Sınırlı kaynaklarımızı en etkili biçimde kullanabilmeliyiz
Tarımsal üretimde verim kayıplarının önüne geçmek ve sürdürülebilir karlılığı artırmak adına dijital teknolojiler giderek önem kazanıyor.
Tarım sektörünün paydaşları arasında teknoloji ve dijitalleşme temelinde işbirlikleri çeşitlenirken, “Dijital Arena – Tarımda İleri Teknolojiler 2020” ile detaylar ele alındı. 1 Temmuz Çarşamba günü düzenlenen etkinliğin açılış konuşmasını ise “Hindistan Cevizi Kabuğunda Domates” başlıklı sunumuyla Mavruz Türkiye CEO’su Cengiz Genç yaptı:
“Ormanları kesiyoruz, çevreyi kirletiyoruz, kontrolsüz bir şekilde ilaç ve gübre kullanarak topraklarımızı kullanılamaz hale getiriyoruz. Şehirleşme ile verimli arazileri binalara dönüştürüyoruz. Bunun sonucunda da hepimizin yaşadığı felaketlerle karşılaşıyoruz. Bu konudaki eğitimlerin yaygınlaştırılması, farkındalığının artırılması, tarımsal ayak izimizin azaltılması gerek. İki ekol var. Biri; geleneksel, organik tarım metotlarıyla tarım yapma ekolü iken diğer ekol; teknoloji kullanımı, bilimsel yaklaşımlarla gelenekseli bir anlamda reddeden ekol. Bu iki bakış birbirini reddetmemeli, birbirinden faydalanmalı. Bitkisel üretimin parametrelerinde teknoloji ve bilimin gelişimi ile önemli farklılaşmalar oldu. Yakın gelecekte dünyanın birçok bölgesinde su sıkıntısının yaşanacağı malum. 1 kilo domatesi üretmek için geleneksel tarımda kullanılması gereken su miktarı 60 litre iken, modern teknolojilerin kullanıldığı seralarda 1 kilo domatesin üretilmesi için kullanılması gereken su miktarı 4 litre. Köklerin takibi bu noktada çok önemli; çünkü pek çok hastalık bu köklerden başlıyor. Bitki, besinde görüldüğü zaman hastalıklar çoktan geçmiş oluyor. Bu nedenle çoğu zaman ilaç kullanmak gerekiyor. Halbuki köklerin takip edilmesiyle birçok hastalığı erkenden engellemek mümkün. Teknolojik gelişmeler, tarımın çehresini değiştiriyor. Görüntü tanıma, makine öğrenmesi, bulut bilişim, tarımsal nesnelerin interneti günümüzü ve geleceği şekillendiriyor. Tüm bunlar tarıma veri odaklı bir yaklaşım getiriyor. Gündeme ürün çeşitliliği geliyor. Toprak ve su analizleri bunların en önemlileri. Drone ve uydular kullanılarak elde edilen veriler de üretici ile paylaşıldığında önemli avantajlar getiriyor.”
Tarım için uçtan uca destek sunuluyor
Tarımı geleneksel üretim biçiminin en temel örneği olarak gösteren Türkiye İş Bankası Ticari Bankacılık Pazarlama Müdürü Ethem Eliaçık, “Tarımda Dijital Dönüşüm” başlıklı sunumuyla tarım sektöründe köklü değişimleri ele aldı. Buna göre; girdi tedariği, ekim, sulama, gübreleme biçimleri ve nihai satışına dek son yüzyıl içerisinde tarımda teknoloji kullanımı oldukça yaygınlaştı. Tarımda teknoloji kullanımının dijitalleşme anlamında pek çok olanak yarattığı da görülüyor. Bu kapsamda çok çalışma yapmakla birlikte teknolojik gelişmelerin tarıma olan uzaklığının hak ettiği payı alamadığı eleştirisini yapan Ethem Eliaçık, şu bilgileri verdi:
“Tarımda da sürdürülebilir gelecek, güvenli, katma değer sağlayan bir tarım yapılması konusunda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İki yatırımdan bahsetmek istiyorum. Biri, Vodafone ile birlikte yaptığımız “Dijital Tarım Projesi”. Vodafone Business ile geçtiğimiz yıl içerisinde “Dijital Tarım” çözümünü hayata geçirdik. Tarım arazilerine erken tahmin, uyarı, tahminleme kullanan istasyonları kuruyoruz. Bu arazi içerisinde iklim, hastalık, zararlı gibi konularda çiftçilerimize erken uyarı sistemleri ile katkı sunmaya çalışıyoruz. Bu kapsamda İş Bankası olarak 30 adet dijital istasyonu projeye katkı olarak koyduk. Erken tahminleme ve uyarı sistemleri çiftçiler için önemli. Vodafone tarafından bu projeye özel olarak geliştirilmiş bir mobil uygulama var. Çiftçilerimiz bu mobil uygulama ile tarım arazilerini takip edip erken uyarıları aldıktan sonra tedbir alma olanağına kavuşuyorlar. İş Bankası olarak 30 tane tarım istasyonu dışında, bir de sonraki tarım istasyonlarının kurulumu adına finansman desteği sunuyoruz. İkinci uygulamamız; İmeceMobil. Bu, iştirakimiz Softtech ile beraber geçtiğimiz yıl hayata geçirdiğimiz bir mobil uygulama. Bugün itibariyle kullanıcı sayısı 56 bini aşmış durumda. Bankamızın müşteri olsun ya da olmasın tüm çiftçilerimiz uygulama marketlerinden İmeceMobil uygulamasını indirip uygulamadan yararlanabiliyor, tarım, bahçe, hayvancılık ile ilgili tesislerine girdikleri zaman, tesisler ile ilgili meteoroloji erken uyarılarını, hava tahminlerini alabiliyorlar ve önceden önlem alma şansına sahip oluyorlar.”
