Siber güvenlik
Mustafa Akgül hatırlatmış: 12 Nisan, “internet haftası”nın başlangıcıymış. “Hafta”, iki hafta sürüyormuş. Hayırlı olsun. İnternet, kesilse hayatı durma noktasına getirecek bir olmazsa olmazımız. Ama;
İnsanlar, isteyerek ya da farkında olmadan önemli bilgilerini sanal ortama açmaktalar. Bir kısım uygulamalarda, bilgilerinizin sanal ortamda durması zâten başlangıç noktası. Söz gelişi, e-postalarını makinelerinde değil de barındırma hizmeti veren kuruluşlarında (host) tutanlar, o e-postaya her bakmak istediklerinde tekrar tekrar internet ortamından indirmek durumunda kalıyorlar.
Halbuki, internet ortamını her kullandığınızda, vahşi bir ormandan geçiyor gibisiniz. Ne kadar çok dolanırsanız, bir kazaya uğrama olasılığınız o kadar artıyor. Kaldı ki, internete bağlı olmak demek, ortalığa yeni salınan virüslerin farkına varılıp önlemi alınana ve bu önlem sizin makinenize ulaştırılıp kurulana kadar, bir antivirüs koruyucusu kullansanız bile etkisine açık olmanız demek. Dünya çapında geçerli antivirüs yazılım şirketleri, yeni virüs gözleyen, yakalayan ve önlemini bulup tüm üyelerine gönderen gözlemci ağı oluşturuyorlar. Ama bir önlem alınabilmesi için birinin o yeni tuzağa düşmesi gerekli. Dileyelim, bu siz olmayın!
İş bu kadarla da kalmıyor. İnternete bağlı iseniz, ne kadar sıkı korunduğunuzu zannederseniz zannedin, bir açığınızı bulup onun üzerinden sizin bilgilerinize ulaşmak, gün geçtikçe kolaylaşıyor. Eskiden bir tek Ethernet kablosu ile bağlanırdık, şimdi buna ek, WiFi, Bluetooth, GSM, … birçok koldan daha bağlantımız var. Erişim için de e-posta yetmedi, sosyal medya kanallarını da açtık. Hani insanın düşünesi geliyor: birisi acaba cep telefonumun GSM’inden telefona erişir, onu köprü olarak kullanıp, onun bağlı olduğu otomobilimin radyosu üzerinden aracımın motor bilgisayarını ele geçirip arabayı hareketsiz kılabilir mi?
Siber güvenlik, göz ardı ettiğimizde, bizi yutulacak lokma konumuna getiren bir olgu. İnternet haftası yerine, artık siber güvenlik konusunda bilinçlensek? Ne dersin Mustafa hoca?