Teknoloji Sektöründe Kadın
BThaber Köşe Yazısı
Hülya Tayfur – Dijitalleşme ve Proje Yöneticisi.
Teknoloji dünyası, geçmişten günümüze hızla ilerleyen ve gelişen bir alan olarak, birçok yeniliğin ve dönüşümün merkezinde yer alıyor. Ancak bu dönüşümün en önemli aktörlerinden biri olarak kadınlar, hâlâ gereken temsili elde edemiyor. Kadın liderlerin, inovatif çözümler üretebilen, güçlü ve kararlı yöneticiler olarak teknoloji sektöründe daha fazla yer alması gerekiyor.
Dijitalleşme, özellikle kadın girişimciler için büyük fırsatlar sunsa da teknolojide kadınların istihdam oranı erkeklere kıyasla düşük kalmayı sürdürüyor. Küresel kapsamda yapılan araştırmalara göre, kadınlar teknoloji liderlik pozisyonlarının yalnızca yüzde 14’ünü oluşturuyor ve kadın kuruculara sahip teknoloji şirketlerinin oranı ise yalnızca yüzde 15 civarında. Bu durum, teknoloji alanında cinsiyet dengesizliğinin hâlâ büyük bir sorun olduğunu gözler önüne seriyor.
Buna rağmen ben hala umutluyum. Bu umudu teknoloji sektöründeki biz kadınlar artırmalıyız… Kadınların bu alandaki başarıları arttıkça teknoloji alanında kadın gücüne verilen önem giderek artıyor. Kadın istihdamının artırılması ve kadın liderlerin sayısının artması, iş dünyasında önemli bir dönüşüm yaratıyor. Kadın liderlerin sektöre getirdiği farklı bakış açıları, şirketlerin daha esnek, yenilikçi ve sürdürülebilir olmasına katkı sağlıyor. Bu bağlamda, kişisel yolculuğum da teknoloji dünyasında karşılaşılan zorlukları ve bu zorlukların nasıl fırsatlara dönüştürülebileceğini bana daha net bir şekilde görme fırsatı verdi.
Yetiştiğim bölgenin geleneksel normların ön plana çıktığı bir bölge olması nedeniyle kadınlara yönelik birçok dezavantajın olduğu bir ortamda büyüdüm. Buna rağmen ailemde üniversite eğitimi alan ilk bireydim ve bu da giderek kendimde daha büyük bir sorumluluk hissetmeme sebep oldu. Bu durum, hedeflerime odaklanmamı ve mücadele etmemi sağladı. En önemlisi de yaşadığım zorlukları fırsata çevirdim. Şimdi dönüp baktığımda aslında her zorluk, bana daha iyi bir lider olma yolunda büyük katkılar sağladı diyebilirim. 9 Eylül Üniversitesi İşletme bölümünden mezun olduktan sonra kariyer hedeflerimi belirleyip, enformasyon destek analisti olarak iş hayatına adım attım. Veri analizinin iş dünyasındaki kritik rolünü fark ederek bu alana odaklandım ve hem çalışan hem yönetici olarak uzun yıllar boyunca pek çok dijital projeye imza attım. Bu başarıları ortaya koyarken ekip olmanın gücünden yararlandım. Dolayısıyla, ekip yönetiminde daha verimli ve güçlü bir ortam oluşturmak adına her zaman ekip arkadaşlarımın hedeflerini anlamaya çalıştım. Ekip arkadaşlarımın yeteneklerini tanımak ve buna göre yönlendirmek de projelerin başarısını etkiledi. Böylece güçlü ve motivasyonu yüksek ekiplerle istenen hedeflere ulaşmış olduk.
Dünyada ve Türkiye’de teknoloji sektöründe kadınların rolü, ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma açısından kritik bir önem taşıyor. Kadınların STEM (Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) alanlarındaki temsili, yalnızca toplumsal cinsiyet eşitsizliğini azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumsal dönüşümde de yenilikçilik ve çeşitliliği artırarak daha yaratıcı ve etkili çözümler üretme potansiyelini de beraberinde getiriyor. Bu bağlamda, teknoloji ve iş dünyasında kadınların daha fazla yer alması hem bireyler hem de topluluklar için büyük bir kazanım anlamına geliyor.
Öte yandan, dijitalleşmenin iş dünyasındaki önemi giderek artıyor. Günümüzde, teknolojiyi etkin bir şekilde kullanabilme kabiliyeti, başarılı bir işletmenin en temel unsurlarından biri olarak kabul ediliyor. Örneğin, yapay zekâ destekli analizler, şirketlerin daha hızlı ve doğru karar almasını sağlarken, müşteri deneyimini kişiselleştirme imkânı da sunuyor. Dijitalleşme süreçlerinin, işletmelerin daha büyük yapılara dönüşmesine yardımcı olduğuna ve aynı zamanda olası risk senaryolarının daha önceden değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Başlangıçta yüksek maliyetli görünen yatırımlar, uzun vadede daha büyük tasarruflar ve verimlilik artışları sağlıyor.
Projelerde başarı faktörlerinin başında, ekip içi iletişim ve iş birliğinin etkili bir şekilde sağlanması geliyor. Çözüm odaklılık, sürdürülebilirlik, dayanıklılık ve esneklik gibi değerlerin projelerde önemli bir rol oynadığına inanıyorum. Örneğin Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri grubu için Türkiye’nin farklı bölgelerinde gerçekleştirdiğim bir dijital iyileştirme projesi sayesinde, distribütörlerden anlık satış verisi akışı sağlayıp kategori, ürün ve müşteri bazlı analizler yapma imkânı bulduk. Bu iyileştirme ile satış alanında yüzde 10’luk bir satış artışı sağladık ve projemiz hem şirket performansını artırdı hem de dijital dönüşüm süreçlerine katkı sağladı.
Bununla beraber sürdürülebilirliğin sağlanması, projelerin merkezinde yer alıyor. Bir dijital projeyi oluşturmak kadar, o projenin sürekli kullanılabilirliğini ve fayda sağlamasını sağlamak da kritik bir öneme sahip.2020 yılından beri aktif olarak kullanılan ve gelişen teknolojilerle uyumlu bir şekilde dönüştürülebilir olabilen bir otomasyon projemde de en dikkat ettiğim şeylerden biri sürdürülebilirlik oldu.
Ben gelecekte de daha fazla yenilikçi proje hayata geçirmeyi ve uluslararası düzeyde katma değer sağlama motivasyonumu ve hedeflerimi canlı tutmaya devam ediyorum. İş hayatındaki kadınlara ise şunu söylemek istiyorum: Kendinize güvenin ve karşılaştığınız zorlukları birer engel değil, bir basamak olarak görün. Zorluklar karşısında pes etmediğinizde potansiyelinizi keşfedeceksiniz ve topluma katkıda bulunma çabalarınızı sürdürme çabanızdan vazgeçmeyin derim. Verilen her emek ve mücadele mutlaka karşılığını bulacaktır.