Tasarruf için bireysel bilinç şart
Bahar günlerinden merhaba,
WWF’in 10 yıldır düzenlediği, her yıl milyonlarca insanın bir saatliğine ışıkları kapatarak küresel iklim değişikliğine dikkat çektiği Dünya Saati etkinliğine bu yıl Türkiye’den ‘tarihi’ destek gelmiş. Geçmiş yıllarda etkinliğe katılan Boğaziçi köprüleri, Dolmabahçe Sarayı ve Sultanahmet Cami gibi anıtsal yapıların arasına katılan Efes Antik Kenti, Selimiye Cami ve Peri Bacaları da 19 Mart’ta 20.30-21.30 arasında ışıklarını bir saatliğine kapatacakmış. Garanti Bankası ve Viko by Panasonic’in ana sponsorluğunda, bu yıl “iklim mücadelesine bir ışık tut” sloganıyla yola çıkan Dünya Saati etkinliğine katılmak isteyen birey ve kurumların, www.dunyasaati.org adresine girerek kayıt olmaları yeterli. Bu siteden Türkiye’deki etkinliğe katılan kurum ve kuruluşları görmek de mümkün. Işıkları kapatmakla tatmin olmayacağımız, gerçek tasarruf bilincine küresel bazda kavuştuğumuz günler dileğiyle…
Su eksenindeki sıkıntılara değinmeden olmaz. Yeni nesil ürünlerini UNICERA 28. Uluslararası Seramik, Mutfak ve Banyo Fuarı’nda tanıtan, tasarrufun önemine ve suyun değerine de hep dikkat çeken Penta Banyo, temasını “Geri Dönüşüm!” olarak belirlemiş. Şirket, fuardaki standında 470 adet varil kullanmış. Bu sayı yaklaşık 74 bin 730 lt suya denk. Bu miktar da Türkiye’de sadece bir kişinin bir yıllık su tüketimine eşit. Bu suyun yüzde 14’ü tesisat sızıntıları ile israf oluyor ve bu da 63 varil suyun yitip gitmesi demek. Sözün özü, doğru banyo ve armatür sistemlerinin kullanılması hem bütçeler hem Türkiye için tasarruf demek. Bu ince hesaplamaların hedefini bulması dileğiyle…
Haftaya sorunlarla başlamış olmak istemem, ama gerçeklere de sırtımızı dönemeyiz. Misal, özellikle son dönemin ana konusu mülteci sorunu. Sana, karşımızdaki gerçeklere rağmen ortaya çıkan acı sonuçları iletmek isterim. BAREM’in, WIN/Gallup International ile birlikte gerçekleştirdiği “Mülteciler Araştırması” için 69 ülkede 68 bin 595 kişi ile görüşülmüş. Genel kamuoyu, bu 69 ülkenin, Türkiye de dahil 42’sinde sığınmacılara karşı iken sadece 27’sinde sığınmacılara olumlu bakılıyor. Alt gelir grubundaki ülkelerin büyük bir bölümü mülteciliği destekliyor. Orta gelir grubundaki ülkelerinin çoğu ise mültecilere olumsuz bakıyor. Üst gelir grubundaki ülkeler içinde ise mülteciliği hem destekleyen hem karşı olanlar var. Sığınmacılar konusundaki tavır; yaş grupları arasında da değişiyor. Örneğin gençler, mültecileri yaşlılara göre daha çok destekliyor. Türkiye ise dünyanın en büyük sığınmacı ağırlayan ülkesi olarak, gelen mültecilere pek sıcak bakmıyor. Eksi yüzde 35 net destek oranı ile araştırmanın yapıldığı 69 ülke içinde 49’uncu sırada. Kimsenin evini, yurdunu terk etmeyeceği, mülteci kimliğine muhtaç olmayacağı günler görürüz umarım. Bu temennimin ziyadesiyle boş olduğunun farkındayım, ama altı üstü dilek benimki.
Neyse, biraz gündemi değiştireyim. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Medya A.Ş. tarafından internette hizmete sunulan .istanbul ve .ist üst düzey alanları dünya markalarından yoğun ilgi görüyormuş. İlk satın almayı yapan BBC’nin ardından BMW, Versace, WhatsApp gibi markalar da .istanbul ve .ist adreslerini almış ve yakında Türkiye’de faaliyet gösteren diğer küresel markaların bunlara katılması bekleniyor. Hedef 2016 sonuna kadar 100 bin kullanıcı.
Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ile Avrupa Kalite Yönetim Vakfı (EFQM) tarafından düzenlenen ‘Kazananlar Konferansı’nda konuşan KalDer Başkanı A. Hamdi Doğan, mükemmelliğe giden yolun anahtarının ‘paylaşımda’ olduğunu söylemiş. Doğan, ‘kıyaslama’ olgusunun hayatın her alanında olduğu gibi iş hayatında da olması gerektiğini vurgulamış. Avrupa’da 35 ülkede 40 bin işletmenin kullandığı “Mükemmellik Modeli’nin en başarılı örneklerinin yer aldığı etkinlikte, Türkiye Mükemmellik Büyük Ödülü’nü kazanan Coca-Cola İçecek Bursa Fabrikası, İGDAŞ, Sakarya Üniversitesi, İETT, Antalya Muratpaşa Sabiha Gökçen Anaokulu, Damla Su Sapanca Fabrikası da tecrübelerini paylaşmış. Kurumsal hayatımızla dünyayı imrendirmemiz hiç de zor değil, ne dersin?
Gelelim kurumsaldaki başarı hikayeleri ve hak ettikleri ödüllere… Bu yıl 15’incisi düzenlenen Kariyer.net İnsana Saygı Ödülleri kapsamında, “İş başvurularını yüzde yüz olarak yanıtlayan” firmalardan biri de Bimeks. Bu arada Bimeks, daha önce de iki kez aynı ödüle layık görülmüştü. Teleperformance Türkiye de şirket politikasında ve İK uygulamalarında benimsediği “İnsana Saygı” yaklaşımı ile Kariyer.net tarafından 4’üncü kez ödüle layık görülmüş. İnsana saygının ödülü hak ettiğini gösteren bu ödülü bir haberle daha desteklemek isterim: OMSAN da İnsana Saygı Ödülü’ne dördüncü kez layık görülmüş. Bu adımların, tüm kurumlarda bir refleks politika olmasını dilerim.
Sıra 14’üncü yılında 7 şehirde olacak, 12-20 Mart'ta İstanbul'da Pera Müzesi, İtalyan Kültür Merkezi, Aynalı Geçit ve İstanbul Modern'de sinemaseverlerle buluşacak olan Filmmor Kadın Filmleri Festivali’nde… Festival İstanbul'un ardından 26-27 Mart’ta Hatay'da. 2-3 Nisan'da Adana'ya, 9-10 Nisan'da Bodrum'a, 16-17 Nisan'da Mardin'e, 23-24 Nisan'da İzmir'e gidecek festivalin yolculuğu 29-30 Nisan'da Van'da sona erecek. Her yıl kadınların deneyimlerini, ürettiklerini ve düşlerini sinemayla, yine sinemada paylaşan Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali bu yıl ‘Kadın Dayanışması Yaşatır’ diyor. Bu yıl festival programında 30 dilden 70'i aşkın film var. www.filmmor.org sitesinden programı ve durakları takip edelim.
Sinemadan tiyatroya geçerek haftayı tamamlıyorum. Dario Fo ve Franca Rame’in kaleme aldığı, kadınların evrensel sorunlarına değinen ‘Hepimizin Öyküsü Aynı’ Mart’ta CRAFT Tiyatro’da devam ediyor. ‘Bir Ana’, ‘Yalnız Kadın’ ve ‘Uyanış’ olmak üzere üç ana temanın karaktere büründüğü, Dario Fo’dan da anlayacağın gibi mizahi dili yüksek oyunda Hatice Aslan, İrem Sak ve Pınar Çağlar Gençtürk var. Oyunun ana teması mizahi olsa da, kadına yönelik şiddetin diz boyu olduğu Türkiye için ironik: “Bu ülkenin kadınlarının artık böyle sorunları olmadığını biliyoruz. Bu yüzden bu oyunu tüm İtalyan kadınları yararına oynamaya karar verdik.”
Bu hafta da bu kadar, yeni bir gündemle haftaya buradayım,