve iletişim kırılımına baktığımızda durum çok benzer. Boşa giden 7 yıl.
Olumlu diyebileceğimiz haber ihracatın büyümüş olması. 1 milyar dolar civarında dolanıyoruz. Diğeri ise sektör cirolarındaki oranlar diğer ülkelere çok benzer. Donanım rakamının küçülmesi, buna karşılık yazılım ve hizmetin büyümesi ise olumlu tarafı.
Gayri safi milli hasılanın kişi başı bilişim harcaması oranına baktığımızda Avrupa ülkelerinin çok gerisindeyiz. Mesela Fransa ile aramızdaki fark 10 kat, Almanya 15. Polonya bile bizden yüzde 50 fazla. ABD ile olan farkı söylemiyorum bile. Diğer olumsuz konuya gelirsek; bu harcamaların çoğunluğunun bizde bireysel, diğer ülkelerde ise kurumsal odaklı olması. Yani kurumsal satışların artması lazım, şirketlerin teknolojiye yaklaşması, dijital dönüşümü uygulaması gerekli. Kime görev düşüyor, güçlü STK’lara, markalara, bayilere.
Moderatörlüğünü gerçekleştirdiğim panelde bu konuların muhatapları tartışıldı. Kimileri dedi ki markaların Türkiye stratejileri yanlış, 2000’li yıllara kadar bayilere destek olan markalar, sonrasında mağaza ve sanal mağazalara destek olmaya başladı. Bayi kanalının değeri unutuldu, diğerlerinin yanında yer aldılar. Şimdi ise pişman olmaya başladılar, geri dönüş başladı ama kanal yara almış durumda. Kimileri de dedi ki bayiler oturmasın, dijital dönüşümü KOBİ’lere anlatsın, bir başka grup da dijital dönüşümü önce biz bayilere öğretelim dedi. Uzun tartışmalarla sona eren panel sonrası geçilen yemek ve güzel bir son. Emeği geçen herkese buradan alkış ve sevgiler.
41 yıllık deneyimde hem markalarda hem bayilerde hem distribütörlerde hem kullanıcılarda hem de basın tarafında çalışan bir olarak bir Göçe analizi yapıp, her zaman olduğu gibi somut önerilerle konuyu tamamlayayım.
İlk önce nedenler
– Yıllar önce gördüğüm bir grafik var. Her ülkede TV, buzdolabı ve telefon gibi teknolojik ürünlerin satım alım eğrisini gösteriyor. Her ülkede ürünler çıkıyor, bir süre yatay devam eden satışlar bir süre sonra dramatik şekilde artıyor. Bizde de aynı. Hatta telefon satışının artışı bizde daha kısa sürede hızlanıyor. Farklı olan eğri ise bilgisayar. Onlarda bu artış eğrisi çoktan dikey hale gelmiş bizde ise hala yatay. Bu eğrinin bir gün, aynı telefonda, aynı TV’de, aynı buzdolabında olduğu gibi artması bekleniyor. Ama artmıyor, bizde bilgisayara bütçe ayırmak lüks kabul ediliyor.
– Bayiler bilişimin ülkemizdeki ilk yıllarında iyi paralar kazandı. Bir yazıcı satışı bile gereken ciro ve karı sağlıyordu. İlerleyen zamanlarda fiyatlar düştü, cirolar ve karlılık azaldı. Mağazaların devreye girmesi ile hem satışlar daha fazla düştü hem de karlılıklar. Yeni ortam bayilerin hoşuna gitmedi. Kimisi kendini aştı, yeni konulara yöneldi, yazılım ve hizmet satışlarına hatta üretim yapmaya başladı. Diğerleri bu dönüşüme ayak uyduramadı, kimisine göre de zaten bu dönüşüme gerek yok, bu haliyle bile sektörün onlara ihtiyacı var.
– 2023 için Bilişim Ülkesi hedefi belirlenen Türkiye bu konuda çok çalışmadı. Devlet tarafında birbirinden bağımsız başarılı çalışmalar yapılıyorsa savunma sanayi haricinde ortaya konulacak bir ürün yani sonuç yok. Zaten Türkiye’nin bilişimi kimde o bile net değil.
Önerilerim
1- Önce güçlü STK’lar lazım. Yani hedefini etkinlik ya da eğitim satmak değil de üyeler ve sektörü için çalışacak, her konuda raporlar üretecek, çıkardığı analizleri odalara, resmi makamlara ve bakanlıklara sunacak, takip edecek, güçlü şekilde sektörü temsil edecek STK’lar. Sektör derneklere üye olmalı, desteklemeli. TÜBİDER’in de bu konuda başarılı çalışmalar yaptığına inanıyorum.
2- Güçlü teknoloji basını lazım. 30 yıldır teknoloji haberlerini tüm yurda ileten teknoloji basını sektör tarafından desteklenmelidir. Onların yaşaması dijital dönüşümün olmazsa olmazıdır.
3- Markalar cirodan öte Türkiye kanal yapısını iyi çalışmalıdır. Onları eğitmeli, yönlendirmelidir.
4- Bayiler dijital dönüşümü tetikleyecek söylemlerle KOBİ’leri uyandırmalıdırlar.
5- Son olarak devlet büyüklerimiz bize ortak söylemlerle yol haritası belirlemeli ve desteklemeliler. Çıkarılan mali destek paketleri daha kolay ulaşılabilir olmalıdır.
Yazdım. Güvenli günler dilerim.