Sosyal medyaya sansür mü?
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın sosyal medyayı bir tehdit olarak niteleyip tedbir alınması gereğinden bahsetmesinin ardından, Bakanlık ve BTK’nın sosyal medyaya anlık sansür uygulayacak bir düzenleme üzerinde çalıştıklarını duyuran bir haber yayınlandı (http://www.haberturk.com/polemik/haber/773481-devletten-twitter-ve-facee-mudahale). Gelen ciddi tepkilerin ardından, Bakanlık resmi bir yazıyla iddiayı yalanladı (http://www.ubak.gov.tr/BLSM_WIYS/UBAK/tr/BELGELIK/
haber-duyuru/
20120904_135110_ 204_1_64.pdf). Ama bir süredir hükümetin sosyal medya ile ilgili çıkışlarını izlemiş olanlar bu yalanlamayla yetinemedi. Nitekim, yalanlamaya rağmen mesele kapanmadı.
Hükümetin sosyal medyadan ciddi bir şekilde rahatsız olduğunu gören ve otosansüre zorlanmış anaakım medyaya gerçek bir alternatif oluşturan sosyal medyaya yönelik giderek yoğunlaşan korku operasyonlarını izleyen birisi olarak, bu haber ve yalanlamayı, hükümetin sansür projesi için bir tepki “yoklaması” olarak yorumladım (http://bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/140688-uckan-devlet-sansur-icin-yoklama-yapiyor). Çünkü iktidarın “mehter taktikleri”ne alıştık artık. Dünya internet sansürü ligindeki anlı şanlı yerimiz de belli.
Şimdi gelelim “sansür olarak görünmeyecek” bu sansürün tekniğine: Sezdirmeden yapılacak bir sosyal medya sansürü, ilgili şirketin tam bir işbirliğini gerektirir. Kısmi sansürü şimdilik Twitter’ın Türkiye ayağında “Trend Topic” listesine siyasi etiketlerin girmesini engelleyerek yapıyorlar. Gerçek bir sansür için Twitter, Facebook gibi sosyal ağlara erişimin engellenmesi gerekir, ama bu adım çok ciddi bir tepkiyle karşılanacağı için son çare olabilir. Dolayısıyla bu “anlık engelleme” ne olabilir? Mümkün” bir “senaryo” yazalım: “Hassas” bir olayın hemen ardından, olay soğuyana kadar, popüler sosyal ağlar geçici olarak erişime engellenebilir; hatta bu engelleme “teknik bir sorun” olarak gösterilebilir. Ne de olsa internet erişimi hükümetin kontrol edebileceği fiili bir tekelden geçiyor. Bunun gerekçesi de Terörle Mücadele Kanunu gibi anti-demokratik bir düzenlemeye dayandırılacak basit bir yönetmelikle üretilebilir (http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1099242&CategoryID=79&Rdkref=6).
İnternet kullanıcıları böyle bir “senaryo”ya nasıl tepki verir? bilinmez, ama filtre dayatmasına karşı yürüyen on binler bu tepkinin ulaşabileceği boyutlar konusunda fikir verebilir. Bu tip “radikal teknik”lerin işe yarayıp yaramadığı konusunda ise örnek bol…