Teknokentlerde yüksek teknolojili ürün geliştirmek gerekiyor
2019-2023 dönemini kapsayan 11. Kalkınma Planı’nın hedefi doğrultusunda; bu hedefleri yakalamak, teknoparklarda yer alan bilişim firmalarının etkinliğini değerlendirmek ve artırmak amacıyla; Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Derneği (TGBD) ve Türkiye Bilişim Derneği (TBD) organizasyonunda, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) ev sahipliğinde ‘Teknokentlerde Yer Alan Bilişim Teknolojileri Şirketlerinin Küreselleşmesi İçin Kritik Unsurlar’ başlıklı Arama Toplantısı, 3 Aralık tarihinde gerçekleştirildi.
Arama toplantısına; TGBD Yönetim Kurulu Başkanı Faruk İnaltekin, TBD Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Aktepe, TBD Merkez İcra Kurulu Başkanı Aydın Kolat, kamu, üniversite, TBD, TGBD ve özel sektör temsilcileri katıldı. İnaltekin, açılışta yaptığı konuşmada, tüm paydaşların bu toplantıda bir araya geldiğine vurgu yaparak buradan elde edilecek çıktıların ilgili makamlara sunulacağını kaydetti. İş birliği kültüründe geride kalındığına dikkat çeken İnaltekin, “TBD’nin böyle bir işe imza atıyor olması çok kritik. Birlikten kuvvet doğacak” şeklinde konuştu. Aktepe, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ‘2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi’ni tüm paydaşların sahiplenmesi gerektiğinin altını çizerek şunları aktardı: “2013-2018 yılları arasında, Türkiye’nin yüksek teknolojili ürün ihracatı 25 milyar 826 milyon dolarken, bu kategoride yapılan ithalat ise 133 milyar 459 milyon dolar oldu ve 5 yıllık dönemde Türkiye’nin verdiği ticaret açığı 107 milyar 633 milyon dolara yükseldi. Çabamız bu açığı kapatmak üzerine. İş birliği, güç birliği, eşgüdüm ilkelerine bağlı olursak bunu başarabiliriz.” Aktepe, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ülkemizde yaklaşık sayıları 4 bine ulaşmış yazılım firmalarının birçoğu ihracat yapmak, ürünlerini yurt dışında da pazarlamak istiyor. Bu firmaların iş birliği için kümelenmek gibi alternatif çözümlerle güçlenmesi, üretim ve pazarlama açısından başarılı sonuçlar sağlayabilir. Türkiye olarak dış ticaret diplomasisi oluşturmalıyız. Küresel piyasalarda rekabetçi olabilmek için yenilik yaratma kapasitesinin devamlılığını sağlamak gerekiyor. Bu konuda da devreye teknoparklar giriyor. Ayrıca küçük gruplar halinde çalışan genç yetenekler var, haklarında bazı başarı hikâyeleri duyuluyor. Bu grupların da mutlaka desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. Bugün kamuda kullanılmakta olan bilişim çözümlerinin yaklaşık yüzde 90’nı yabancı menşeli. Dijital dönüşümde kamuda ihtiyaç duyulan yazılım ve donanımların yerli ve özgün olanlarının seçilmesi, geliştirilmesine destek verilmesi ve hızla kamuda yaygın olarak kullanılmasının sağlanması gerekiyor. Markalaşma ve ihracat bu zemine dayalı olarak gerçekleşecektir.”
Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasında, teknokentlerin katkıları nasıl artırılabilir?
‘11. Kalkınma Planı Doğrultusunda Teknolojik Gelişmeler ve Hedefler’ konusunda bilgi veren Kolat, teknokentlerde yüksek teknolojili ürün geliştirmek gerektiğinin altını çizdi ve konuşmasında şu noktaları vurguladı: “‘Kuantum Bilişim’ şu anda gelişmekte olan bir yapı. Avrupa’da, kuantum kriptoloji standartları oluşturuluyor. Bizim de muhakkak başlamamız gerekiyor ve teknokentler de buna önderlik yapmalı. Türkiye’nin hedefi; teknolojiyi yönlendiren, yetkin beşeri sermayeye sahip bir ülke olmaktır. Üniversite, özel sektör, STK ve kamu iş birliği en önemli hedefler arasındadır. Ve nihayetinde dijital/bağımsız ürün ve hizmet geliştiren, sürdürülebilir, kapsayıcı ve rekabetçi, dijital/bağımsız ekonomiye ulaşan bir ülke hedefi bulunmaktadır. Teknokentlerin bu hedeflere ulaşmada katkıları nasıl artırabilir?” Moderatörlüğünü Mahmut Kiper’in üstlendiği çalıştay, çalışma yönteminin tanıtılması ve ilk oturumun açılışıyla başladı. Toplantıda; ‘Yazılım İhracatı ve Ekosistemi’, ‘Yazılım Ar-Ge’si, Ar-Ge Sonuçlarının Ticarileşmesi ve Markalaşma’, ‘İnsan Kaynakları’, ‘İlişki ve İş Birliği Ağları’ masaya yatırıldı. Çalıştay, grup çalışmaları sonucunda sorunların analiz edilerek ortaya atılan fikirlerin sentezlenmesi, sunum ve sonuç değerlendirmeleriyle sona erdi.