Teknoloji ve know-how aktarımı ile ‘Ulusal iş ekosistemi’ne katkı…
Hızla gelişen teknoloji artık çok kısa bir sürede dünyanın hemen hemen tüm bölgelerinde kullanılmaya başlanıyor. Teknoloji geliştiricisi uluslararası şirketler de bu süreçlerde önemli bir yer tutuyorlar. Teknoloji geliştiren şirketlerin; teknoloji ve know-how aktarımı ile işgücünün dönüşümüne ve yetkinliklerinin gelişimine, şirketlerin inovasyon yapma kabiliyetlerinin ve kapasitelerinin gelişimine katkı yaptıklarını belirten YASED Koordinatörü Görkem Karabeyoğlu, sorularımızı yanıtladı.
- Uluslararası teknoloji geliştirici şirketlerin Türkiye’ye yatırımlarını değerlendirebilir misiniz?
Teknoloji geliştirme alanında dünya ile Türkiye’nin performansını karşılaştırdığımızda, genişbant altyapısının gelişmişliği, internet kullanımı, teknolojinin işkollarına entegrasyonu ve dijital kamu hizmetleri konularında Türkiye’nin AB ortalamasının gerisinde kaldığını ve gelişmekte olan Çin, Rusya, Sırbistan, Şili, Meksika, Brezilya gibi ülkelerin de bu alanların bazılarında Türkiye’nin ilerisine geçtiğini görmekteyiz. İnsan kaynağının dijital yetenekleri ise Türkiye’nin görece başarılı olduğu parametrelerden.
Bununla birlikte Türkiye, akıllı ulaşım, elektrifikasyon, otonom sürüş, dijitalleşme, nesnelerin interneti, yapay zeka, bulut bilişim, yenilenebilir enerjiler, e-ticaret gibi küresel trendlere paralel olarak yeni teknolojilerin kullanımı, üretimi ve transferi konularında faaliyetlerini artırmakta, tüm plan ve stratejilerinde teknolojik gelişim ve dijital dönüşümü öncelikli tutmakta. Bunun bir sonucu olarak, son beş yıldaki yatırım girişlerinde, mevcut yatırımcıların Türkiye’deki yatırımlarını büyüttüğünü ve bunun yeni yatırım girişlerinin üzerinde olduğunu görmekteyiz. Bu durumu Türkiye’ye gelen doğrudan yatırımların sektörel büyüme oranları ile birleşme ve satın alma oranlarına baktığımızda daha iyi anlıyoruz.
Örneğin, teknolojinin yoğun kullanıldığı ve geliştirildiği bilişim sektöründeki son 5 yıllık ortalama büyüme oranı yüzde 17. Türkiye’ye gelen doğrudan yatırımların sektörel dağılımlarına baktığımızda, 2019 yılının ilk üç ayında 23 milyon dolar olan bilgi ve iletişim teknolojileri yatırımlarının, yüzde 1539’luk ciddi bir artış oranı ile 2020 yılının aynı döneminde 377 milyon dolar olarak gerçekleştiğini görüyoruz.
Söz konusu büyüme oranları ile doğru orantılı olarak da sektördeki operasyon ve işbirliği sayısı artmakta, bu hareketlilik de birleşme ve satın almalara yansımakta. 2018 yılında finansal yatırımcıların ülkemizde en çok işlem gerçekleştirdiği teknoloji, medya ve telekomünikasyon (TMT) sektöründe geçtiğimiz yıl 48 adet birleşme ve satın alma gerçekleşti. 2019 yılında değeri açıklanan işlemler esas alındığında da toplam finansal yatırımcı işlemlerinin hacim bazında yüzde 63,3’ü TMT sektöründe.
Teknoloji geliştirme alanında dünyadaki duruma baktığımızda ise, firmaların büyüklüğünü ve tanınırlığını en iyi şekilde gösteren “Dünyanın En Değerli Markaları” listesinde ilk 10’da Türkiye’de yatırımları olan 7 teknoloji şirketi olduğunu görüyoruz. Bunlar Amazon, Google, Apple, Microsoft, Samsung, Facebook ve Huawei. En büyük 10 teknoloji geliştirme şirketlerine baktığımızda da bu markalara ilave olarak yine çoğunluğu Türkiye’de faaliyet gösteren Hon Hai Precision, Dell, Sony, IBM, Intel, Panasonic ve HP’ye rastlıyoruz. BrandZ En Değerli Global 100 Marka Sıralaması’nda ise En İyi 10 Kurumlararası (B2B) Markalar arasında SAP, UPS ve Cisco gibi teknoloji odaklı firmaları görüyoruz.
