Sualtında keşif bitmiyor
ODTÜ Teknokent’te bulunan Desistek firmasının kurucularının da akademisyenlerden oluştuğunu aktaran Emre Ege yaşadıkları süreci şöyle dile getirdi: “ ODTÜ Elektrik Mühendisliği bölümüden Prof. Dr. Kemal Leblebicioğlu ve benim de içinde bulunduğum grup, insansız sualtı aracı yapmak üzere bir bilimsel proje sunduk. O dönemde ülkemizde insansız sualtı araçları teknolojisi henüz bulunmamaktaydı. Böyle bir eksikliğin farkında olarak ülkemizde bu teknolojinin ilerlemesini sağlamak amacıyla çalışmalara başladık. 2006’da başlayan TÜBİTAK destekli bu proje ile, 2010 senesinde Ar-Ge çalışmaları da tamamlanarak Türkiye’de ilk otonom sualtı aracı üretilmiş oldu. Desistek, 2011 yılında, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı desteğiyle kuruldu. Ardından edindiği sualtı teknolojisi tecrübesi ışığında, ürünleşme sürecini de tamamlayarak ticari değer kazandı ve bu değeri her geçen gün arttırmaya devam ediyor. ODTÜ Teknokent’in de bize büyük desteği oldu.”
SAGA sualtında hızlı ve kolay şekilde keşiflerin önünü açıyor
Ege, Desistek’in temel amacını taşınabilir insansız sualtı araçları üretmek olarak açıklayıp “Temel kullanm yeri ise sualtı keşif ve gözlem operasyonlarıdır. Su altlarında, petrol ve boru hatlarında üzerinde herhangi bir kaçak çatlak kırık var mı kontrolünde kullanılır. Tershaneler tarafından gemilerin altında herhangi bir arıza, yosunlama var mı diye bakılır. Baraj kapaklarının incelenmesinde kullanılır. Emniyet birimleri tarafından, ceset ve kanıt araştırma faaliyetlerinde yararlanılır.
Bilim adamları sualtından örnek toplama, gözlem yapma için faydalanır. Oldukça yoğun kullanılan yerlerden biri de balık çiftlikleridir ki çiftlikteki ağların yırtılıp yırtılmadığını kontrol etmek için kullanımı çok önem taşıyor. Çünkü her gün düzenli olarak dalgıç indirilmesi gerekiyor, dalgıç yerine kötü, soğuk havalarda bizim ürünümüzü kullanmak bir alternatif. SAGA (Sualtı Gözlem Aracı) adını verdiğimiz ürünümüz sualtında hızlı ve kolay şekilde keşif ve gözlem yapabilmek için her alanda kullanılabiliyor” şeklinde konuştu.
Dünyada keşfedilen sualtı, keşfedilen ayın yüzeyinden daha az!
İnsansız sualtı araçlarında Türkiye’de ilk ve tek firma olduklarını vurgulayan Ege, bu alandaki küresel firmalarla da rekabet edebilecek bir konumda olduklarının altını çizdi. Ege bu noktada sözlerini şöyle detaylandırdı: “Küresel pazara bakacak olursak özellikle ABD’de 10-15 yıl öncesinde bu araçlar üzerine çalışmalar başlamıştı. Ortadoğu coğrafyasına bu teknolojler pek hızlı gelememekte. Biz bu eksikliği gördük. Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili. Dünyada da genel olarak düşünürsek keşfedilen okyanus tabanları ve sualtı, keşfedilen ayın yüzeyinden daha az. Biz uzayı kendi dünyamızdan, denizimizden daha çok biliyoruz, kendi denizlerimizde neler var bilmiyoruz. Dolayısıyla daha keşfedilecek çok şey var. Petrol araştırmalarından biyolojik çeşitlik araştırmalarına kadar çok geniş bir yelpaza mevcut. 100 metre profesyonel dalgıçların dalış limitidir. Ondan sonraki derinliklerde muhakkak bu cihazların kullanılması gerekli.”
