Teknoloji rüzgârı bu defa Brezilya’dan esti
Türkiye’nin ardından bu yıl Brezilya’yı misafir eden CeBIT, teknoloji dünyasını Almanya’da bir araya getirdi. CeBIT 2012 ‘Managing Trust’ ana başlığıyla teknolojiyi herkese ulaştırdı.
Her yıl farklı bir temayla, dünyanın dört bir köşesinden binlerce ziyaretçiyi ağırlayan teknoloji fuarı CeBIT’in kapıları bu defa “Güveni Yönetmek” temasıyla açıldı. Brezilya’nın ortak ülke olarak katıldığı fuarın açılışı politikanın ve BT dünyasının ünlü isimlerinin konuşmalarıyla gerçekleşirken, ana tema kapsamında, sektördeki küresel büyümenin ancak son kullanıcılar tarafından teknolojiye duyulan güvenin artmasıyla mümkün olacağı vurgulandı. 70 ülkeden 4.200’ü aşkın şirket ve kurumun katılımıyla gerçekleşen büyük teknoloji şovunun başlamasından bir gün önce şehrin kongre merkezinde gerçekleştirilen büyük açılışta; Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Google Yönetim Kurulu Başkanı Eric Schmidt birbiri ardına konuşmalar yaptı. Geçtiğimiz yıl dünya nüfusunun 7 milyara ulaştığını hatırlatan Schmidt, “Geri kalan 5 milyarın da dahil olduğu bir internet düşünebiliyor musunuz?” dedi. Önümüzdeki dönemde teknolojinin bugün yeterince ulaşamadığı herkese ulaşmayı başaracağına dikkat çeken Schmidt şunları söyledi: “İnternetin sadece cihazları birbirine bağlayan bir şey olduğuna inanmıyorum. İnternet, yetenekleri ve tutkuları yakınlaştırarak küresel bir zekâ yaratıyor.”
Avrodaki kriz gündeme geldi
Fuarın konusu her ne kadar teknoloji de olsa Başbakan Merkel Avrupa Birliği’nin içinde bulunduğu mali sıkıntıya değinen bir konuşma yaptı. CeBIT’in gerek Almanya, gerekse bölge için önemli bir güç olduğunu belirten Merkel, avronun son iki yıldır içinde bulunduğu zor durumun ancak ‘güven’ ile aşılabileceğini vurguladı: “Avrupa Birliği dünya pazarında önemli bir yere sahip ve bu bize birçok avantaj getiriyor. Potansiyelimiz var, tek ihtiyacımız olan kararlı ve oturaklı bir zemin yaratmak için kendimize güvenmek.”
Brezilya Devlet Başkanı Rousseff ise dünyanın en büyük BT fuarının açılışını yapmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek başladığı konuşmasında, Schmidt’in konuşmasında değindiği yeniliklerin yakın bir gelecekte hayatımızda olacağını söyledi. Brezilya’nın teknoloji konusunda son 3 yıldır büyük bir değişim geçirdiğini hatırlatan Rousseff, 2011 yılı sonunda Brezilya’nın dünyadaki en büyük üçüncü bilgisayar pazarı haline geldiğini vurgularken, Brezilya’yı teknolojik anlamda yukarıya taşıyacak tüm çalışmalara hız verildiğini belirtti.
Dikkatler CeBIT lab’de toplandı
6-10 Mart tarihleri arasında ziyaretçilere açık olan CeBIT 2012’de yeni ürün anonsları ve tanıtımlar birbiri ardına gelirken, en dikkat çekici salonlarından biri CeBIT lab oldu. Hayata geçmeyi bekleyen çılgın fikirlerin sergilendiği bu salonda robotik alanındaki son gelişmelerden akıllı şehir sistemlerine kadar birçok proje yer aldı. Özellikle üniversitelere bağlı araştırma bölümlerinden gelen projeler ilgi odağı haline gelirken, prototip aşamasındaki pek çok cihazın demosu yapıldı.
Bunlar arasında insan hayatıyla daha çok bütünleşmesi planlanan robotlar ağırlıklı yer aldı. Tüm özellikleriyle insan görünümüne yaklaşan robotlar ziyaretçilerle etkileşimli iletişim kurdu, ziyaretçiler projelerin gerçek sahiplerinden detaylı bilgiler alma şansına kavuştu.
