T-Fashion ile modaya yapay zekâ imzası
‘Teknofest 2018 Yapay Zekâ Yarışması’nda geliştirdikleri ‘Türkçe Doğal Dil İşleme’ algoritmasıyla 92 takım arasından tek liseli takım olarak birinci olmaya hak kazandıklarını anlatan, 2020 yılı sonuna doğru 2 milyon dolar değerleme ile yatırım alan T-Fashion’ın Kurucu Ortak ve CEO’su Yiğit Alp Elmas’ın hikâyesini dinlerken hem gurur duyduk hem de T-Fashion’dan daha başka güzel haberler de alacağımızdan emin olduk.
Üsküdar Amerikan Lisesi’nden 2019 yılında mezun olan Yiğit Alp Elmas, üniversite eğitimine University of Toronto’da devam etmekte. Yapay zekâ ile yakından ilgilenen ve yaklaşık 3 senedir bu alanda farklı projeler yöneten Elmas, 1.5 senedir de bir ‘moda trend tahminleme platformu’ olan T-Fashion üzerine ekip arkadaşlarıyla birlikte çalışıyor. Elmas, öyküsünü BThaber ile paylaştı: “Küçüklüğümden beri teknolojiyle yakından ilgileniyorum. Yapay zekâ dünyasına ise 3 sene önce Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı ile atıldım. Daha önce 2018 senesinde bir savunma sanayi şirketi olan Baykar’da 2 ay süresince ‘Yapay Zekâ Departmanı’nda staj yaptım ve bu staj doğrultusunda yapay zekânın gücünü birinci elden deneyimleme şansım oldu. Ardından katıldığımız ‘Teknofest 2018 Yapay Zekâ Yarışması’nda geliştirdiğimiz ‘Türkçe Doğal Dil İşleme’ algoritmasıyla üniversite seviyesinden doktoraya kadar değişen 92 takım arasından tek liseli takım olarak birinci olmaya hak kazandık. Bu yarışma sonrasında takımdan bir arkadaşımla birlikte çalışmalarımızı girişime çevirmeye karar verdik ve T-Fashion isimli girişimi kurduk. T-Fashion sosyal medyada hedef kitle özelinde milyonlarca paylaşımı takip edip yapay zekâ tabanlı algoritmalarla moda firmalarına özelleştirilmiş moda raporları ve trend tahminleri sunan bir platform.”
Bizim için Teknofest Yarışması büyük bir şans oldu
“Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı’nın kurmuş olduğu Deneyap atölyelerinde eğitimler alırken bir yandan da ekipler kurup farklı alanlarda çalışıyoduk” ifadesini kullanan Elmas, heyecan dolu konuşmasını şöyle sürdürdü: “T-Fashion macerasına birlikte atıldığım Mehmet Ali Peker ile birlikte de yapay zekâ üzerine çalışacak bir ekipte buluşmuştuk. Diğer ekip arkadaşlarımızla birlikte kendimizi bu alanda geliştirmek adına internet üzerinden Stanford Üniversitesi gibi dünyanın önde gelen mühendislik okullarının yapay zekâ eğitimlerini takip ediyorduk. Burada öğrendiklerimizi de pratiğe dökmek gibi bir hedefimiz vardı. Tam da bu noktada Teknofest 2018 duyuruları gelmeye başladı ve yarışma kapsamındaki konulardan biri de ‘Yapay Zekâ’ idi. Üniversite ve üstü eğitim seviyesinde olan bu yarışmaya biz de liseli arkadaşlarımla başvurmaya karar verdik. Yarışmanın konusu çevrimdışı çalışacak bir Türkçe doğal dil işleme soru-cevap algoritması geliştirmekti ki bunu Türkçe Siri ya da Google Asistan gibi düşünebilirsiniz. Yarışmaya aylar boyunca hazırlandık. Yarışmadaki hedefimiz kazanmaktansa kendimizi denemekti çünkü yarıştığımız ekipler arasında yapay zekâ alanında yüksek lisans ve doktora yapan takımlar vardı. Yarışma günü gelip çattı ve o gün bizim algoritmamız başarı oranı en yüksek algoritma olarak öne çıktı ve birinci olduk. Orada özellikle yarışma jürisinde tanıştığımız hocalarımız bizleri T-Fashion yolunda motive etti ve gerekli yönlendirmeleri yaptı. Bizim için Teknofest Yarışması büyük bir şans oldu.”