SAGA, Kınalıada’daki batık gemi araştırmasında kullanıldı
“Bizim ürettiğimiz araçların daha büyükleri de var ki bunlar işçi sınıfı sualtı aracı olarak geçiyor” açıklamasını yapan Ege, ürünlerinin avantajlarından şu şekilde bahsetti: “Tüm bu araçların kullanımı farklı. İşçi sınıfı aracı çok hızlı şekilde kullanamazsınız. Ayrıca bunu kullanacak ekip olması gerekir. Bizim aracımızın tüm sistemi komple üç çantadan oluşuyor. Herhangi bir yere arabanızın arkasına atıp rahatlıkla götürebilirsiniz, bir dağın tepesindeki krater gölünde boğulma, bir gaz çıkışı tespit edilebilir. Elektrik olmasa dahi jenaratör yardımıyla bunu yapabilirsiniz. Akademik çevre ürünümüzle çok ilgileniyor. Özellikle deniz bilimleri enstitüleri sudan farklı derinliklerde örnekler toplamak istedikleri için kullanıyorlar. Aynı zamanda fay hattı, sualtındaki lav çıkışı incelemeleri için çok önem taşıyor, cihaz oralardan görüntü topluyor. Savunma sanayi tarafında da özellikle mayın tespiti ve görüntülemesi çalışmasında kullanılması isteniyor. Cihazımız esasen taşıyıcı platform gibi kendisi yüzen bir platform. Üzerine de müşterilerin istekleri doğrultusunda farklı sensörler takmamız mümkün. Afet Araştırmaları Dairesi’nden talep var. Küresel anlamda, nükleer tesislerin incelenmesinde, petrol ve doğalgaz platformlarında gözlem yapmak amacıyla kullanılıyor. Sualtı inşaat çalışmaları da ayrı bir alan. Gemi batıklarında da kullanılıyor. Bu tarz cihazlar kullanılarak gemi batıklarının görüntüleri de gerçek zamanlı elde ediliyor. Türkiye’de de bu alanlarda kullanılmasını sağlayabiliriz.”
Emre Ege, yerli üretici olduklarını vurgulayarak ürünün teknolojik olarak 3 temel bileşeni bulunduğunu kaydetti. Ege, “Ürün, mekanik kısım, elektronik donanım ve yazılım kısmından oluşuyor. Üçünün de hem tasarımını hem de üretimini kendi imkânlarımızla gerçekleştiriyoruz. Esasen ürettiğimiz cihaz temel olarak bir robot. En büyük zorluk sualtında olduğundan yüksek basınç ve sızdırmazlık problemlerini aşmak. Bu yüzden de en fazla mekanik kısmın çalışmalarına ağırlık veriyoruz. Cihazımız 250 metreye kadar sualtına dalıyor. SAGA’nın olabildiğince taşınabilir olmasını istediğimizden küçük yapmaya çalışıyoruz. Bütün elektronik kartların tasarımlarının küçük olmasına dikkat ediyoruz. 7 kişilik bir kadroyuz. Yoğun çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Mekanik olarak çizdiğimiz cihazın çeşitli simülasyonarla, analizlerle performansına bakıyoruz. Doğruladıktan sonra bunun üretimi için 3 boyutlu tasarımların üzerinden gidip OSTİM gibi sanayi bölgelernde üreticilerle beraber çalışıyoruz. Üzerinde tartışıp malzemeleri tedarik edip üretimi sanayide yaptırıyoruz. Bütünleştirmeleri kendi ofisimizde yaptıktan sonra testleri gerçekleştiriyoruz. Sonrasında da göletlerde, denizlerde test ediyoruz. Cihazımız, 2014 yazında İstanbul’da Kınalıada’da batık gemi araştırmasında kullanıldı. Mersin’de, yine İstanbul Zeytinburnu’nda cihazımızdan yararlanıldı. Bahçeşehir’de Boğaz Araştırmaları Enstitüsü ile boğazda tehklike yaratabilecek trafiği izlemek amacıyla ortak bir protokol geliştiriyoruz. Yaptığımız iddialı bir ürün. Biz öncelikle kendi ülkemizde tanınan ve ürünleri sevilen, güvenilir bir firma olmak istiyoruz. Dünyada da söz sahibi olan bir firma olmak hedefimiz var. Mevcut rakiplerimizden farklı çalışmalar yaparak dünya çapında yaptığımız ürünlerle öne çıkmak istiyoruz. Mevcut ürünümüzü de herkesin kullanabilmesi adına daha basitleştirmek, küçültmek amacımız bulunuyor. Diğer yandan servis hizmetimiz çok güçlü; kısa sürelerde cevap verebilmekteyiz” dedi.