Tedarik zincirinin öncelikleri kapsamlı bir değişim bekliyor
KPMG; perakende, sanayi/imalat, sağlık/yaşam bilimleri, teknoloji, enerji, elektrik, kamu hizmetleri ve telekomünikasyon gibi sektörlerden 300 küresel tedarik zinciri profesyonelinin katılımı ile yaptığı anket sonuçlarından yola çıkarak “Tedarik Zincirinin Geleceği” raporunu hazırladı. Araştırmada, mevcut tedarik zinciri operasyonlarını, yöneticilerin değişikliklere nasıl yanıt vermeyi planladıklarını, tedarik zincirlerin erişilebilirliğini, otomasyon düzeylerini, metaverse ve dijital ikizlerden faydalanmayı, tedarik zinciri operasyonlarında kripto para birimlerini kullanımlarını kapsayan birçok başlık altında önemli bilgi ve verilere yer veriliyor.
Rapora göre geçtiğimiz birkaç yıl boyunca, tedarik zincirleri tüm dünyada pek çok açıdan test edilmiş ve artık daha dirençli yapılara dönüşmüş olsa da tedarik zinciri liderleri için zorlu çalışmalar henüz bitmiş değil. Raporda bir ila iki yıl içerisinde odaklanılması gereken üç ana alan ve üç ila beş yıl içerisinde odaklanılması gereken üç alan olmak üzere toplam altı yeni alana dikkat çekiliyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan KPMG Türkiye Endüstriyel Üretim Sektör Lideri Murat Palaoğlu, “Tedarik zinciri liderleri; dijital defterlerin, sektörel dönüşümlerin ve hatta metaverse’in potansiyeline odaklanırken ESG gündemlerini oluşturmalı, otomasyon konusunda bilgilenmeli ve geleceğin iş gücüne hazırlanmalıdır. Tedarik zinciri yönetiminde dijital çözümlerin hem optimizasyon hem de karbon ayak izi açısından sunduğu fırsatların ıskalanmaması gerekmektedir. Yeni müşteri talepleri, artan maliyetler, karbonsuzlaştırma ve rakiplere ayak uydurma gibi sayısız makro güçle mücadele eden liderlerin ortaya çıkan trendleri yönetmeleri için uygulanabilir stratejilere ihtiyaçları var. Tedarik zincirinin mevcut durumunu ve liderlerin her gün karşılaştığı sorunları ortaya koyarak altı ana başlıkta tedarik zincirinin geleceğine ışık tutan bu raporumuz da liderlere bu stratejilerini çizmek için faydalı bilgiler ve veriler sunuyor” dedi.
Kısa vadede odak noktaları
Araştırmada yer alan değerlendirmede, önümüzdeki bir-iki yıl içinde tedarik zinciri liderlerinin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) taahhütlerine, gelişmiş robotik ve otomasyona yatırıma ve tedarik zincirinde iş gücünün evrimine giderek daha fazla odaklanacakları tahmin ediliyor.
Sürdürülebilir tedarik zinciri: Geçmişte ESG programına sahip olmak iyi bir unsurdur ancak günümüzde böyle bir programın olması gerekli bir unsura dönüştü. Bu konuda paydaş talepleri ve yasal zorunluluklar artarken şirketler, tedarik zincirinin ESG hedeflerini karşılamada öncü bir rol oynayacağına inanıyor. Tedarik zincirine erişilebilirlik artık hayati bir önem taşıyor.
Gelişmiş robotik ve otomasyon: Tedarik zinciri; robotların toplama, tasnif etme ve paketleme yapması ve algoritmaların sayısız diğer görevin yanı sıra alımları planlamasıyla giderek daha otomatik hale geliyor. Liderler, gerçekten rekabetçi olabilmek için – ister robotlarla iş birliği yapsınlar ister üretken yapay zekâyı kullansınlar – bir adım önde olmak zorunda. Otomasyon söz konusu olduğunda kaybedecek zaman olmadığına dikkat çekilen raporda, katılımcıların yüzde 37’sinin hâlihazırda depo işçiliğinin yerini almak üzere otomasyonu kullandığı bilgisine yer veriliyor.
Geleceğin iş gücü: “Robotların yükselişinin” insanları işsiz bırakması bekleniyordu. Bunun yerine, insanların ve robotların daha verimli ve etkili tedarik zincirleri için yeni ve yenilikçi yollarla iş birliği yaptığını görüyoruz. Araştırmaya göre liderlerin, insanların benzersiz yeteneklerinden yararlanırken robot teknolojilerini en üst düzeye çıkararak ideal karma iş gücünü oluşturmaları gerekiyor. Çünkü tedarik zincirinde iş gücü değiştikçe liderlerin yüzde 62’sinin iş gücü sıkıntısı yaşanacağı öngörüyor.
Orta vade için öncelikler
Raporda önümüzdeki üç ila beş yıl içinde tedarik zinciri liderlerinin sınır ötesi ticari faaliyetlerinin güvenliği ve izlenebilirliği için dağıtık defter teknolojilerinin (DLT’ler) ve dijital paraların (DM) kullanımına; tedarik zincirlerin teknolojik yeniliklerle nasıl dönüşeceğine ve metaverse’in potansiyeline odaklanacakları tahmin ediliyor.
Dağıtık defter teknolojileri ve dijital para: Blok zinciri gibi DLT’ler, büyük ölçüde geleneksel paraya bir alternatif olarak görülse de küresel tedarik zincirlerinde güvenin garantörü olarak daha önemli bir geleceğe sahip olabilirler. Bu nedenle liderlerin DLT’lerin ve DM’nin izlenebilirliği ve daha güvenli küresel ticareti nasıl sağlayabileceğine odaklanması gerekiyor. Liderlerin sadece yüzde 55’i tedarik zincirlerini istikrarlı ve gelecek için iyi konumlanmış olarak tanımladığından DLT’ler ve DM çözümün bir parçası olabilir.
Sektörel dönüşümler: Farklı sektörlerin karşılaştığı değişiklikler muhtemelen tedarik zincirlerini doğrudan etkileyeceğinden liderlerin de bu değişikliklere uyum sağlaması gerekecek. Sağlık ve yaşam sektöründe ilaçların kesintisizi tedariki önem kazanırken perakendecilerin kesintisiz bir dijital ve gerçek yaşam deneyimi yaratması gerekiyor. Havacılık ve savunma alanında ise jeopolitik sorunlar tedarik zincirinin daha fazla mercek altına alınmasına yol açıyor. Öte yandan niş hizmetlere olan talep arttıkça, liderlerin yüzde 67’si müşterilerin hız beklentilerini karşılamanın zorlaşacağını öngörüyor.
Metaverse: Eğlence açısından potansiyeli ne olursa olsun, tedarik zinciri liderleri metaverse’in tedarik zincirini tasarlama ve izleme, zayıflıkları belirleme ve hizmetleri gerçek zamanlı olarak sunma ihtimalinden giderek daha fazla heyecan duyuyor. Öyle ki araştırmaya katılanların yüzde 94’ü dijital ikizlerin değer katacağı konusunda iyimser bir tutum sergiliyor.
Raporun tamamına ulaşmak için tıklayın