Sunucu pazarında yeni dönem
İş dünyasının hızla değişen ihtiyaçlarına yönelik farklı platformlar söz konusu ancak HP, pazardaki ihtiyaçları tartarak geliştirdiği ProLiant sunucu ailesiyle her sektörden işletmenin kritik iş uygulamalarını kapsayacak çözümle bu alandaki iddiasını sürdürüyor. Geçtiğimiz Kasım ayında Project Odyssey’i duyurarak sunucu tarafında tekilleşmeyi öngören yeni sunucu yaklaşımını açıklayan HP, ProLiant ailesinin ilk üyesi olan ve 2010 yılında piyasaya çıkan DL980 ile süren başarıdan memnun.
Önümüzdeki iki yıl yeni ürünlerle zenginleşecek
DL980’in önümüzdeki iki yıl boyunca yeni ürünlerle zenginleşerek yoluna devam edeceğini belirten HP Kritik İş Sunucuları Ürün Müdürü Elif Ayturan, kritik iş uygulamalarına odaklı olan DL980’in ölçeklenebilir ve verimli yapısının iş sürekliliği ve performansın ön plana çıktığı noktalarda önem kazandığına değindi.
Performans açık sistemlerle buluştu
“x86 dünyasında hızla artan bir performanstan söz ediyoruz, hangi sektöre bakarsanız performans ihtiyacı sürekli büyüyor. Ancak müşterilerimizde açık sistemlere doğru bir eğilim olduğunu da görüyoruz. HP, bu iki eğilimden yola çıkarak DL980’i ortaya koydu ve ihtiyaçları harmanlayarak pazara tamamen yeni bir çözüm getirdi” diyen Ayturan, bunun HP’nin inovasyon ve Ar-Ge konusuna verdiği önemi gösterdiğini vurguladı.
Serinin başarısının ardındaki nedenlerden birinin tamamen HP tarafından geliştirilmiş olan Prima mimarisi olduğunun altını çizen Ayturan, sunucu için özgün olarak geliştirilmiş bu bileşenin daha güçlü ve işe doğrudan yansıyan daha gerçek performans ortaya konulabilmesine yardımcı olduğunu belirtti.
DL980’in sektör fark etmeksizin birçok BT uygulamasında yer aldığını söyleyen Ayturan, “Müşterilerimiz bu çözüme genelde OLTP veritabanı çözümlerinde, ‘I/O intensive’ uygulamaları, sanallaştırma ve konsolidasyon çözümlerinde ihtiyaç duyuyor” dedi ve veri ambarı konusunda da ürünlere ilgi gösterildiğini ekledi.
Çoklu platform desteği önemli
Ayturan’a göre sunucunun başarısının ardındaki önemli nedenlerden bir diğeri, Windows ve Linux gibi çok çeşitli işletim sistemleriyle sağlıklı biçimde çalışabilmesi. “20 yıl önce kapalı devre çözümlere yönelen müşterilerimiz artık daha açık altyapılarla veri merkezleri kuruyor. Buraya bir eğilim var ve aynı ivmenin 2012 yılında da devam edeceğini düşünüyorum” diyen Ayturan sözlerini şöyle noktaladı: “Mevcut mimariler üzerinden ürün ortaya koyarak pazarda sadece birkaç makineniz olur, ancak ihtiyaçları ve teknolojileri yeni çözümlere dönüştürürseniz gerçek başarıyı yakalarsınız.”