Sürdürülebilir dijital stratejiler için adımlar atılmalı
Rekabetin artması ile birlikte dijital itibar önemini artırmaya başladı. Fiyatların daha şeffaf olması ve müşteri memnuniyetinin daha önemli hale gelmesi ile şirketler dijital dönüşüm sürecine girmek zorundalar. Artan dijitalleşme, özellikle perakende sektöründe büyük bir hareketliliğe neden oldu. Tüketicilerin tercihlerinin ve satın alma alışkanlıklarının da değişmesine yol açan dijitalleşme ile birlikte şirketler dijital stratejilerinin sürdürülebilirliğini sağlayacak önemli adımlar atmak durumundalar.
Ürün, müşteri verilerinin entegrasyonu ve kurumsal altyapı sistemlerinin sürdürülebilir bir iş modeli ile uyumlu hale getirilmesinin bir gereklilik olduğunun altını çizen Treo Bilgi Teknolojileri Genel Sektör Satış Müdürü Derya Hacıfazlıoğlu, “Aynı zamanda tüm verilere eş zamanlı ulaşılabilmesi de perakende sektörünün gelişmesini sağlayacak temel yapı taşlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Perakende alanında hizmet veren şirketler öncelikle iş süreçlerini, hizmetlerini ve sistemlerini analiz etmeli, kendilerine uygun hizmet, müşteri portföyü, uygulama ve çözümleri belirlemelidirler” dedi.
Treo Bilgi Teknolojileri Genel Sektör Satış Müdürü Derya Hacıfazlıoğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Dönüşüm süreci boyunca perakende sektöründeki oyuncuların her zaman teknolojiyi en etkin ve rasyonel bir biçimde uygulayan şirketler olmaları gerekiyor. Bunun için bu süreçte; BT yönetim stratejileri, iş sürekliliği, felaket kurtarma, ağ altyapısı, güvenlik altyapısı, yedekleme alanlarına yatırım yapılmalı ve bu alanlardaki tüm sorunlara hazırlıklı hale gelinmelidir. Tüm dijital altyapı sistemlerinin sipariş yönetimi, geçmişten bugüne olan veriler ve satın alma işlemlerinin birbirine entegre olması gerekiyor. Dijital satış süreçlerinin iyi yönetilmesi ise karlılığın artması ile birlikte rekabet avantajına da artı değer kazandırıyor.
Perakende sektöründeki şirketler teknolojik uygulamaların hızlı, kolay ve ulaşılabilir olmasına dikkat etmelidirler. Şirketler prestijlerini korumanın ve artırmanın yanı sıra zaman ve para kaybının da önüne geçmek istiyorlar. Dijital dönüşüm ile birlikte sistemlerin kullanımının kolaylığı, özellikle dijital felaketlerde ve acil durumlarda hızlı devreye girme gibi özellikler de gittikçe önem kazanıyor. Çünkü dijital felaketlere uğrayan şirketler yüzde 93’ü faaliyetlerine en fazla 5 yıl içinde son vermek zorunda kalıyorlar.
Bu düşünceden yola çıkarak ciddi bir kaynak ayırarak Clonera’yı geliştirdik. Ar-Ge çalışmalarımızda bütün bu süreci ve şirketlerin beklentilerini göz önünde bulundurduk. Ana çıkış noktamız ve felsefemiz de Şirketlerin dijital süreçlerini hiçbir kayba uğramadan sürdürebilmelerinin önünü açmaktır. İş sürekliliği ve felaket kurtarmanın karmaşık süreçlerini işin uzmanına bırakmak, BT hizmetlerini güven altına almak, böylelikle her koşulda hazır, kolay, gerçek ve bütünleşik bir çözüm sunmaktır.
Bu şekilde BT bölümleri, kurumlarının vizyonuna yönelik iş geliştirme süreçlerine daha çok zaman ayırabiliyorlar. Böylece bütünleşik iş sürekliliğine ihtiyaç duyan şirketler beklentilerine paralel bir şekilde dönüşüm sürecini yönetirken; altyapı, veri merkezi ve insan Kaynağı maliyetlerini de minimum düzeye indiriyor ve karlılıklarını artırıyor.”