Tek kanal gerçek mi oluyor?
Dünyada tüm mobil operatörler 3G’ye, GSM’e, HSPA’dan LTE’ye doğru evrim geçirdi ve artık hepsi 4G’nin bir parçası olma yolunda ilerliyor. Sabit şebekeler de WiFi ve WiMAX teknolojilerini kullanarak mobil olacak ve bu değişimi kullanabilecekler.
Günümüzün eğilimi olan ve önümüzdeki 10 seneye damgasını vuracak olan vizyonun, “Üçlü Oyun” ve “Yakınsama” olacağını söyleyen Motorola Türkiye Ev ve Ağlar Satış Müdürü Hasan Fahrioğlu, bugün Türkiye’deki mobil operatörlerin de stratejilerinde Üçlü Oyun ve yakınsama kavramı olduğunu kaydetti.
Fahrioğlu’na göre sayısal çağın başlangıcından beri dünya genelindeki hizmet sağlayıcıları tüketicilere birleşmiş bir sunum üretebilmek için çalıştı. Bu içerikteki birleşme, aynı zamanda “üçlü (veya dörtlü) oynatma” olarak da bilinen video, ses ve veri (ve bazen de kablosuz) hizmetlerinin bir arada paketlenmesi anlamında. Hedef ARPU’yu ve abone sayılarını daha fazla rekabet adına artırmaktı. Operatörler hala tek bir iş ile uğraşıyordu, fakat bu ağın karmaşıklığı yeni hizmetlerin eklenmesi ile kızıştı.
Yeni nesil teknolojilerin işletmelere yüksek hız ve maliyet avantajı sağladığına değinen Fahrioğlu, yeni teknolojilerin daha fazla genişbant sağladığını ancak burada önemli olan noktanın kullanıcıların ihtiyaçları olduğuna dikkat çekti. Yeni nesil teknolojilerin maliyet avantajı da sağladığını söyleyen Fahrioğlu, “Teknolojiler geliştikçe mimarileri, teknik yapıları gelişiyor. Kalın RF kablosunun yerini fiber alıyor. Cihazların boyutları küçülüyor, buzdolabı boyutundaki cihazlar artık bir DVD oynatıcı boyutuna iniyor. Operatör bir yatırım yapmadan önce haliyle maliyete bakıyor. Yeni nesil teknolojiler eski teknolojilere kıyasla, toplam sahip olma maliyetinde yarı yarıya avantaj sağlıyor. Teknolojiler gelişiyor, toplam sabit olma maliyetinde en önemli parametrelerin başında enerji tüketimi geliyor. Yeni nesil teknolojiler eskilere göre çok daha az elektrik harcıyor. Yeni nesil teknolojilerin rüzgar ve güneş enerjisi sistemiyle çalışıyor olması da büyük ve önemli bir avantaj. Çevreci sistemler üretmek hepimizin sorumluluğu” şeklinde konuştu.
Tek kanal hayali henüz gerçek olmadı
Veri, ses ve görüntü iletişiminde tek kanal hayalinin henüz gerçek olmadığını ama çok da uzak olmayan WiMAX ve 4G teknolojileri ile bu hayal gerçekleşebileceğini belirten daha.net Genel Müdürü Timur Çataklı, WiMAX ve 4G’nin yardımıyla bu sürecin kaçınılmaz olacağının altını çizdi. Çataklı, “Voice over IP’den (VoIP) IPTV ve SaaS’a kadar birçok teknolojiye hem akıllı telefonlar hem de taşınabilir bilgisayar aracılığıyla hemen hemen aynı hızda erişilebilecek” dedi.
Kablosuz ağ teknolojilerinin yükselişte olacağını kaydeden Çataklı, hız ve sağlamlık konusunda doyma noktasına gelmiş olan her türlü BT uygulamasının artık kablosuz olarak sunulacağına inandıklarını ifade etti. Hatta en son eğilimler, var olan uygulamaları mobilize hale getirmekten ziyade yepyeni çözümler üretmek üzere olacak diyen Çataklı sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Hosted çözümler de yükselişte olan eğilimler arasında yer alacaktır. Bir diğer deyişle, gerek dünyadaki enerji kıtlığı, gerekse ekonomik krizin hâlâ süren etkileri şirketlerin e-posta, CRM ve iletişim gibi noktalarda hosted çözümlere yönelmesine sebep olacağını öngörüyoruz. Kullandıkça öde modeli ile şirketler, ihtiyaçları kadar kullanıcı lisansı alacak ve antispam, antivirüs ve sunucu güncellemesi gibi problemler ile uğraşmayacak, dolayısıyla kendi işlerini büyütmeye odaklanma fırsatı bulacaklar.”
