SMS ile yanlışlama (3)
Bankaların SMS ile internet bankacılığı zorlaması hakkındaki bu son yazım. Kamuoyunu bilgilendirmek için artık yapabileceğimi yaptığımı düşünüyorum. Kendimi, 1988 yapımı Pascali’nin Adası isimli filmdeki, Ben Kingsley tarafından ustaca canlandırılan Pascali’ye benzetiyorum. Osmanlı padişahının bir casusu olan Pascali, imparatorluk bir yandan kırılıp ufalanırken, bulunduğu Ege adasından padişaha sürekli raporlar (mektuplar) gönderiyor. Ancak raporları İstanbul’da kimsenin okuduğu yok!! Yazdığım bu yazıları bir tek ben okuyorum sanırım, o da yazarken!!
İster istemez, soru, “tamam, SMS yanlış metot, peki ne olmalı”ya geliyor. Söyleyeceklerim şunlar:
1. İnternet bankacılığı için kullanıcı ismi ve parola birçok kişi için yeterli aslında. Ayda 2 bin TL maaşıyla faturalarını ödeyen birisi için “ultra-güvenlik” gerekli değil, tam tersi büyük bir engel teşkil ediyor. İnsanlarımız, internet bankacılığından uzaklaşacak, bankamatik makinelerine yönelecektir.
2. Lütfen müşteriye sorun. Kendisi ne kadar güvenlik istediğine karar versin. Hesabında 10 milyonu olan birisi “ultra-güvenlik” istiyorsa, alsın kullansın. Müşteri karar verebilmeli. Benim banka hesabımın güvenlik derecesine ben karar vermeliyim. Evinizin güvenliği konusunda, muhtar veya polis memurundan zorlama gelmesini istermiydiniz?
3. Ben kişisel olarak kendi hesabıma girişte “ultra-güvenlik” istemiyorum! SMS, otantikator veya cep telefonundaki komik uygulamayı da kullanmak istemiyorum. Dinleyen varmı? Benim işimi niçin zorlaştırıyorsunuz?
4. Milyarlarca dolarlık mevduatı kontrol eden Fidelity yatırım şirketi bu seçimi müşterilerine bırakmış. Benim Fidelity’de hesabım var; onlar beni SMS, otantikatör, saçma cep telefonu uygulamaları kullanmaya zorlamıyor. Siz niçin zorluyorsunuz? Bu da Türk vatandaşlığının bir gereğimi haline geldi? Ne zaman? Bir yandan DSL hızımız saniyede 32 milyon bit oldu diye övünürüz, diğer yandan YouTube’u yasaklarız. İnternet bankacılığı için cep telefonunu zorunlu kılarız. İnanılmaz!!