Sektörler arasında buluşma vakti
Finans sektörünün perakende ve telekomünikasyon başta olmak üzere tüm sektörlerle bütünleşmesi, sektörel çözümlerde de yenilikleri beraberinde getiriyor. Bireysel ve kurumsal müşterilerin tüm bu sektörlere yönelik beklentileri hızla gelişiyor. Bu konuda finans sektörü için uyguladıkları çözümleri geliştirdikleri gibi, söz konusu sektörler için de yenilikler sundukları bilgisini veren VeriPark Türkiye Genel Müdürü Aslı Derbent Özkan, projeleri ve yurtdışı açılımları ile ilgili bilgiler paylaştı.
2014 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tüm müşterilerde önemli projeler var. Ama projeler, sonbahara kadar seçim sonuçları ve istikrar bekleyişi içinde oldu. Bu yıl projeler sadece finans sektöründen de değil. O hep lokomotif, ama perakende sektörü de öne çıkıyor. Ödeme sistemleri, operatörler ve sektörler arasında bir bütünleştirme var. Bankalar yatırımlarında ödeme sistemine yönelik projelere, e-cüzdan projelerine yöneldiler. Operatörlerin de e-cüzdan ve mobil ödeme projeleri var. Her sektör birbirinin alanına giriyor böylece. Amaç paranın akışını artırmak. Bunun için de bankacılıktaki devinim tek başına yetmiyor. Perakende sektörünü de yanına alması gerek.
Perakende sektörünün bu gelişime bakışı nasıl?
Perakende sektörü temsilcileri de uzun zamandır teknolojilerini yenileyip daha çok e-ticarete, daha çok bütünleşik çalışmaya, çevrimiçi mağazacılığa yöneldiler. Bu konuda uzun süredir yatırım yapıyorlar. Böylece daha bütünleşik çözümler ortaya çıkabiliyor. Tarafların işbirliğine yakın olması süreçleri hızlandırıyor. Sonuç olarak, aslında kapsamlı bir yaklaşım değişikliği yaşıyoruz.
Finans sektörüne yönelik VeriBranch gibi omnichannel, VeriTouch gibi finansal CRM, risk yönetimi gibi başlıklarda çalışmalarınız var. Bunlara yönelik talebi nasıl değerlendiriyorsunuz?
VeriLoan isminde kredi tahsis ve kullandırma uygulamamız var. VeriCash ise bir ödeme merkezi olarak aslında tüm sektörlere yönelik bir çözüm. Farklı sektörlerdeki şirketlerde çalışmalar var. Ama finans sektörü ile bağlarımız, bir ödeme geçiş projesi olan VeriCash yapısını oluşturmamızı sağladı. Bankaların sunduğu ödeme servislerini ortak platformda birleştirip, bunu da müşterilerimize sunmaya başladık. Güncellemeleri yapıldı ve şu anda üzerinden ciddi işlem geçen bir altyapı oldu. Yine bankalara sunduğumuz bir ödeme merkezi çözümümüzün yanında, sigorta sektörüne yönelik çözümlerimiz de var. Elektronik sigorta satışının, ilgili düzenleme ile önünün açılması sonrasında sigortayı çevrimiçi olarak almaya yönlendiren bir projeyi gerçekleştirdik. Bunun sigorta sektörünü zamanla değiştirecek bir uygulama olduğunu düşünüyoruz.
Risk yönetimi konusunda farkındalık ve ilgi nasıl?
Bankalar aslında bu konuda çok ileride ve zaten risk yönetimini çok iyi yapmak zorundalar. Müşterilerin her birini sürekli takip etmeniz ve onlardaki değişikliklere göre hızlı teklifler sunabilmeniz gerek. Bu konuda Türk bankaları çok ileri. Mikro segment ve KOBİ segmenti de son dönemde öne çıkan alanlar. Bu yapılarda büyük ölçekli şirketler gibi kurumsallığı belgeleyen bilgiler yok. Üç aylık geçici vergi bildirimleri üzerinden ya da ticaret sicil gazetesine yapılan kayıtlar üzerinden risk analizi yapmak durumundasınız. O yüzden müşteriye yakın olmak ve müşteriyi hep yakından izleyebilmek, müşteri ziyaretlerini yapmak yerine VeriTouch finansal CRM uygulamamız devreye giriyor. İki çözüm birbiri ile bütünleşik çalışıyor. KOBİ ve kurumsal segment için tabletlere yüklü uygulama ile müşteri ziyareti yapıp, edinilen bilgilere göre daha önce hazırlanmış bir risk ölçümleme değerleme anketi ile en azından KOBİ’de bir değişiklik varsa sistemdeki otomatik tanımlı kurallar çerçevesinde önceden uyarılmasına imkan veriyor.