Firmaların marka DNA’sına göre sosyal medya üzerinden milyonlarca paylaşımını analiz ediyoruz
Elmas, T-Fashion girişiminin 2 Milyon Dolar değerleme ile yatırım aldığına dikkat çekerek süreç hakkında şunları aktardı: “T-Fashion müşterilerinin doğru moda ürününü doğru zamanda üretmesi ve satın alması için firmalara özelleştirilmiş moda analizleri ve trend öngörüleri sunuyor. Firmaların kendine özel hedef kitlesi ve marka DNA’sını göz önünde bulundurarak sosyal medya üzerinden milyonlarca paylaşımı analiz ediyor. Analiz ettiği her bir fotoğraftan yaş, cinsiyet, lokasyon, kıyafet, stil, renk ağırlıkları gibi yüze yakın özelliği tamamıyla yapay zekâ algoritmalarıyla
algılıyor. Elde edilen veriler doğrultusunda gelecek yıl içerisinde nelerin trend olacağı, markanın hedef kitlesinin hangi tür ürünlere daha çok ilgi göstereceği gibi öngörüleri platformunda müşterilerine sunuyor. Program dahilinde çeşitli görüntü işleme algoritmalarından tahminleme modellerine kadar beşten fazla yapay zekâ algoritması aktif olarak kullanılıyor. Girişimimizi küreseldeki rakiplerinden ayıran önemli faktörlerden biri de yaptıkları analizleri sosyal medya üzerinden gerçekleştirmeleri.” “Pandemi döneminde dijital kanalların artık müşteriler için vazgeçilmez araçlar olacağı gözler önüne serildi” değerlendirmesinde bulunan Elmas, “Artık markaların son kullanıcıları günde ortalama bir saate yakın zamanını Instagram gibi sosyal medya kanallarında geçiriyor ve böylesine bir ortamda sosyal medya üzerinden yapılan hedef kitle analizleri markalar için çok önemli bir rol oynuyor. T-Fashion da moda sektöründeki firmaların stok fazlası ürünlerden kaçınmasına ve hedeflenen son kullanıcılara hitap eden ürünler çıkarmasına destek olmak adına sosyal medyanın gücünü kullanıyor. Moda sektöründeki oyuncuların son senelerde en çok başını ağrıtan ve sıkça tartışılan konulardan birisi de milyarlarca dolarlık stok fazlası ürünler oldu. Firmaların ‘fast-fashion’ temasını benimserken müşterilerinin taleplerini doğru analiz edememesi ve trendlere ayak uyduramaması stok fazlası ürünleri kaçınılmaz kılıyor. Dünyanın önde gelen İngiliz moda markası Burberry’nin 2018 yılı içerisinde 38 Milyon Dolar değerinde stok fazlası ürünü yakması da bunun en çarpıcı örneklerinden biri olmuştu. T-Fashion, firmaların hedef kitlelerine yönelik sunduğu öngörülerle tekstil ve moda firmalarının doğru ürünü, doğru zamanda, doğru miktarda üretmesine yardımcı oluyor. Böylece firmalar stok fazlası ürünlerden kaçınırken satış oranlarını artırıyor” dedi.
