Sosyal medya psikolojik bunalım
Geçtiğimiz hafta büyük bir söz etmiş, konuyu başka bir hafta yazarız diye atlatmaya çalışmıştık. Sosyal medya için “Sosyal hayatımıza etkisi facebook ve twitter ile tarifi imkansız bir boyuta geldi ki sosyoloji ve psikoloji profesörleri birleşse sosyal medyadaki psikolojik bunalımları ve ikincil kişilikleri açıklayabilir mi emin değilim” demiştim. E-postama gelen birkaç yorumda konuyla ilgili gerçekten araştırma olup olmadığı soruldu. Cevabım, bilmiyorum. Ancak biraz bakınca ilginç bulgulara ulaştım. Bunların bazılarını paylaşmamak olmaz.
Mobil teknolojilerin artışındaki önemli unsurlardan bir tanesi sosyal medya olduğu söylenebilir. Örneğin Barem Research’un yaptığı bir araştırma sonucunda 2010 yılında yüzde 19 olan akıllı telefon kullanıcıları 2011 yılında yüzde 35’e yükselmiş. Bu ilginç değil, sosyologların ilgisini çekmeyebilir. Ama bu artışın içinde erkeklerin bayanlara olan artışı çok daha fazlaymış, erkeklerin cepleri daha akıllıymış. Eğer bu telefonları eşleri veya arkadaşları hediye ediyorsa konu psikologların; hayır etmiyor kendileri alıyorsa medya sosyologlarının ilgi alanına girebilir. Medya sosyoloğu olur mu demeyin, bence olmalı. Sosyal ortamlarda çok büyük kitleler yok mu? Bu kitlelerin hareketleri, davranışları, algıları var, gruplaşmaları var. Medya sosyoloğu konusu bana sıcak geliyor açıkcası. Ders kitapları olsa roman niyetine okunabilir.
Başka bir ilginç örnek daha. Taliban da sosyal medyayı kullanmaya başlamış. Facebook ve twitter gibi ortamlarda gelen sorulara yanıt verip, gençler ile iletişime geçmeye çalışıyorlar. Halbuki ironik bir şekilde iktidarda oldukları 1996-2001 yılları arasında birçok medya aracının kullanımını yasaklamışlardı. Hem sosyologlar hem psikologlar bu konuyla ilgilenmeli.
İşverenler de bu sosyal medyadaki psikolojik bunalım içine girebiliyorlar. İş görüşmelerinde facebook şifresini isteyen şirketlere karşı facebook ciddi bir şekilde etik olmadıkları mesajını verdi. İşverenler artık sadece iş yerinde değil sosyal medyadaki ikincil karakterle de ilgilenmeye başladı. Kişilik analizlerine başvurmak yerine facebooktaki gönderilerine bakmayı tercih eden şirket sayısı giderek artıyor. Sonumuz hayrolsun…