TBD’YE ÜYE OLMA ZAMANI
Uzun yıllara dayalı bilişim hayatımda sektörel derneklerle tanışmam ilk 2000’li yılların ortasında Bilgi Güvenliği Derneği (BGD) ile oldu. Kurucu üyeler arasında olduğum bu nadide dernekten gereksiz nedenle ayrılıp İstanbul’da Türkiye Bilgi Güvenliği Derneği’ni kurduk. Kısa süre içinde bazı konulardan rahatsız olunca oradan da ayrıldım. Uzun yıllar sonra Bilişim Hukuku Derneği üyesi oldum, hiçbir aktif çalışmaya hatta toplantıya bile katılmadım. Şirketimizi TÜTED üyesi yaptık, sadece aidat ödüyoruz. Bu durumdan utanıyor olmakla beraber şunu da sormadan geçemiyorum.
- Derneklerin hiç mi kabahati yok hocam?
Var evet var. Ortaya çok hizmet koysalar da aşağıdakilerden kiminde birkaçı kiminde bazıları kiminde hepsi var, sıralamaya çalışalım
- Dernekler, doğrudan kişisel ya da kurumsal menfaat sağlamaz. Dolaylı faydası olabilir ama bu beklenti içinde gelmek ya da yönetmek başta yapılan ilk hatadır.
- Dernekler, ne zenginler kulübü ne de yoksullara yardım organizasyonudur. Üyeler aidatlarını düzenli ödemek zorundadır ama derneklere üye girişi de binlerce lira olmamalıdır. Bir derneğimizin aidatı 60 TL, o bile toplanamıyor diğer yandan, benden sektörel bir dernek girişi için 2010 yılında 10.000 TL istenmişti.
- Dernekler hayır kurumu, eğitim kurumu ya da siyasi organizasyonlar olamaz. Her zaman sektörün geliştirilmesi ve fayda sağlaması yönünde hareket eder.
- Üye aidatları toplamanın zorluğu nedeniyle yapılan küçük çaplı gelir arttırıcı faaliyetleri saymazsak, sektöre rakip ürün çıkaramaz , rakip yayın çıkaramaz, rakip etkinlik yapamaz, yapmamalıdır.
- Faaliyetlerini duyurmak zorundadır. Sessiz sedasız çalışan derneklerin başarılı olma ihtimali düşüktür.
- Derneklerin yükü sadece Başkan’a yüklenmemelidir. Yönetim kurulu ve faaliyet grupları ile çok daha başarılı yol alınabilir.
- Başta telekom operatörleri olmak üzere büyük ve uluslararası firmaların desteği yok denecek kadar azaldı. Bu ilişikler güçlendirilmeli, onları ziyaret etmeli ve basın üzerinden çağrı yapılmalıdır. Eğlence ve yarışma programları onların olmaları gereken yer değil, gereken yer bizzat sektörün kendisidir.
- Ve elbette devlet büyükleri ziyaret edilerek sektörün sorunları aktarılmalı, çözüm istenmelidir. Devlet kapısı sadece sponsorluk talep yeri değildir.
Bunlara mutlaka eklenecek birşeyler vardır. Ben sürekli bu konuları söylediğimde “e o zaman gel sen yap” diyorlardı. Ben de çok başarılı bulduğum sektörün en eski ve yaygın derneği , aynı zamanda yukarıdaki maddelerden görece uzak Türkiye Bilişim Derneği’ne katıldım. İlk seçimlerde beni de İstanbul Bölge Yönetim Kurulu’na layık gördüler, seçildik, göreve başladık. Hepimize hayırlı olsun. İşte şimdi yukarıda yazılanlara çözüm üretme zamanı. İki sene sonra aynı eleştirileri benim almamam için yönetim kuruluna sunacağım önerilerimi hazırlamaya başladım. Sektör dostlarından gelecek önerilere de hazırım. Tek beklentim ise dostların TBD İstanbul Şubesi’ne üye olmaları. Beraber çok şeyler başarabiliriz.
Mutlu ve güvenli günler dilerim