Siber güvenlikte en büyük güç; tüm paydaşların birbirleri ile yapacakları paylaşımlar
Siber saldırılar her geçen gün çok daha komplike hale geliyor ve bu saldırıları tespit etmek, bu saldırılara müdahalede bulunmak ve olası zararlardan şirketleri korumak çok daha fazla uzmanlığa ve işbirlikteliğine ihtiyaç duyuyor. Örneğin bir yazılımın üreticisinin sistemlerine sızan saldırganlar, bu yazılım üzerinden yüzlerce hatta binlerce farklı sistemi ele geçirebiliyor. Geçtiğimiz yıl yaşanan SolarWinds saldırısı böyle bir saldırıydı ve bu saldırı hem şirketleri hem de devletleri siber riskleri yeniden tanımlamak ve ele almak zorunda bıraktı.
Özellikle pandemi döneminde uzaktan çalışmanın artmasıyla birlikte ortaya çıkan yeni siber güvenlik tehditlerini adreslemek adına birtakım hizmetler ön plana çıktı. Bunların başında da uzaktan erişimlerde kullanılan bilgisayarların ve kullanıcı hesaplarının güvenliğini sağlayan ve bu varlıkları 7/24 esasına göre izleyerek şüpheli durumları tespit edip gerekli önlemleri hızlı bir şekilde almaya imkân tanıyan siber güvenlik servisleri geliyor.
Bunun yanında teknolojinin sunduğu esnekliği kullanarak müşterilerine çok daha hızlı ve kaliteli servis vermek isteyen birçok girişim var ve bunların tercih ettikleri yeni teknolojiler de (örneğin konteynır yapıları, mikroservis mimarileri gibi) beraberlerinde yeni riskleri getiriyorlar. Bu riskleri adresleyecek siber güvenlik çözümlerine de gün geçtikçe talebin arttığını söyleyebiliriz. Ayrıca teknolojik altyapı olarak bulut teknolojilerinin de pandemi döneminde sıklıkla kullanıldığını görüyoruz ve bu kullanımın giderek artacağını ön görüyoruz. Bulut ortamlarının hem kendisinin güvenliğini sağlamak hem de bu bulut ortamlarında koşan servislerin veya iş yüklerinin güvenliğini sağlamak da son zamanlarda en çok konuştuğumuz konular arasında yer alıyor.
Siber güvenlik artık tek başına ne bireylerin ne şirketlerin ne de devletlerin sorunu. Yakın tarihte yaşanan onlarca siber saldırı şunu gösterdi ki bu saldırılar herkesi etkiliyor. Bu saldırıları önlemek için geliştirilecek stratejilerin doğru bir strateji olması için bütün paydaşların bu stratejiyi yürütürken aktif şekilde rol alması gerekiyor. Burada en önemli konulardan birisi de tarafların birbirleri ile yapacakları paylaşım konusu. Bilgi paylaşımı, istihbarat paylaşımı, teknoloji paylaşımı gibi. Yani tarafların elinde ne varsa bunları siber savunma amaçlı paylaşmak belki de siber güvenliği sağlamak adına yürütülecek stratejinin başarıya ulaşmasını sağlayacak en kritik adım olacaktır.
Artık siber güvenliğe karşı oluşmuş farklı bir bakış açısı mevcut ve pandemi dönemi de bu farkındalığı artırdı. Bilişim Zirvesi’nde; her şeyin dijitale evirildiği bu süreçte ayakta kalmak için müşteri deneyiminin, strateji ve inovasyonun, operasyonların iyileştirilmesinin, risk yönetimine verilen önemin ortak etkisinin yadsınamayacağını vurgulayarak dijitalleşmenin yan etkisi olan kişisel verilerin korunmasının ve siber güvenliğin önem arz ettiğine dikkat çekeceğiz. Markaların teknolojiyi yakından takip etmesinin, dijitale ayrılan yatırımın hem kurum içi hem de müşteriyle yeni iletişim yöntemlerini geliştirip kendi organizasyonlarına uygun olanı seçmenin ve siber saldırılara karşı önlemler almanın dijital alanda var olunması ve varlığın sürdürülmesi için büyük rol oynadığına değineceğiz.
2021 yılı ile de devam eden pandemi ortamı ve yeni çalışma düzeni ile birlikte yönetilen siber güvenlik hizmetlerine olan talebin artacağını öngörüyoruz. Bu bağlamda gerek hizmet sunduğumuz müşteri sayısını gerekse müşterilerimize sunduğumuz servislerin çeşitliliğini arttırmak öncelikli hedeflerimiz arasında.
Son yıllarda birçok müşterimize sunduğumuz MDR (Yönetilen Tespit ve Müdahale) hizmetlerimizde kullanılabilecek ve müşterilerimizin sunduğumuz teknolojik altyapıda çok daha fazla seçeneğe sahip olmasına imkân tanıyacak şekilde üreticiler ile gerekli iş ortaklıklarımızın sayısını da arttırıyoruz. Bu sayede müşterilerimizin altyapılarının siber güvenliğini sağlarken çok daha esnek alternatifleri sunma imkânına sahip oluyoruz. Bütün bunlar da bizim tarafta ciddi yatırımlar yapmayı zorunlu kılıyor ve tüm bu yatırımları ADEO olarak çekinmeden yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.
Kısa sürede “Şirketlerin Siber Doktoru” olarak konumlanmamız, MDR konusunda Türkiye’de ilk ve lider konumda oluşumuz ve sahip olduğumuz yönetilen siber güvenlik portfolyomuz ile bundan sonra da müşterilerimiz ile uzun yıllar sürecek iş ortaklığını temeli için en iyi hizmet kalitesini sunmak ve toplam müşteri memnuniyetini sağlamak için çalışmayı sürdüreceğiz.
Adeo CEO’su Selçuk Ekin