Peki ya omnichannel?
Bu bizim hayalimizdi. Bir bankada çok fazla efor aynı işi birkaç kez yaparak, örneğin bir ödeme sistemi geliştirdiğinizde bunu internete, şubelerde ekranlara, çağrı merkezinde kullanılan sisteme, mobil transferiniz varsa mobil bankacılığın ön yüzüne yazmakla, yani farklı platform ve farklı teknolojiler için uygulamayı 4 kere geliştirmekle geçiyor. Bu da ayrı ayrı kaynak havuzu tutmanız, dolayısıyla maliyet demek. VeriBranch ile amaç ‘uygulamayı bir kere geliştir, tüm kanallara bir kere yükle’. Temelde bir uygulama geliştirildiği zaman bankacılık tarafında muhasebe tanımları ve muhasebe için gerekli altyapısı hazırlandıktan sonra bize bir arabirim sağlanıyor. Tüm kanallar için önyüzü bir kere geliştirip her kanala yüklüyoruz. Tek platform tek teknoloji olduğu için bankanın kaynaklarını her bir kanala odaklı olarak verimli kullanabilmesini sağlıyoruz.
Başka ne gibi projeler gündeminizde?
Analitik CRM üzerinde çalışıyor, iş zekâsı olarak müşterilerin davranış ve satın alma alışkanlıkları, demografik profilleri üzerinden onlara uygun sunabileceğimiz teklifleri bulmaya çalışıyoruz. Birçok kişiye her gün farklı bankalardan SMS’ler, aramalar geliyor. Oysa bunlar sizin ilginizi çekmediği gibi, bankalar için de inanılmaz bir maliyet. Buna karşılık verimlilik de elde edilmiyor. Bir kampanya aramasının geri dönüş ortalamasını bizim konumlandırmamızla bir bankada yaptık ve satış ortalamasının yükseldiğini gördük. Eldeki müşteri verisini en verimli biçimde nasıl kullanmak istediğinizle alakalı bu. Sistem sonrasında öğreniyor ve yüzdesel artış devam ediyor. Yani cevaplara göre sistem besleniyor, semantik yapı ile sistem, öğrenerek sunumlar yapıyor. Bu durumda bu tarz bir mesajı alan banka müşterisi ‘Benim için anlamlıdır’ diyerek mesajı okur veya bu uygulamayı kullanan bankanın aramalarında telefonunu açar. Veri var, ama bunu doğru işleyebilmek, bunun için gerekli uygulama ve bu uygulamayı kullanacak ekibi biraraya getirmek şart. Bu aslında BT tarafındaki büyük verinin anlamlandırılmasını sağlıyor.
Yurtdışına yönelik çalışmalarınız nasıl gidiyor?
Bunun yurtdışında konumlandırılmasını da yapıyoruz. İstanbul merkezli bir firmayız, ama 2007 yılında Dubai’de ofis açtık. Bunu Kahire ve Riyad’da ofislerimiz izledi. Kahire’de geliştirme ofisimiz var. Riyad’daki ofis de büyüyor. Çünkü Suudi Arabistan’da ödeme sistemlerine yönelik çözüm ihtiyacı büyük. Afrika’da da çalışmalarımız var. Sonuçta Türkiye bölgede, Avrupa’da bile fark yaratan bir ülke. O kadar ilerdeyiz ki, buradaki uygulamalar onlar için fütüristik şeyler. Puanlar, alışverişte taksitler, SMS ile kredi başvurusu yapıp kredi alabilmek bunun ilk akla gelen örnekleri. Bu arada Londra’da da ofis açacağız.
Bu Avrupa’ya giriş için ilk adım mı olacak?
Evet, çünkü bu pazara girmemiz için farklı ülkelerdeki başarılı çalışmalar önemli bir referans değer oluşturdu.
Bankaların mobil çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çok hızlı büyüyüp gelişiyor ve internet bankacılığı kullanıcılarının yüzde 30’u mobil bankacılığın da kullanıcısı oldu. Ayrıca bir tarafta da inanılmaz hızlı büyüyen ‘iç uygulamalarda mobil kullanımı’ eğilimi var. Çalışanın önünde tablet ve uygulaması var. Bize en çok gelen talep bu tarz uygulamalar üstüne. Bu uygulamalarda büyük beklenti ve talep, ciddi büyüme var. Sonuçta herkes gerçek hayatta mobil ve bunun iş hayatına yansıması iş sürecinde devamlılık demek. Bizim bu beklentiye uygun çözümümüz var ve hızlı büyüyor. Sigorta sektörü şirketlerinin de bu yapıya ilgisi var.