Dünyanın dört bir tarafında konumlandırdıkları merkezleri ile operasyonlarını başarılı bir şekilde sürdüren bu firmaların en büyük ortak özelliği Ar-Ge yatırımlarına ayırdıkları büyük finansal kaynaklar ve Ar-Ge faaliyetlerini en verimli şekilde yürütebildikleri ülkeleri seçmeleri. Bu ülkeleri seçerken baktıkları kriterler ise maliyet, iş ve yatırım ortamının kalitesi ve ülkelerin risk faktörleri.
Türkiye’de çoğunluğu YASED üyesi olan bu şirketlerin sadece tedarik zincirinde yer alan yüksek teknoloji ve bilgiye dayalı hizmet firmalarından yaptıkları satın alma ve satış işlemlerindeki payı yüzde 20’lere ulaşmakta. Bu çerçevede, söz konusu teknoloji geliştiren büyük uluslararası yatırımların artması ve ülkemize yeni yatırımcıları çekme konusunda onlara referans olmaları bizim için büyük öneme sahip. YASED olarak yatırım ortamının iyileştirilerek bu konuya destek olmak adına çalışmalarımızı özenle sürdürüyoruz.
- Bu şirketler, sundukları ürün – çözüm – hizmetler ve teknoloji aktarımları ile faaliyet gösterdikleri ülkelerin gelişimine ne tür katma değer sağlıyorlar?
Bilgi alışverişini hızlandıran, operasyonların maliyetlerini azaltan, katma değerli üretim yaratan ve zamandan tasarruf sağlayan yeni teknolojilerin, şirketlerin verimliliklerini artırıp büyüme hedeflerine daha hızlı erişmelerini sağladığı bir gerçek. Söz konusu teknolojileri geliştiren şirketler de bu yolla faaliyet gösterdikleri ülkelerin ekonomilerinde sürdürülebilir bir büyüme yaratıyor.
Dönüşen teknolojinin istihdama etkileri de büyük ölçüde. Öyle ki, dünyada 2022 yılına kadar 133 milyon yeni iş pozisyonu ortaya çıkabileceği ifade ediliyor. Teknoloji geliştiren şirketler bu sürece de katkı sağlayarak, faaliyet gösterdikleri ülkelerdeki istihdamı ve nitelikli işgücünü de dönüştürüyorlar. Gerçekleştirmekte oldukları projelerde çalışan elemanların geliştirilen teknolojiler konusundaki bilgi ve becerisinin artmasına, dolaylı olarak da ülke gelişimine katkı sağlıyorlar.
Teknoloji geliştiren şirketler yenilikçilik için uygun bir altyapı da oluşturuyorlar. Teknoloji ve know-how aktarımı ile, işgücünün dönüşümüne ve yetkinliklerinin gelişimine, şirketlerin inovasyon yapma kabiliyetlerinin ve kapasitelerinin gelişimine katkıları oluyor.
- Uluslararası teknoloji şirketleri Türkiye’ye sundukları know-how’ın yanı sıra ülkemizden de ne tür know-how’larla besleniyorlar? Buradaki yerli iş ortaklarının dünyaya açılmaları konusunda ne tür katkılar sağlıyorlar?
Uluslararası teknoloji şirketleri Türkiye’nin ekonomik ve ticari alışkanlıklarını bilen ve yerelde iş yapış şekline hakim yerli iş ortaklarının know-how’undan faydalanmaktalar.
Teknoloji alanında faaliyet gösteren uluslararası yatırımcılar, yerli iş ortaklarından sağladıkları bu faydaya karşılık olarak onların global değer zincirlerinde kendilerine yer açmaları için önemli rol oynuyorlar. Bu şirketlerin pazarda yarattıkları ekosistem ile, sahip oldukları bilgi, beceri ve deneyimin yerli iş ortaklarına gerek bunu sağlamaya yönelik programlar gerekse iş birlikleri vesilesiyle aktarılması, söz konusu yerli şirketlerin global pazarlara erişimine ve değer zincirlerine entegrasyonuna önemli katkı sağlıyor.
YASED olarak, mevcut yatırımcıların, hem getirdikleri kaliteli yatırımlarla ülke ekonomisine sağladıkları katma değer, hem de yeni yatırımcılara referans teşkil etmeleri açısından Türkiye için önemli olduğunu değerlendiriyoruz. Türkiye’nin başta iş ve yatırım ortamı reformları olmak üzere tüm plan ve stratejilerinde belirtilen dönüşüm hedeflerini ivedilikle hayata geçirmesinin bu yatırımların daha da artmasına ve Türkiye’nin daha fazla katma değerli yatırım çekmesine imkan sağlayacağını düşünüyoruz.