Ar-Ge çalışmalarımızla, gelenekselleşmiş trend tahminlerini 21. yüzyıl standartlarına taşıyoruz
“Tekstil ve yapay zekâ alanında güçlü bir ekibimiz var” ifadesini kullanan Yiğit Alp Elmas, “Ortağım Mehmet Ali Peker ile birlikte birçok farklı proje yürüttük ve T-Fashion fikri doğduğunda bu alana odaklandık. Ardından ekibimizi oldukça güçlendirdik. Kurucu ortaklarımızdan Furkan Kınlı yapay zekâ alanında doktorasını tamamlıyor ve spesifik olarak moda özelliklerinin yapay zekâ ile algılanması üzerine akademik araştırmalar yapıyor. 1.5 yıldan uzun süredir devam eden Ar-Ge çalışmalarımızla, gelenekselleşmiş trend tahminlerini 21. yüzyıl standartlarına taşıyoruz. Veriye dayalı metodolojilerimizle tasarlayan, üreten, satan tüm müşterilerimize değer katıyoruz” açıklamasını yaptı. “Her girişim gibi; özellikle ekibin öğrencilerle oluşmasının da etkisiyle, herhangi bir sermayemiz yoktu” şeklinde konuşan Elmas, süreç boyunca yaşadıklarından şunları vurguladı: “Ürünü kendi çabalarımızla bir yere kadar getirdik ve bu süreçte de ülkemizdeki büyük tekstil ve moda markalarıyla çalışma fırsatımız oldu. Bir yerden sonra ise işleri büyütmeye başlamak adına sermaye ihtiyacımız doğdu. Bu noktada sektördeki VC ve melek yatırımcılarla görüşmeler gerçekleştirdik ve görüşmeler sonucunda bir melek yatırımcıyla anlaştık. Aldığımız bu küçük yatırımla kontağı çevirme fırsatımız oldu ve bundan sonraki süreçte de artık gaza basmayı hedefliyoruz. T-Fashion olarak, öncelikle Türkiye pazarındaki müşterilere ulaşmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin ihracatında oldukça önemli bir konumu olan Türk tekstil sektörünün dinamiklerine oldukça hakimiz ve çözümlerimizi de bu doğrultuda geliştiriyoruz. Müşterilerimizin, sunduğumuz verilere sahip olarak küresel pazarda stratejik avantajı olmasını ve satış oranlarını da bu doğrultuda artırmasını hedefliyoruz. Örneğin; Zara, Bershka, Primark gibi dünyaca ünlü markalar ürünlerinin bir kısmını Türk pazarından alıyor. Fakat baktığınız zaman, tekstil firmalarımız sunduğu 100 ürünün sadece 10-15’ini satabiliyor. Bunlar potansiyelimizin altında olan rakamlar. Bu noktada tabii ki trendler ve ikna edicilik devreye giriyor. Biz, Zara gibi büyük markaların hedef kitlelerini analiz ederek firmalarımızın doğrudan satışa dönebilecek ürünler üretmesine yardımcı olurken aynı zamanda satış aşamasında da ikna kabiliyetini artıracak verileri sağlıyoruz. Eğer bu tarz analiz ve verileri Türk firmalarında etkin bir şekilde kullanabilirsek, tekstil sektörümüz küresel pazarda tekrardan hak ettiği yerlere gelebilir.”
İnsanlar bize yaşımızın daha çok küçük olduğunu, ürün çıkartamayacağımızı söyleyip duruyordu
Yiğit Alp Elmas, “Bu süreçte tecrübe ettiğim en önemli noktalardan biri başarılı girişimcilerin çok iyi gözlemciler olması” değerlendirmesini yaparak şunları kaydetti: “Başarılı girişimlere baktığınız zaman hepsinin aslında önemli bir problemi çok iyi okuduğunu ve bu probleme pratik bir çözüm sunduklarını görebilirsiniz. Bu noktada genç girişimcilere tavsiyem çevresinde olup bitenlere, ilgili olduğu alanlara sorgulayıcı bir göz ile bakmaları ve problemleri yakalamaları. Problemi bulup ona çözüm üretmeye başladığınızda ise uzun bir maraton sizleri bekliyor olacak. İnişler ve çıkışlarla dolu bu yoldan başarılı bir şekilde çıkabilmenin tek yolu azimli olmak ve çok çalışmak. Sıfırdan küçük bir ekiple ve sermayesiz olarak değer yaratmak istediğinizde çok fazla efor ve emek harcamanız şart oluyor. Gerçekten yaptığınız işe inanıp tutkulu bir şekilde çalıştığınız, sabırlı olduğunuz noktada ise başarı da yanında geliyor. Bu süreçte tabii ki birçok sıkıntı yaşadık. Dürüst olmak gerekirse bu işe ilk başladığımızda da oldukça yıprandık çünkü insanlar bize yaşımızın daha çok küçük olduğunu, şirket yönetemeyeceğimizi, ürün çıkartamayacağımızı söyleyip duruyordu. Fakat her şeye rağmen biz yaptığımız işe, yapabileceklerimize inanıyorduk. İlk günden beri motivasyonumuzu kaybetmeden çalışmaya devam ettik ve bu yolda her zaman yaptığımız hatalardan da ders çıkarmaya çalıştık. Tabii bir noktadan sonra artık çalışan bir ürününüz olunca insanlar yaşınıza değil elde ettiğiniz somut sonuçlara bakmaya başlıyor. Biz de yaptığımız işlerle ve
ürünlerle bu algıyı kırmayı bir noktadan sonra başardık. Bu noktada genç girişimcilerin eleştirelere rağmen inandığı yolda motivasyon kaybetmeden çalışmaya devam etmesi başarıya doğru adımlar atmalarını sağlıyor.”