Tekilleştirmenin yedekleme ekonomisinde yaratmakta olduğu devrim
Gökçe Öztürk
IDC bu teknolojinin beklentilerin çok ötesinde bir hızla uyum sağladığını söylemekte. ‘Kimin ne dediğinin çok bir önemi yok, ben 10 sene sonra da teyp’e yedeklerimi alırım’ diyorsanız, tekrar düşünün. Bugün kaçımızın arabasında kasetçalar var? Hangi evde halen VHS teypler mevcut? Tekilleştirme teknolojisinin geleneksel sistemleri bu kadar yüksek bir hızla etkileyecek olmasının tek bir sebebi var. Yedekleme işleminin ekonomisini değiştirmesi. Tıpkı iPod’ların, DVD’lerin bugün yaptığı gibi. Daha çok kapasiteyi, toplam maliyet hesaplandığında daha ucuza, ve çok daha verimli olarak sunabilen, ve her şeyden önce daha güvenilir ve hızlı olan bir teknolojiye kim hayır diyebilir?
Önce geleneksel yedekleme teknolojilerinin (teyp sistemleri) tam anlamıyla cevap veremediği temel ihtiyaçları özetleyelim:
Güvenilirlik: Alınan yedeklerden geri dönememek gibi bir lüksümüz yok! Veri yedeği iş işleyişinin son noktasını temsil etmektedir. Yedeğe geri dönme ihtiyacında olmanız, bir şeylerin üretim ortamında yanlış gittiğinin göstergesidir. İş bu noktaya geldiğinde hata yapma lüksü bulunmamaktadır. Disk sistemlerinde bulunan RAID yapısı teyp ortamlarında kurulamamaktadır. Düzenli olarak teyp medyasında bulunan verinin okunabilir olduğunu test etmek pratik olarak imkansızdır. Bu sebeple aldığınız yedeğin teyp medya üzerinde mikron mertebesinde bir çizikten, tozdan, sıcaktan, birisi kartuşu düşürdüğünden, sistem odasına mıknatıs sokulduğundan, Murphy orda olduğundan, gibi birçok sebepten ötürü verinize geri dönememe riski her zaman mevcuttur. Maalesef geri dönemeyeceğinizi de sadece dönmek zorunda olduğunuz anda öğrenmiş olursunuz.
Verimize hızlı geri dönmek zorundayız: RTO=Downtime=$$$ Teyp yazdığından yavaş okur, disk sistemleri ise yazdıklarından daha hızlı okurlar. Disk tabanlı sistemlerde veri geri dönme hızları teyp medyaya göre 2.5-10 kat daha hızlı olabilmektedir.
Performans paylaşımı (Utilizasyonu): Teyp sistemleri broşür değerlerine bakıldığında göze çok hızlı gelebilirler. Tek bir teyp sürücüsünün ne kadar hızlı gittiğinin çok bir önemi yoktur, önemli olan eldeki performansın sizin ortamınızda ne kadar kullanılabildiğidir. Teyp sürücüleri sürekli daha hızlı hale gelmektedir, ancak değişmeyen gerçek eldeki performansın sistemler arasında efektif olarak paylaşılamadığı, performans paylaşımının olamadığı ortamlarda da verimin çok düşük olduğudur. Her sunucu birbirinden farklı hızlarla yedek almakta ve bu hızlar haftanın gününe, saatine hatta o günkü yedek işlemi sırasında sürekli değişmektedir. Performans paylaşımının olamadığı SAN ortamından teyp sürücülerine yedek mimarisinde, bir yedek işinin bir teyp sürücüsünü tamamen besleyemediği anlarda, atıl kalan teyp performansı çöpe gitmektedir. Daha önemlisi SAN ortamları üzerinden 1 teyp sürücüsünün birden fazla sistem tarafından aynı anda kullanılamaması, ortamınızda bulunan toplam performansın çok düşük bir verimle paylaştırılacağı anlamına gelmekte ve birçok ortamda eldeki toplam teyp yedekleme performansının gerçekte kullanıldığı oran yüzde 5-10’u geçmemektedir. Ortamınızda bir hesap yapın: Toplam verinizi, yedek sürenize bölün ve bunu tüm teyp sürücülerinizin toplam hızıyla karşılaştırın. Çıkan sonuç sizi daha da şaşırtacak. Evet! Yıllardır 10 para ödeyip 1 para performans karşılığı aldınız. Hızlı teyp sistemleri ile yedek almak bir Ferrari sahibi olup onu sürekli İstanbul trafiğinde kullanmak zorunda bırakılmaya benziyor. Arabanız hızlı, zaman zaman önünüz boşaldığında çok hızlı gidebiliyorsunuz ancak toplamda da trafik izin verdiği ölçüde sürat yapabiliyorsunuz.
Uzağa 2. kopya: Teyp sistemlerinin en büyük avantajlarından birisi olarak mobilite gösterilebilir. Tabii uzağa veri yedeklerinin bir teyp kopyasını çanta içersinde göndermek düşünüldüğü kadar güvenli bir yöntem değildir. Dünyada yanlış ellere düşen verilerin çok büyük bır kısmı teyp kopyalarından kaynaklanmakta. Veri merkezlerini canımızı dişimize takarak büyük bir hassasiyetle korurken, tüm verimizin bir kopyasını çanta içersinde dışarıya çıkartıveriyoruz!
