Sıcak
Arabanın sıcaklık göstergesi 46’yı gösteriyor, çöl sıcağı park halindeki arabayı sarmalamış, olanca gücüyle sıkıyordu. Klimayı sonuna kadar açıp yola çıktık. Şehrin üzerinde bir tül perdesi gibi asılı duran kum taneleri, varlıklarını arabaların üzerinde binaların cam yüzeklerinde ve ağaç yapraklarında hissettiriyorlardı.
Sami ile yaptığımız toplantıyı değerlendiriyorduk. Sami, beyaz kıyafeti, başında kırmızı örtüsü ve siyah bağı ve sürdüğü sekiz silindirli arazi aracı ile müşteri ile yaşadıklarını sakin sakin anlatıyordu.
“İki hafta önce ürünleri kurduk. Bilgi işlem yöneticisi, geçen hafta Uygulama Risk Raporunu (AVR) görünce gözlerine inanamadı. Farklı bölümlerden yöneticileri yanına çağırdı. Onları sorgulamaya başladı. Bunun üzerine, çalışanları kormak için açıklama yapma ihtiyacı duyduk. Yapabilecekleri pek birşey yoktu. Yirmi yıldır aynı teknolojiyi, ilaveler yaparak kullanıyorlardı ve bu eski teknoloji, mobil kullanıların, yeni uygulamaların ve odaklı saldırıların olduğu günümüz dünyasında artık birşey yapamaz hale gelmişti.Bilgi işlem yöneticinin ateşi bu açıklamaları yapınca biraz düştü. Karşı karşıya olduğu güvenlik risklerinin, çalışanlarından değil, kullandığı eski sistemlerden kaynaklandığını anlamıştı.”
Bana doğru döndü ve dediki: “Dokunmayacaksınız”. “Kurduğunuz sistemlere dokunmayacaksınız. Size en kısa zamanda sipariş vereceğiz, bizim ürünlerimiz gelene kadar bu sistemler bizi korumaya devam edecek”.
“Sami” dedim. “Bu ne ilk, ne de son olacak.” Ona aynı şeyi yaşadığımız birçok müşteri olduğunu ifade ettim. Dudaklarının üzerindeki Ayhan Işık bıyığı, uçlarından yukarıya doğru yükseldi. “Rahatladım” dedi. “Cihazları, bekleyen müşteriye kaydırmamız lazım, bu müşteride daha fazla tutamayız“ diyeceksiniz diye tedirgin olmuştum.”
Gülümsedim. “Merak etme“ dedim. “Tahmininden çok daha hızlı ürün teslimatı gerçekleştirebiliyoruz. Sen müşterinin bir an önce süreçleri tamamlamasında yardımcı ol.”
Diğer toplantıyı yapacağımız binanın önüne gelmiştik. Arabanın içi oldukça serinlemişti. Kapıyı açıp dışarıya çıktığımda doğal bir saunanın içine girmiştim adeta. Güneş dokunduğu her yeri kavuruyordu. “Sıcak“ dedim Sami’ye, “çok sıcak bir teknoloji ile çok sıcak günler yaşıyoruz“…