CeBIT 2012’de iş dünyasına yönelik salonların dışında her zaman olduğu gibi oyun tutkunlarını çeken bölümler de oldu. Bir yanda dünyanın her köşesinden iş ortakları yeni iş fırsatları için toplantılar düzenlerken, diğer tarafta ödüllü oyun turnuvaları binlerce ziyaretçiye eğlenceli saatler yaşattı.
CeBIT lab, henüz prototip halinde olan robotlardan akıllı şehir sistemlerine kadar pek çok projeye ev sahipliği yapan bir salon oldu. Bu projelerin büyük çoğunluğu üniversitelere bağlı çalışma gruplarına aitti. Humanoid Robots olarak adlandırılan robotların tamamı, insan yaşamına en iyi şekilde uyum sağlayacak şekilde tasarlandı. KIT (Karlsruhe Institute of Technology) tarafından tasarlanan ARMAR, insan bedenine yakın görünümüyle ev işlerinizi yapıyor, yemek pişiriyor ve hâttâ sizinle muhabbet ediyor. Lityum polimer pilleriyle sadece 20-30 dakika kadar çalışabilen ARMAR’lar henüz doğrudan satılmaya müsait değil ve geliştirilmesi gerekiyor.
Alman Araştırma Merkezi’ne bağlı Robotik İnovasyon Merkezi ise insan yaşamını kolaylaştıracak akıllı şehir projeleriyle yer aldı. Bunlar arasında toplu yaşamanın getirdiği sorunların çözümleri var. EO Smart Connecting Car, elektrikle çalışan yeni nesil bir araba gibi görünse de kabiliyetleri ve vantajları oldukça fazla. İki kişinin bineceği bir otomobil olan EO, modüler yapısı sayesinde önündeki ve arkasındaki EO’lara bağlanarak kocaman bir otobüse dönüşebiliyor. Bu sayede aynı yöne giden 10 araçtan sadece 5’inin motoru çalışarak yol alınabiliyor. Bu da enerji tasarrufu ve çevre temizliği anlamına geliyor.
Aynı yöne gidecek araçlar çok daha güvenli bir şekilde yol alırken, şehir içindeki park sorunu da büyük ölçüde azalıyor.
İş süreçleri yönetimi alanında uzman Software AG, iş dünyasının güncel ihtiyaçlarını kapsamak için birçok yeniliği beraberinde getiren çözümleri CeBIT’te tanıttı. Software AG CEO’su Karl-Heinz Streibich ve CTO Dr. Wolfram Jost’un katılımıyla gerçekleşen toplantıda yapılan açıklamaya göre, iş süreçleri için hayati önem taşıyan büyük verinin yönetimi konusuna getirdiği yeni yaklaşımla Software AG, mevcut teknolojilerle gerçekleştirilen süreci bin kata kadar daha hızlı gerçekleştirebiliyor.
Toplantıda konuşan CEO Streibich, Software AG’nin sayısal kurumlaşma kavramına geçişteki yeni odak noktalarının; sayısallaşan süreçler, mobil ve sosyal ağ işbirliği, bulut bilgi işlem ve ‘Büyük Veri’ yönetimi olduğunu söyledi. ‘In-memory’ veri yönetiminin iş süreçlerine daha hızlı dahil ettiği verinin hızlı kararlar almayı sağlayarak avantaj yarattığını dile getiren Streibich, tüm çözümlerin bulut ortamında bir platform olarak sunulmasının da iş süreçlerini hızlandırdığını söyledi.
Yeni bulut stratejisi: PaaS
Yeni stratejiyle beraber Software AG’nin çözüm yelpazesi de genişledi. Şirket; kurumsal iş süreçleri yönetimi, SOA, uygulama ve veri yönetimi platformlarını bir çatı altında toplayarak PaaS’a (servis olarak sunulan platform) dönüştürdü. Bunun, şirketin bulut bulut bilgi işlem stratejisi olarak değerlendirildiği toplantıda söz alan CTO Wolfram Jost, bu sayede kurumların esneklik ve hız ihtiyacına en iyi şekilde cevap verilebildiğini dile getirdi. Jost aynı zamanda Software AG’nin sosyal ve işbirliği yetenekleri sayesinde kurum içinde gerçek zamanlı bir iletişim ağı kurulabildiğini belirterek, bunun avantajlarını dile getirdi.