Siber alem akademia
7 üniversite, Amazon’un Kindle DX’ini eğitim aracı olarak denemeye Avrupa Birliği Komisyonu, bilişimin yazılım ve donanım dışında kalan sosyal ve toplumsal boyut alanlarında araştırma fonunu artırıyor. “Gelecek ve Yükselen Teknolojiler” (Future & Emerging Technologies-FET) fonundan yılda şimdilik 100 milyon avro finansal katkı sağlayan komisyon, bu miktarı 2013’e kadar 170 milyon avroya yükseltecek.
FET’in beklentisi: Bilişimin, toplumsal ve sosyal boyutuna katkı yapacak yenilikçi araştırmalar.
Örnek Ar-Ge konuları: Beyin sinyallerini, düşünce gücüyle tekerlekli iskemle mekanizmasına iletmek. Sadece AB-27 ülkesinde 300 bin kişi tekerlekli sandalyeye mahkum. Bunların hareket yeteneğini “düşünce gücü”yle sağlamak, engellilerin topluma daha iyi katılımı açısından devrim olacak.
Bir başka konu: Bilgisayar sisteminde bir arıza meydana geldiği zaman, sistem öyle bir düzenle çalışıyor olsun ki, bilgisayar bu arızadan etkilenmesin. Yani bir beyin gibi çalışsın. Beyinde de bir yerde sınırlı bir hasar oluşursa, yan bölgeler devreye girerek, zaman içinde o işlevi iyi-kötü yerine getirmeye devam ediyor.
Bir konu daha: Kuantum bilişim sayesinde daha karmaşık bilgisayarların üretimi. Böylece, şimdikiyle kıyaslanamayacak kadar çok veriyi işleme olanağı olacak.
AB Komsiyonu böyle makro konulara Avrupalı bilimadamlarını çekmeye çalışırken, bilişimin sosyal ve toplumsal boyutunu araştıran iki uluslararası akademik dergi de bilişimin psikolojisini anlamaya yönelik araştırmalar yayınlıyor. Dergilerden yeni olanı Çek Cumhuriyeti’nin Brno Üniversitesi’nde hayata geçen “Cyberpsychology.” Alt başlığı: Siberalemde sosyal psikolojik araştırma.
Daha eskice olan diğeri, ABD’de yayınlanan “Cyberpsychology and Behavior”. Alt başlığı: İnternet, çokluortam ve sanal gerçekliğin davranış ve topluma etkisi.
Avrupa dergisinden farklı olarak bunda, “davranışçılık” ağır basıyor. Amerikan psikoloji geleneği daha çok “davranış”ı ölçmeye ayarlıdır. Davranışçı psikolojinin babası sayılan B.F.Skinner, “Davranış, dış faktörlere bağlıdır” ilkesinin bayraktarıydı. Örneğin, güvercinlere, olumlu pekiştirme yöntemiyle, oldukları yerde daire çizerek dönmeyi öğretmişti. Aynı ilkenin insanlara da uygulanabileceğini birçok deneyinde göstermişti.
İşte, şimdi Avrupa ve Amerikan ekolleri, iki akademik dergide şöyle konularda araştırma sonuçlarını dünyaya sunuyorlar:
• Tüketici, e-ticaret sitelerine kadar güven duyuyor?
• Beslenme bozukluğu çeken yetişkinler ve çevrimiçi destek grupları yeterli sosyal destek verebilir mi?
• Sosyal medya iletişiminde kimliğini açık etme ve kendilik duygusu.
• Sosyal paylaşım sitelerinde mahremiyet ve kişisel/grup normları.
• Bilgisayar oyunlarının zaman algısına etkisi.