Sektör, sorunların çözülmesini istiyor
MOBİSAD, İstanbul Üniversitesi iş birliği ile hazırladığı ‘Mobil İletişim Sektör Raporu’nun sonuçlarını açıkladı. Raporda sektörü en fazla etkileyen ekonomik faktörler, sektörün ekonomiye olan katkısını ele alınırken mobil iletişim sektörünün sorunlarına yönelik çözüm önerileri de sıralandı.
Mobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İş Adamları Derneği (MOBİSAD), İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi iş birliğiyle hazırladığı “Mobil İletişim Sektörü Raporu”nu açıkladı. MOBİSAD Başkanı Mustafa Kemal Turnacı’nın ev sahipliğinde 03 Mart 2020, Salı günü Raffles Otel’de gerçekleştirilen basın toplantısında sektör paydaşlarının çözüm bulmaya çalıştığı konular, sektörü en fazla etkileyen ekonomik faktörler, sektörün ekonomiye olan katkısı ele alınarak kamu otoriteleri tarafından yapılması gereken düzenlemeler ve çözüm önerileri açıklandı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan MOBİSAD Başkanı Mustafa Kemal Turnacı, “2019 yılı içerisinde İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi öğretim üyeleri ile hazırladığımız bu raporla sektörümüze hem küresel hem de Türkiye ölçeğinde bakış açısı sunmayı hedefledik.
Derneğimizde üye olan bütün paydaşların ihtiyaçlarını göz önüne alarak değerlendirmeler yaptığımız bu raporda sektörün önde gelen yöneticileri, çalışanları ve paydaşlarına yaptıkları katkılardan dolayı teşekkür ediyoruz. Bu raporla sektör paydaşlarının çözüm bulmaya çalıştığı konular, sektörü en fazla etkileyen ekonomik faktörler, sektörün ekonomiye olan katkısını ele alarak kamu otoriteleri tarafından yapılması gereken düzenlemeler ve çözüm önerilerini sıraladık” dedi.
Turnacı, “Türkiye’de iletişim teknolojileri sektörünün pazar büyüklüğü 2017 itibariyle yaklaşık 75.6 milyar TL (51.1 milyar TL elektronik haberleşme, 24.5 milyar TL donanım) iken bilişim teknolojilerinin payı 41.3 milyar TL olduğunu görüyoruz. Böyle bir pazar büyüklüğüne sahip ekosistem içerisindeki işletmelerin kamu bütçesine katkısı yadsınamaz bir boyuttadır. Ayrıca yine sektörde önemli bir paya sahip olan internet servis sağlayıcı gelirleri, BTK verilerine göre, 2017’de yaklaşık 7 milyar TL olarak gerçekleşti. 2019 1. Çeyrek itibariyle yaklaşık 125 dolayında işletmecinin aktif olarak hizmet verdiği görülüyor.
İnternet servis sağlayıcılığı hizmeti sunan işletmelerin 2018 gelirleri bir önceki yıla göre yüzde 14,1’lik artışla 8 milyar TL seviyesine ulaştı. Hızla büyüyen bir sektör olan mobil iletişimin önemi her geçen gün artıyor. Nüfusumuzun yüzde 77’sinin akıllı telefona sahip olduğu bir zamanda mobil iletişim sektörünün önemi ve ekonomiye katkıları göz ardı edilemez bir noktaya ulaştı. Sektörümüz 170 bin doğrudan, 800 bin dolaylı istihdam sağlıyor” diye konuştu.
Toplantıda konuşan İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Okumuş, “Mobil iletişim sektörü, üreticiden; bireysel kullanıcıya kadar birçok oyuncuyu içine alan ve birbirini etkileyen geniş bir kanalla hizmetlerini sunuyor. MOBİSAD’la birlikte hazırladığımız raporda, küresel ve Türkiye ölçeğinde sektörün değerlendirilmesinde özellikle en çok ön plana çıkan mobil iletişimin yarattığı sosyal ve ekonomik etkileri ele aldık” şeklinde konuştu.
“Nüfusun yüzde 77’si akıllı telefon kullanıyor”
MOBİSAD’ın açıkladığı ‘Mobil İletişim Sektör Raporu’na göre Türkiye’de yetişkinlerin yüzde 98’i cep telefonu kullanırken, bunların yüzde 77’si akıllı telefon kullanıyor. Masaüstü bilgisayar veya laptop kullananların oranı yüzde 48 iken, tablet kullananların oranı ise yüzde 25 olarak sıralanıyor. Giyilebilir teknoloji ürünleri kullananların oranı ise yüzde 9. Türkiye’de nüfusun yüzde 67‘sine tekabül eden 54 milyon internet kullanıcısının yüzde 36’sı masaüstü bilgisayar veya laptoplarından, yüzde 62’si cep telefonundan, 3‘ü ise tabletlerinden internete bağlanıyor.
