Siber alemden şifreli aleme
2012’nin sonunda, WikiLeaks’in kurucusu ve halen, sığınma talebi kabul edilmesine rağmen, İngiliz otoritelerinin uluslararası hukuk ihlaliyle Londra Ekvator Büyükelçiliği’nde mahsur durumda tutulan Julian Assange, önemli bir kitap yayınladı: “Şifreci Punklar: Özgürlük ve internetin geleceği” (http://goo.gl/YeeYf). Assange’ın, her biri alanında önemli isimler olan Jacob Appelbaum, Andy Müller-Maguhn ve Jérémie Zimmermann’la birlikte yayınladığı, “Bu kitap bir manifesto değil. Buna zaman yok. Bu kitap bir uyarı” cümleleriyle başlayan kitabın giriş bölümü, K. Deniz Öğüt tarafından Türkçeye de çevrildi: “Julian Assange: Şifreleme silahları için bir çağrı”, http://goo.gl/gx90s).
Kitabın en kışkırtıcı cümlesi kuşkusuz şu: “İnternet insan uygarlığına bir tehdittir.” Assange ve diğer yazarlara göre, “şimdiye dek gördüğümüz en tehlikeli totaliterlik kolaylaştırıcısı” haline getirilen internet, uygarlığımızı hızla küresel bir postmodern gözetim ve denetim distopyasına dönüştürüyor.
Aslında bu küresel polis devletine adım attık bile… Hedefli gözetimi “toplam gözetim, denetime ve fişleme”ye dönüştüren küresel güvenlik ve casusluk endüstrisinin devletler ve şirketlere açtığı bu yeni dünyada, bireylerin mahremiyeti, hak ve özgürlükleri her an ihlal ediliyor. 10 milyon doları ödeyen herhangi bir devlet, vatandaşlarının tüm iletişimini -mobil iletişimini, e-posta iletişimini, sosyal medya dahil olmak üzere tüm internet davranışını- elde edip kalıcı olarak depolayabilir, çok gelişmiş arama ve örüntü bulma algoritmalarıyla bu kazana kepçeyi sallayıp onlara karşı kullanabilir.
Oysa biliyoruz ki, şeffaf olması gereken devletler ve şirketlerdir, bireyler değil. Biliyoruz ki, demokratik devlet, vatandaşları tarafından denetlenen ve sınırlanan devlettir. O halde ne yapmalı? Yazarlar, “güçlü şifreleme silahlarına” çağırıyor. Geçmişi şifreci punklar (cypherpunks) ve kripto anarşizm kültürüne uzanan Assange ve diğerleri, “bilgiyi şifrelemek, şifresini çözmekten daha kolaydır” diyor: “…dünyanın en kuvvetli süper gücünün bütün kaynakları ve bütün siyasi arzusu dahi şifreyi çözemeyebilir. Ve insanlar arasındaki şifreleme patikaları dışsal devletin zorlayıcı gücünden özgürleşmiş bölgeler yaratmak için birleşik bir ağ oluşturabilir. Büyük ölçekli müdahaleden azade kalabilir. Devlet denetiminden azade kalabilir.”
Evet, belki de siber alemden şifreli aleme göç etmenin zamanı gelmiştir. “Bu kitap bir gözcünün gece karanlığındaki haykırışı”…