Ekosistem doğru biçimde oluşturulmalı
“Tarımda İleri Teknolojiler- Tarımda 4.0” panelini İzmir Ticaret Borsası Genel Başkanı Barış Kocagöz yönetti. Tarımda teknolojiye geçmeden evvel koronavirüs sürecinin alışkanlıklarımızda yarattığı değişikliklere değinen Barış Kocagöz’e göre, dijital teknolojiyi kullanan şirketler, kurumlar bir adım değil, üç adım öne geçtiler. İzmir Ticaret Borsası Genel Sekreteri Dr. Erçin Güdücü de söz alarak, önce İzmir Ticaret Borsası’nın geçmişi hakkında bilgiler paylaştı ve şöyle devam etti:
“Tarım, en eski sektör. İnsanoğlunun ilk evcilleştirdiği bitki, buğday. Bugün birçok bilişim uygulamasının sadece bilgisayarlarda değil, açık alanlarda da uygulamaya geçtiğini görüyoruz. Tarım 4.0 paradigmalarını konuşurken tarımda geliştirme yapmak isteyen bilişimcilerin çok önemli bir eksiği olduğunu fark ettik. Topraksız tarım ya da sera ile uğraşırken bir seraya sahip olmanız lazım. Ürettiğiniz teknolojiyi test edebilmeniz, kullanabilmeniz, geri dönüş alabilmeniz, çiftçi ile konuşabilmeniz, gıda ile ilgili akademisyenlere ulaşabilmenize ihtiyacınız var. Bu ekosistemin parçalarının bir araya getirilmesi gerekiyor. Teknoparklarda yaptığımız araştırmalar sonucunda İzmir ve Türkiye’nin Tarım 4.0’da nerede olduğuna baktığımızda, tarımın BT’ye ve yüksek teknolojiye ihtiyacı olduğunu gördük. Klasik teknopark mantığı tarımda geliştirmeye yeterli değil. Bunları bir araya getiren modelin Türkiye’de henüz tarımda olmayan “Living Lab”ı bulduk. İstanbul Başakşehir Belediyesi’nde olan bir sistem; ancak tarım alanında Türkiye’de mevcut değil. Dünyada belirli örnekleri var. Bu noktada amaç; ekosistem yaratmak. Gelişmeleri bir arada gerçekleştirecek bir ortamı kurmak. Borsamız yaklaşık 6 aydır İzmir Kalkınma Ajansı’nın desteği ve Ege Üniversitesi’nin partnerliği ile bir Tarım Teknoloji Merkezi oluşturuyor. İzmir Tarım Teknoloji Merkezi’ni kurguladık. Ege Üniversitesi ile birlikte bu işe ayırdığımız büyük bir tarım arazisinde çalışmaya başlamak üzereyiz. Bilişim şirketlerinin ve bilişim profesyonellerinin de tarımla daha fazla ilgili olduğunu görüyorum.”
