SINIR BİLİŞİM, EKOSİSTEMİYLE BÜYÜYECEK
Kurumsal veya servis sağlayıcı ağlarının giriş noktasını temsil eden sınır olarak adlandırabileceğimiz “Edge”, birkaç yıl öncesine kadar yönlendiriciler, anahtarlar ve masaüstü bilgisayarları içeriyordu. Ancak, son yıllarda teknolojideki hızlı gelişmelerle dizüstü bilgisayarlar, tabletler, akıllı telefonlar, giyilebilir cihazlar ve daha fazlası da eklendi. Ardından IoT ile birlikte kameralardan sensörlere birçok cihazın daha denkleme girmesi Edge Computing (Sınır Bilişim) alanında patlamaya neden oldu. “Artık verilerin büyük bölümü sınırda yer alan bu uç noktalarda oluşturuluyor ve bu verilerin daha sınırdayken işlenmesi büyük önem taşıyor” açıklamasını yapan Vertiv Türkiye ve Orta Asya Ülke Müdürü Zekai Güler, bu nedenle uç noktaların yer aldığı sınıra yönelik bir altyapıya ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Verilerin sınırdayken işlenmesi güvenlik, ölçeklenebilirlik, maliyetlerde azalma, daha fazla güvenilirlik, hız ve düşük gecikme gibi birçok avantajı beraberinde getiriyor. “Ayrıca, KVKK ve GDPR gibi yasal gereklilikleri de göz önünde bulundurmak gerek” hatırlatmasını yapan Zekai Güler, ekledi: “Verilerin nerede depolanacağı ve nasıl aktarılacağı dahil olmak üzere bilgilerin işlenme yöntemlerini çok sıkı bir şekilde kontrol eden bu kanunlar, sınır bilişimi daha da önemli hale getiriyor. Bu nedenle mikro veri merkezlerine duyulan ihtiyaç da artıyor.”
Teknolojinin hızla gelişmesiyle birçok yeni kavram ve eğilim ortaya çıkarken, önümüzdeki beş yıl içinde “sınır bilişim” odaklı bir dönüşümün beklendiği görülüyor. “Vertiv olarak sınır bilişimin çok büyük bir potansiyele sahip olduğuna ve bu konuda yatırımların giderek artacağına inanıyoruz” yorumunu yapan Zekai Güler, orta vadeli beklentilerini ise şöyle anlattı:
“Sınır bilişim finanstan sağlığa birçok sektörde dijital hizmetlerin sunulması açısından dijital dönüşümün en kritik parçalarından biri. Finans kuruluşları, telekomünikasyon firmaları, hastaneler, fabrikalar ve birçok yerde hızla kullanıma giriyor. Diğer taraftan, tüketici alışkanlıklarındaki değişiklikler de daha iyi bir müşteri deneyimi sağlamak için şirketleri sınır bilişime yönelmeye zorluyor. Sınır bilişime olanak tanıyacak altyapıyı kurmak, rekabette öne çıkmak açısından önemli. Orta vadede, 5G şebekeleriyle birlikte elde edilecek yüksek bağlantı hızı ve gecikme süreleri sayesinde sınır bilişim uygulamaları iş dünyasına yeni bir kapı aralayacak. Hibrit bilişim, entegre sistemler, sınır bilişim ve benzeri trendler birçok yeni iş modeline, hizmete, inovasyona ve uygulamaya zemin oluşturacak. Sınır noktalarındaki bilişim kaynakları, akılı telefonlar, tabletler, giyilebilir cihazlar, akıllı otomobiller ve diğer bağlı cihazlarla birlikte akıllı şehirlerin de çağ atlamasına neden olacak. Sınır bilişim mimarilerinin önümüzdeki beş yıl içinde en çok konuşulan konulardan biri olacağını ve bu sınır bilişime doğru geçişin hızlanacağını düşünüyoruz. Biz sınır bilişimi uç noktalarda bulunan çeşitli parçalar ve bölümler olarak değil, bütünsel bir çözüm olarak görüyor, raf çözümlerinden soğutma sistemlerine kadar tamamen bütünsel bir açıyla yaklaşıyoruz.”
Uç bilişim mimarisi, iş dünyası için fırsat demek!
4. Sanayi Devrimi’nin sözde kalmaması, fiiliyata geçebilmesi adına gerekliliklerden biri olarak tanımlanan uç bilişim, veri odaklı deneyimleri geliştirecek, IoT, M2M gibi adımların daha sağlam atılabilmesini sağlayacak. İnovatif hizmetler için zengin bir portföyü beraberinde getirme potansiyeline sahip olan uç bilişim, sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik gibi yetkinlikleri de mümkün hale getirecek. Uygulamaları, veri ve işlem yetkinliğini ağın ucuna taşımak, böylece merkezde bir veri merkezi veya bulut mimarisinden uzaklaşmak operasyonel maliyetleri azaltacak, uygulama performansını geliştirecek, ağ trafiğini optimize ederken, veri analitiği için gerçek zamanlı akışı sunacak. Grand View Research araştırmasına göre, küresel uç bilişim pazarı 2025 yılında 28.8 milyar dolara ulaşacak. Spiceworks’ün “2019 State of IT” raporuna göre ise 5 binden fazla çalışanı olan büyük ölçekli şirketlerin yüzde 32’si halihazırda uç bilişim mimarisini kullanıyor, yüzde 33’lük kesim ise 2020 yılında bu yapıya geçmeyi planlıyor. Ama bu planlamanın BT şirketleri ve iş ortaklarının doğru desteği ile gelişmesi şart. Zira var olan karmaşık BT yapısını sadeleştirmek için uç bilişim mimarisine geçmek hiç de kolay değil. Hele de kurumsal devamlılığın gerekliliği ışığında… Bu noktada kanal iş ortaklarının misyonu ve sorumluluğu artacak ve gelişecek. Kanal iş ortakları için uç bilişim önemli fırsatlar barındırıyor ve iş ortaklarının bu noktada şirketlerle nasıl bir rehberlik ve danışmanlık stratejisi izleyeceği önem kazanıyor. İş ortakları için farklı teknolojileri entegre etmek adına elinde önemli bir fırsat olacak. Daha doğrusu iş ortaklarının müşterinin sahip olduğu yapının değerini artırabilmek için entegre uç ekosisemleri kurgulayabilme yetkinliği şart. Sektör uzmanlarına göre, tedarikçiler de standart sistem çözümleri sunmaktan çıkarak, bütünleşik uçtan uca deneyimler sağlayabilmek istiyor. Bu nedenle BT şirketi ve müşterisi arasında köprü görevi üstlenen kanal iş ortaklarının yetkinliği önemini daha da artıracak. Buluttan uca bir altyapıyı yönetebilen iş ortakları, başarı hikayelerine imza atarken, kurumsal bazda uç mimariye geçiş eğilimini de güçlendirecek.