“Cep telefonu ithalatı son 4 yılın en düşük seviyesinde”
Rapora göre 2018’de Türkiye’nin cep telefonu ithalatı 1 milyar 966 milyon Dolarla son 4 yılın en düşük seviyesine geriledi. 2018’de toplamda 9 milyon 820 bin 192 cep telefonunun Türkiye’ye getirildiği ve 2017 ile kıyaslandığında ise 2018’deki cep telefonu ithalatının yüzde 30 oranında düşüş yaşadığı görülüyor. Yine rapora göre 2. el cep telefonu piyasasına yönelik özellikle KDV noktasındaki düzenlenmeler talebi canlandıracak ve sektöre yeniden ivme kazandıracak. Özellikle 2. el cep telefonu pazarı noktasında Türkiye’de herhangi bir düzenlenmenin yapılmamasının yıllık 20 milyon adedi (12-15 milyar TL) bulan bir hacme sahip olan bu pazarda vergi kayıplarına yol açtığı görülüyor. Bu pazar içerisinde alım satım işlemlerinin KDV oranından dolayı kayıt dışı yapılması hem ekonomiye hem de sektöre büyük zarar veriyor.
“Akıllı telefon kullanımı yüzde 20 artacak”
Rapora göre günümüzde mobil servis hizmetlerinden yararlanan kullanıcı sayısı dünyada 5 milyardan fazla hâle geldi. Bu kullanıcıların internet servisinden yararlananların sayısı ise 4.3 milyar civarına ulaştı. 2025’e kadar mobil servis hizmetlerinden yararlanan kullanıcıların sayısının yaklaşık yüzde 80 artarak 5.9 milyar seviyesine ulaşması bekleniyor. Bu kullanıcıların mobil internet servisinden yararlanan kısmının ise 5 milyara ulaşması tahmin ediliyor. Yine 2025’e kadar mobil internet kullanıcı sayısının 5 milyar seviyesine çıkacağı düşünülüyor.
2024’e kadar dünya nüfusunun ise yaklaşık yüzde 71’inin mobil iletişim hizmetlerinden yararlanacağı tahmin ediliyor. Toplam bağlantı sayısının 7.5 milyar olduğu Nesnelerin İnterneti (IoT) alanında bağlantı sayısının 2025’de 25.1 milyar olacağı ve mobil internet penetrasyon oranının yüzde 61’e ulaşması bekleniyor. Önümüzdeki 25 yıllık süre içerisinde küresel ölçekte akıllı telefon kullanımının yüzde 20 artacağı ve her 4 mobil bağlantının 3’ünün akıllı telefonlar vasıtasıyla yapılması bekleniyor.
“Sektör, yeni yatırıma kapılarını kapadı”
Rapora göre mobil iletişim sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin yaklaşık yüzde yüzde 50’si herhangi bir yatırım planı yapmazken yüzde 40’ı gelecek dönemlerde yeni yatırımlar yaparak büyümeyi planlıyor. Yüzde 10 civarında işletme ise herhangi bir yatırım kararına yönelik planlama içerisinde olmadığını belirtiyor. Sektörün istihdam noktasındaki beklentilerinde ise ekonomide özellikle döviz kurunda yaşanan dalgalanmaların etkisiyle işletmelerin yaklaşık yüzde 50’si çalışan sayısında azalma olacağını, yüzde 40’ı aynı kalacağını ve yüzde 10’u ise artacağını ifade ediyor.
Raporda mobil iletişim sektörünün sorunlarına yönelik çözüm önerileri şöyle sıralandı:
- Sektörün beklentileri doğrultusunda en fazla karşılaşılan 2. el telefonlardaki denetimsiz ve kontrolsüz alış/satış işlemleri kontrol altına alınarak sistematik olarak telefonların izlenmesi sağlanmalıdır.
- Cep telefonu ve tablet gibi mobil iletişim alanında kullanımı artan ürünlere yönelik taksit kısıtlamalarının sürekli gündemde olması ve değişikliklerin piyasada son müşteriye ulaşmada etkin olan perakende sektörünü satışlar yönünden etkilemektedir.
- Sektör tarafından en önemli sorun olarak ifade edilen IMEI klonlanmasına yönelik olarak ağır cezaların uygulanmasının gerekli olduğu ve teknolojik tedbirlerin yasal düzenlemelerle alınması gerekliliği görülmektedir.
- Yurtdışı harcının telefonların maliyetleri dikkate alınarak hesaplanması yurtdışından gelen telefonlara yönelik yeni bir düzenleme ile güncellenmelidir.
- Sektöre giriş yapan işletmelere yönelik herhangi bir standardizasyon olmaması yine dikkat edilmesi gereken önemli konulardandır. İş kurma süreçlerinde sertifikasyon ve yeterlilik gibi ön şartlar oluşturularak daha verimli ve etkin bir pazar yapısı oluşturulmalıdır.
- Sektörün eğitimli personel ihtiyacına yönelik ihtiyaç analizi yapılarak gerekli eğitimlerin belirlenerek hatta mesleki yeterlilik belgesi çalışmaları ile kurumsallaşma sağlanmalıdır.
- Mobil iletişim sektöründe, dijital dönüşümden Ulusal Geniş banda, siber güvenlikten akıllı ulaşım sistemleri strateji ve eylem planlarının ilk kez hazırlanıp uygulanmasına, 4.5G ile kırsalın kapsamaya alınarak “sayısal uçurumun” azaltılmasından, milli ve yerli ürünlerin “ULAK” projelerinde kullanımının zorunlu kılınmasına kadar pek çok proje hayata geçirilmiştir. Tüm bu projelerde ulusal veri güvenliğinin sağlanmasında yerli sektör temsilcilerinin desteklenmesi ve Ar-Ge süreçlerinin ön plana alınması gerekmektedir.