Sahada bütünsel istihbarat buluşuyor
Softtech ve İmeceMobil Kurumsal Girişimcisi Göker Kuzucu da şunları söyledi:
“İmeceMobil’i Murat Civelek ile birlikte İş Bankası’nın desteğiyle 2019 yılının Ekim ayında kurduk. Şu anda kullanıcı sayısı 57 bini aşmış durumda. Küresel olarak bir tarım uygulamasının aktifliği yüzde 35’i geçmiyor. Ancak uygulamamız şu anda yüzde 54’lük bir aktiflik oranına sahip. İmeceMobil içerisinde “Teklif İste-Teklif Ver” bölümünde çiftçilerimizin girdi maliyetlerini düşürerek onlara bir elektronik ihale sunuyoruz. 9 kategoride arkada onaylı tedarikçilerimizin olduğu bir süreç var. O noktalardan tedariklerini alabiliyorlar. Başvuruları bize geliyor. Sonrasında biz bunların sahada istihbaratlarını yapıp güvenilir tedarikçiler oldukları takdirde içeriye alıyor, onların çiftçilere fiyat vermelerini bekliyoruz. Benim babam da çiftçi ve İmeceMobil’de babamın da kullanmayacağı hiçbir servise yer vermeyi düşünmüyoruz. Sahada maalesef ezber gübre, ezber ilaç var. Birçok verileri kullanarak çiftçilerimize doğru bilgiyi iletmeye çalışıyoruz. Bu noktada bir takım eksikliklerimiz var. Çok derin vadilerde, Murat Nehri’nin sekilerinde bir takım sapmalar olabiliyor. Bunun sebebi de radarların o bölgeye uzak olması. Bunun üzerinde çalışıyoruz. Şu an hassasiyetimiz 4 kilometre. Biz bunu 90 metreye indirmeye çalışıyoruz. Kısa zaman içerisinde bunu hayata geçireceğiz. İmeceMobil içerisinde şu anda yıldırım, dolu, şimşek, yağış uyarıları veriyoruz. Çiftçilerimiz uygulamada ilgili alana hem gelirlerini hem giderlerini kalem kalem girebiliyorlar. Tüm bu basit verileri ileride anlamlandırıp İş Bankası ile ortaklaşa bir şekilde çiftçilerimize spesifik krediler çalışmaya başlayacağız. İmeceMobil, Softtech’in bir ürünü. Ancak biz kurum içi girişimciyiz. Softtech içerisinde bağımsızız. Şu anda lokasyon ve ürün bazlı 222 tane ürün için gübreleme önerisi çalışıyoruz. Uydu verileri, toprak analiz değerlerini kullanıp çiftçilerimize bitkinin gelişim evresine ve lokasyonlarına göre gübreleme önerisi vereceğiz. Bir diğer servis hem Türkiye’de hem de küreselde sunacağımız “Sulama Çalar Saat” projesi. Çiftçilere sadece tarlayı sulayacakları zamanı söyleyeceğiz.”
Ar-Ge kendi içimizden çıkıyor
Bursa’da bir girişimcinin 42 yıl önce faaliyete aldığı bir Türk tohum markası olan May Tohum’un Bilgi Teknolojileri Müdürü Murat Yonar, şu bilgileri paylaştı:
“Son 3 yıldır ileri tarım teknolojilerinde drone’lar, hassas tarım üzerine bir çalışma yürütüyoruz. 3 sene önce Drone Teknolojileri Bölümü kurarak depolarımızdan sahaya sevk ettiğimiz tohumların tarlaya ekilmeden tarla kontrolleri ile başlayıp arkasından tarla kontrolleri, sulama durumları, stres durumları, hasat tahminlemesine dek olan süreci takip etmeye çalışıyoruz. Zira gerçekte anlamlı verinin oluşması birkaç yıl alıyor. Oluşan verinin okunması, anlamlandırılması, görsel olarak gelen değerlerin ziraat mühendisleri tarafından anlamlandırılması çok önemli. Tarlanın kültürel işlemlerini uyguladıktan sonra her tarla için uçuşlar yaparak tarlanın çıkışlarını kontrol ediyoruz. Yapılan tüm bunların matematiksel bir karşılığı olmalı ki, ticari anlamı olsun. Şu an drone’umuz 15 dakika sonra çıkışları kontrol ederek bize veriler veriyor. Bunun etkinliğini artırmak için 3 yıldır değişik kamera yöntemleri, analiz yazılımlarıyla çalışmalar yapıyoruz. Geçen yıl yaptığımız çalışmalarda yüzde 98 oranında verim tahminlerini yakaladık. Bu sene de veri tahminlerini ve verimliliği artırabilmek için bölgesel olarak tüm bölgelerimize drone yatırımı yaptık. Türk girişimcisi olarak kendi Ar-Ge’sini kendi geliştiren çok ciddi tarımda teknoloji olarak ilerleyen bir firma haline geldik.”
Panelin son konuşmacısı Tarım 4.0 Derneği Kurucu Başkanı Sümer Tömek Bayındır oldu. 25 yıldır Tarım 4.0 ya da Hassas Tarım denilen teknolojileri kullandıklarını, sahadan sensörler aracılığıyla verinin toplanması, analiz edilmesi ve sonra uygulamaya döndürülmesini hedeflediklerini vurgulayan Bayındır, şöyle devam etti:
“Yıllar içinde bir güç birliği oluşumunun gerekliliğini gördük ve bir girişimde bulunduk. Tarımın tüm alanlarını kapsadık. Hem Türkiye’de hem de dünyada önemli bir tarım markası olma hedefindeyiz. Çünkü tarımın girdileri çok büyük firmaların denetiminde. Neredeyse monopol durumlar var. Biz de tarım teknolojileri alanında bunlarla mücadele etmek istiyorsak bir araya gelmemiz gerekir. Aynı kurucularla Tarım 4.0 Teknolojileri ve Etki Derneği’ni de kurduk. Üyelerimizin çoğu tarım teknolojileri alanında bizzat çalışan kişiler olmakla birlikte multi-disipliner bir bakış göz etmenin gerekliliği çerçevesinde bilişim sektöründen, proje yönetiminde çalışmış kişileri bünyemize kattık. Türkiye’nin, tarım teknolojileri üreten ve kullanan bir üs olması gerektiğini düşünüyoruz. Tüm bunları Anadolu’nun sürdürülebilir değerleri ile yapmak istiyoruz. Kaynaklarımızı en etkin şekilde kullanarak doğru bir tarımsal üretimi bir an evvel oluşturmak zorundayız.”