Bağlantı hızının günümüzde artmaya devam ettiğini ve gelecekte de artacağına işaret eden Çataklı, “Hızdan kastımız, şirket ve profesyonellerin bu yeni teknolojileri kullanarak işleri ile ilgili konulara geri dönüş zamanının kısalmasıdır. Örneğin artık gönderilen bir e-postaya 10 dakika içinde cevap beklenir oldu. Ya da gönderilen bir dokümanının incelenmesi için ofise gidip bilgisayar başına oturmaya gerek kalmadı. Tabii ki hâlâ eski usulde çalışan kişiler var ama Darwin’in ‘Uyum sağlayan ayakta kalır’ teorisi gibi bunlar da yakında elenecek ve bu teknolojileri benimsemiş şirketler başarılı olacak” dedi.
Veri, ses ve görüntü iletişimde tek kanal hayalinin gerçek olduğunu ifade eden Bosch Güvenlik Sistemleri Türkiye Satış Direktörü Hakan Özyiğit, günümüzde video verisini üreten IP kameraların tamamen IP ağ üzerinden video, ses ve veri iletimini sağlayabildiğini söyledi.
Özyiğit’e göre güvenlik sistemlerinin belkemiğini artık IP tabanlı ağ teknolojileri oluşturuyor. Bu sayede kamera sistemlerinden kartlı geçiş sistemlerine, yangın algılama sistemleri ve genel seslendirme sistemleri de IP ağlar üzerinde çalışabiliyor ve bu sistemler birbirleriyle bina yönetim sistemleri altında bütünleşik olarak çalışabiliyor.
Özyiğit, IP ağ teknolojisinin tüm dünyada standart bir iletişim teknolojisi olarak gün geçtikçe pazardaki ve günlük hayattaki yerini sağlamlaştırdığına değinerek “Öyle görünüyor ki, yakın gelecekte tüm elektronik sistemler birbirleriyle IP tabanlı iletişim sistemi üzerinden bağlanacaktır” şeklinde konuştu.
Yaygınlaşan, çeşitlenen ve Metro Ethernet, G.SHDSL, yüksek hızlı ADSL, 3G gibi son kullanıcıya kadar ulaşan genişbant erişim seçeneklerinin her geçen gün, hayatı daha da kolaylaştırdığını söyleyen KoçSistem İletişim Ağı ve Çağrı Merkezi Çözüm ve Hizmetleri Satış Grup Yöneticisi Zerrin İnce, son 10 yıldır hücresel şebeke endüstrisinin, artan bant genişliği ile birlikte ses şebekesinden ses ve veri şebekesine doğru sürekli geliştiğine dikkat çekiyor.
İnce’ye göre, bant genişliğinin artması, daha fazla cihazın bu şebekelere bağlanmasını ve sürekli olarak bağlı kalmasını beraberinde getirecek ve bu doğrultuda, bağlı cihazlara gerekli servislerin verilmesi ve şebekenin sürekliliği servis sağlayıcılar pazarında en önemli konulardan biri olacak.
Genişbant erişimi ve sayısal yayın; IPTV gibi uygulamaların yaygınlaşması ve ucuzlaması ile mümkün olmaya başladı diyen İnce, mobil TV ve IPTV’nin her geçen gün daha fazla sayıda kullanıcı ile buluştuğunu belirtiyor.
Üçlü Oyun kavramının hayatımızda daha fazla yer edinmesi ile telefon, internet ve TV kullanımı için ayrı ayrı abonelik yaptırmaya gerek kalmayacağını ifade eden İnce sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Mevcut durumda kapımıza kadar gelen yüksek hızlı DSL veya Metro Ethernet bağlantısı ile hem ses, hem veri hem de görüntü hizmetlerini yüksek kalitede alabilmek mümkün. Bu hizmetlerden herhangi birini mevcut portföyünde bulunduran servis sağlayıcılar, bu alana yatırım yapabiliyor. Böylece abonelerine farklı uygulama ve servisler sunarak gelirlerini artırıyor. Bugünkü mevcut altyapıda operatörlerin bazı iyileştirmeler yapması gerekiyor. Mevcut altyapıda, kesintisiz televizyon yayınını veya yoğun saatlerde oluşacak trafik yoğunluğunu kaldırmaları mümkün görünmüyor. Dolayısıyla operatörler, hızla gelişen ve daha fazla bant genişliği isteyen uygulamalar için yüksek kapasiteli ve gecikme süresini en aza indirgeyen altyapılar kurmak zorunda.”