Benim başıma gelmez diyorsanız ABD’deki veri kayıplarının kronolojisine bir göz atmanızı ve içersinde ‘tape’ kelimesini aratarak bakmanızı tavsiye ederim. Yüzlerce örnek bulmak mümkün. IBM, NY Polis Departmanı, Bank of America, Iron Mountain gibi prestijli şirketlerin kaybolan teypler yüzünden nasıl ve ne kadar zor durumlara düştüklerini bu linkten bulabilirsiniz: http://www.privacyrights.org/ar/ChronDataBreaches.htm#CP
Birçok encryption metodu teyplerin taşınması sırasında güvenliğini artırmaktadır. Bu önemli bir gerçek olmakla birlikte, para çantanızı şifreli bir kasa içersinde hırsıza vermeye benzer. Sonuçta sizin için çok değerli olan veri kopyalarının yanlış kişinin eline geçmesi, ya da akıbeti bilinmeyen bir yerde olması, encrypted halde de olsa çok rahatsız edici ve facialara yol açacak nitelikte olabilir.
Verimli operasyon: Teyp sistemleri hata verirler. Her gün yine hata verirler ve yine bozulurlar. İşin garip tarafı bu hataların sürekli oluşması ve teyp operasyonlarını yönetenlerin de bu sık sık oluşan hataları doğal karşılamalarıdır. Olay basittir! Aynı kartuş sürekli ve sık sık hata veriyorsa yenisiyle değiştir! İnsan eliyle üretilen her teknoloji bozulur, teyp sistemlerindeki problem oluşan hatalara karşı neredeyse sıfır tolerans bulunmasıdır. En küçük problem operasyona yansır, birisinin el atması gerekir ki yedekleme işlemi devam etsin. Kartuşların birileri tarafından teyp kütüphanesinden doldurulup boşaltılması gerekir, teyp sürücülerinin temizlenmesi gerekir, teknoloji değişimleri sırasında bir formattan diğerine geçiş çok kolay değildir vs vs vs. Bu sayılanların toplamı ağır bir operasyonel yük ve topladığımızda da çok yüksek bir OPEX doğurmaktadır.
Peki, çözüm nerde?
Yukarıda teyp sistemlerinin temel problemlerini sıralarken aslında yedek ortamınızdan temelde beklediğiniz ana maddeleri sıralamış olduk. Güvenilirlik, hızlı geri dönüş, hızlı yedek, uzağa güvenli kopya ve düşük operasyonel maliyet. Tüm bu ihtiyaçları sağlayan bir çözüm var: Disk sistemleri. Disk sistemleri güvenlidir. Okurken hızlı, yazarken özellikle performans paylaşımına izin verdikleri için yüksek hız sağlamanın yanında verimlidirler. Kriptolu replikasyon sayesinde uzağa güvenli kopya almak mümkündür. Az hata verirler ve en önemlisi bozulan tek bir disk operasyona doğrudan etki etmeyecektir, operasyonel maliyetler teyp sistemlerine göre çok daha düşük, yönetimleri de çok daha kolaydır. Diskler de tıpkı her teyp medyası gibi bozulabilir, hata verebilirler.
Aradaki fark disk sistemlerindeki hataların doğrudan operasyona yansımamasıdır. Disk hata verdiğinde RAID sistemleri sayesinde yedekleme ya da daha önemlisi veri geri dönme operasyonu devam eder. Ertesi gün bozulan disk yenisiyle değiştirilir.
Yıllardır neden teyp kullanıyorduk?
Teyp sistemlerinin 2000’li yılların başlarına kadar yedekleme sistemlerinde alternatifsiz olmalarının tek bir sebebi vardı. Disk sistemlerinin teyp sistemlerine göre çok pahalı olması ve saklanan yedeklerin kopya sayısı ve saklama süreleri arttıkça bu maliyet farkının kontrolden çıkarak artması.
Ancak günümüzde yüksek kapasiteli SATA disklerin piyasaya çıkması ile disk/teyp maliyetleri arasındaki fark hızla azalırken, çok daha fazla kopyayı daha düşük kapasite diskte saklamanızı sağlayan tekilleştirme teknolojileri oyunun kurallarını tamamen değiştirdi. Bugün tekilleştirme teknolojisiyle 1 TB verinizi 90 kere full yedekleyip 1 TB’lık disk hacmine sığdırmanız mümkün ve bu yedekleri de Mbit genişliğindeki hatlar üzerinden replike etmek olası. Sadece beş sene önce bunları yapabilmek için en az 100 kat daha yüksek hat genişliğine ve 50 kat daha yüksek bir yedekleme kapasitesine ihtiyaç duyardınız. İşin ekonomisinin nasıl değiştiği tekilleştirme ile çok net bir şekilde ortada; hal böyleyken bu değişime çok az sayıda şirket ve kurum dayanacaktır.
ozturk_gokce@emc.com