Ülkemizdeki gelişmiş destek ve teşvik mekanizmalarının teknoloji yatırımları alanında faaliyet gösteren yatırımcılara büyük katkılar sağladığını düşünüyoruz. Bu mekanizmaların gelişimi ve iyileştirilmesi de ülkemize yeni yatırımların çekilmesi açısından son derece önemlidir. Türkiye’nin de teknoloji gelişimi ve dijitalleşmeye daha hızlı bir şekilde odaklanmasını ve küresel trendleri iyi okuyarak özellikle Covid-19 sonrası dönem için pozisyon almasını kritik buluyoruz. Dijital dönüşümün sağlanması ve yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesi için tedarikçi ekosistemi ve imalat sanayi ile işbirliği mekanizmalarının geliştirilmesine ve yeni nesil destek paketlerinin hazırlanmasına öncelik verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
- YASED’in bu konularda yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
YASED olarak konulara sadece üyelerimizin karşılaştığı zorluklar açısından değil, daha geniş açıdan, Türkiye’nin küresel yatırım rekabetçiliği yönünden de bakıyoruz. Yaptığımız çalışmalar, bugün teknoloji geliştirme altyapı ve politikalarının ve dijital dönüşümün uluslararası doğrudan yatırımlar için öncelikli yatırım alanları arasında yer aldığını gösteriyor.
Türkiye, bugün teknoloji geliştirme alanında ihtiyaç duyduğu yüksek katma değerli yatırımları daha proaktif bir şekilde önceliklendirecek bir stratejiyi hayata geçirmeli. Ülkemizin küresel rekabetçiliğini arttırmak amacıyla Türkiye’nin ekonomisini yarına hazırlayacak, teknolojik açıdan katma değeri yüksek dönüştürücü yatırımları belirleyecek ve bunları çekmek için ne yapmamız gerektiğini ortaya koyacak bir “Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisi”ne ihtiyaç var. Bu konuda Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile yakın işbirliğimiz devam ediyor.
YASED olarak, Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) faaliyetlerine aktif katılım sağlayarak, tüm yatırımcılar için vazgeçilmez bir unsur olan öngörülebilirlik ilkesi çerçevesinde kanun ve mevzuatlarda yapılacak olan değişikliklerin özel sektör ile istişare edilmesine yarayan bu platformda katkılarımızı sunuyoruz. Bu kapsamda inisiyatif alarak gündeme taşıdığımız ve ilgili kurum ve kuruluşlarla birlikte yoğun çalıştığımız Yatırımlar Çerçeve Kanununun en kısa zamanda yürürlüğe girmesinin yatırımcılara güçlü bir mesaj vereceğine inanıyoruz. Yapılacak düzenlemelerin Ar-Ge ve inovasyon ekosistemi başta olmak üzere teknolojiye yönelik iş ve yatırım ortamını iyileştirmesi de beklentiler arasında.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız bünyesinde kurulan Sanayide Dijital Dönüşüm Platformu ise bir diğer aktif görev aldığımız alan. Söz konusu Platformun kurucu 6 sivil toplum kuruluşu arasında yer alan YASED, geçtiğimiz dönem hazırlanmış olan Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Yol Haritası çalışmalarına da katkı ve desteklerini sunmuştur.
Faaliyetlerimiz arasında teknoloji geliştiren üyelerimiz ile ülkemizdeki girişimcileri bir araya getirerek yeni işbirlikleri kurulması yönünde ilgili Bakanlıklarımız ile işbirliğinde bir proje çalışması bulunuyor. Söz konusu çalışma ile teknopark ve teknokentlerdeki ihracat potansiyeli yüksek girişimcileri üyelerimizin ihtiyaçları doğrultusunda programa dahil olacak uluslararası yatırımcılar ile eşleştirerek ortak çalışmalar gerçekleştirilmesine öncü olmayı hedefliyoruz. Böylelikle sağlanabilecek uzun soluklu işbirlikleri neticesinde bir yandan girişimcilerimizin gelişimine destek olurken diğer yandan ülkemizin ihracat rakamlarına olumlu katkılarda bulunmak istiyoruz.
Üniversite – sanayi işbirliği kapsamında da üyelerimizin bilgi ve tecrübelerinin akademik araştırmalara aktarımını destekleyecek şekilde her türlü çalışmada yer almaya gayret gösteriyoruz.
Tüm bu işbirliklerini artırmaya yönelik hükümetimiz tarafından sağlanan destek ve teşvik paketleri hakkında bilgilendirmeleri de üyelerimiz ile paylaşarak teknoloji geliştirme faaliyetlerinin artırılması yönünde katkı sağlıyoruz. Uluslararası yatırımcıların doğru zamanda doğru desteklere erişimlerine yardımcı olarak daha hızlı büyümelerine destek olmak amaçlarımız arasında.
