Siyah kadın bilişimciler
ABD’de İç Savaş’a ve sonrasında geçen yüzyıla rağmen 1960’larda siyahlar medeni hakları için hala mücadele etmek zorundaydılar. Kağıt üzerinde sözüm ona bazı haklar vardı ama kamuya açık yerlerde, plajlarda, otobüslerde, metrolarda, lokantalarda siyahlarla beyazların yerleri ayrıydı. Hatta genel tuvaletlerde bile siyahlar başka, beyazlar başka yerde hacet gideriyordu. Bu olumsuz koşullara rağmen siyahlar eğitime katılmaya çabalıyordu. 1 Aralık 1955 günü Rosa Parks adlı siyah kadın öğrenci, otobüste beyazlara ayrılmış koltuğa oturdu diye olay çıktı. Kısa sürede konu, ülke çapında sorun oldu. Çözümü için 10 yıl yıl geçti. Siyahların medeni haklarını savunan simge isim Martin Luther King 1964’te Nobel Barış Ödülü’nü kazandı. Ama beyaz fanatiklerin kurbanı oldu, bir suikastte öldürüldü.
Siyahların bütün bu mücadelesi sırasında en akla hayale gelmeyecek bir şey ise siyah matematikçi kadınların, NASA’nın Aya Seyahat projesinde faal olarak çalışmaları. Binbir tür önyargıya, ırkçılığa, geleneklere rağmen siyah kadınlar, beyaz kadın ve erkek bilimcilerle birlikte, 1962’de ilk Amerikalı astronot John Glenn’in uçuş rotasının hesaplarını yaptılar. Film, bu kadınlardan üçü etrafında dönüyor. Kadınların, bilimsel bilgileri ve duygusal zekalarıyla, ırkçılığa nasıl meydan okuduklarını perdeye yansıtıyor.
Bugüne kadar dar bir çevrede bilinen bu öyküyü Amerikalı (siyah) araştırmacı Margot Lee Shetterly arşiv belgeleriyle “Saklı Kişiler” (Hidden Figures) başlığıyla 2016’da kitaplaşırdı. Ve kitap, çok kısa sürede aynı isimle film oldu. Gelecek ay Türkiye’de de gösterime girecek.