- YASED’in üye teknoloji şirketleri ile politika yapımına katkı çerçevesinde faaliyetlerine örnekler verebilir misiniz? Örneğin 5 Mart 2020 tarihli KVKK Zirvesi’nin sonuçları hakkında bilgi verebilir misiniz?
YASED olarak 2018 yılında yine oldukça geniş bir katılım ile Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ve AB Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) konferansı gerçekleştirdik. Konferansımız konunun özelinde üst düzey karar alıcı yetkililerin katılımında gerçekleşti.
Bu alanda hızlı güncellemeler olabiliyor. Gündemi en yakından takip ederek hem üyelerimizin faaliyetlerini kolaylaştırmak hem de ülkemizin ekonomik gelişimine katkıda bulunmak için çalışmalar yapıyoruz. Uluslararası firmaların bu alandaki beklentisi hem operasyonları için gerekli olan veriye erişip bu verileri kullanabilmek, hem de söz konusu verilerin güvenliğini maliyet etkin bir yaklaşımla sağlayacak hukuki altyapıya sahip olmak.
Bu konferans ile hem GDPR hem de KVKK çerçevesinde şirketlerimizin uyması gereken kurallar, verilerin uluslararası transferi, ticari işlemlerde KVKK ve GDPR’a uyum gibi konular hakkında gerek ülkemiz gerekse şirketlerimiz için yol haritalarının oluşumuna destek vermeyi amaçladık. Bilindiği üzere, bugün “veri temelli ekonomi” kavramı dünya gündeminin üst sıralarında yer alıyor. Aslında veri ve bu verinin işlenmesi, yarının dünyasında ülkelerin ekonomik başarısını tanımlayacak. Biz, daha bugünden “veri işleme” ile ilgili açık yasal mevzuata sahip olan ülkelerin rekabet güçlerinin arttığını gözlemliyoruz. Veri temelli ekonominin güçlenmesi için en öncelikli konular kişisel verilerin korunması ve kişisel olmayan verilerin serbest dolaşımıdır.
YASED olarak yürüttüğümüz çalışmalar, bugün dijital dönüşüm sürecinin etkin yönetilmesinin uluslararası doğrudan yatırımlar için öncelikli kriterler arasında olduğunu doğruluyor. Veri yönetiminin de içinde olduğu dijital dünya, sürekli değişim ve gelişim içinde. Bu değişimi zamanında yakalamamız, ülkemizi yarının ekonomisinde de küresel ölçekte rekabetçi kılacak.
11. Kalkınma Planımızda öngörüldüğü üzere, yurtdışına veri aktarımında GDPR’a uygun yöntemlerin ülkemizce de benimsenmesi Türkiye’nin mevcut ve potansiyel yatırımcıları için büyük önem taşımakta. Yüksek katma değerli, yeni nesil yatırımları çekebilmemiz, mevcut yatırımları koruyabilmemiz ve büyütebilmemizin belirleyicilerinden biri de dünya ile uyumlu bir yasal altyapıya sahip olmamızdan geçiyor.
- Bu zirvede karar alıcılardan ne tür beklentiler ortaya çıktı?
Ülkemizde Kişisel Verilerin Korunması Kanunu 4 yıla yakın zamandır uygulanıyor ve yine hepimizin yakından takip ettiği gibi, biz de ülkemizdeki verilerin yurt dışına aktarılmasında bir yandan veri akışını kolaylaştırırken, diğer yandan güvenli denetim mekanizmalarının oluşturulması için doğru denklemi bulmak için çabalıyoruz. Bu konu, biz uluslararası yatırımcılar için olduğu kadar yerli yatırımcılar için de önemli.
Ancak uluslararası yatırımcıların durumu bazı farklı zorluklar içeriyor. Çünkü bu şirketlerin verilerini yurt dışındaki ana şirket sunucularına göndermeleri gerekiyor. Bu şirketler için verilerin Türkiye’de, yani ana merkezden farklı bir yerde tutulması, beraberinde pek çok teknik ve operasyonel zorluklar getireceği gibi iş akışlarını da ciddi anlamda olumsuz etkileyecek nitelikte. Verilerle ilgili yapılan olumlu düzenlemelerin, bu konudan etkilenen pek çok şirket için mevcut işlerinde verimlilik artışı sağlayacağına, potansiyel yatırımcılar için de ülkemizde uygun yasal altyapının kurulmasının başlı başına bir teşvik olacağına inanıyoruz.
Bundan sonraki çalışmalarımızda da söz konusu yasal altyapının ilgili tüm taraflar için en faydalı şekilde geliştirilebilmesi adına benzer katkılar sunuyor olacağız.
YASED Koordinatörü Görkem Karabeyoğlu