Teknolojide Var Olmak
Dünyanın en iyi 10 üniversitesi arasında 7 tane ABD’den 3 tane de İngiltere’den okul girmiş durumda. Dünya üzerinde parası olan herkes çocuklarını bu 10 okula gönderiyor.
Daha önce gurur kaynağımız olarak gösterilen ODTÜ dünya sıralamasında ilk 200’lere kadar ilerlemişti, sonra ilk 500 şimdi ilk 2500 listesinde bir yerlerde… Eğitim sisteminin bu kadar sekteye uğratıldığı bir ülkede, parası olan ve gücü olan herkes bu seçimi yapmak zorunda kalıyor. Eğitim sistemimiz iyileştirilebilir mi peki? Sanmıyorum, çünkü eğitimsiz insanlar lazım bu ülkeye…
Üniversitelerin ders içerikleri boşaltılmış ve eski bilgilerle yol alıyorlar. Şu anda ikinci üniversite olarak, Yönetim Bilişim Sistemleri okuyorum ve disketlerden, CD sürücülerinden bahsediliyor derslerde… Hatta bir adım ileriye gidip, 32x hızındaki bir CD’nin kaç byte veri okuduğuyla ilgili soru soruluyor sınavda.
Dünya yapay zeka ile nokta atış hedef tahminleme ve insan düşüncesini maniple etme aşamasına gelmişken, CD’nin hızını bir soru kriteri olarak düşünmemiz, yarınlarımız hakkında pek umut verici sonuçlar vermeyecek gibi, ne dersiniz? Üstelik son yapılan YKS temel yeterlilik sınavında; 40 Türkçe (Türk Dili Edebiyatı) sorusunda 14.3, YKS alan yeterlilik sınavında 24 Türkçe soruda 4.8 doğru cevap ortalaması elde edilmiş. Kendi dilinde girdiği sınavda bu kadar başarısız olmak? Matematik sınavına ait bilgileri buraya yazmayacağım orada gerçekten hezimete uğramış bir lise eğitim müfredatı var.
Dünyada teknoloji ve sanayileşme “İnsan”ı merkezine alan bir süreçle ilerliyor. İhtiyaç hiyerarşisinde en üstte yer alan “Kendini Gerçekleştirme” konusunda mümkün olan tüm araçlar eğitim sistemlerine dahil ediliyor. Yoksa edilmiyor mu? Bugün, teknoloji olarak dünyada söz sahibi olan ülkelerde eğitimin ne şekilde verildiğini merak etmiyor mu acaba bizim eğiti sistemimizi kurgulayanlar. Kore, Çin, Japonya, Tayland, Malezya, Endonezya derken Uzakdoğu teknolojinin merkez üssü konumuna geldi. Ucuz iş gücünü bir kenara koyarsak temeldeki gerçeklik bu aşamaya gelinecek eğitim sistemini yapılandırmaktan geçiyordu. Aynı şey Avrupa ülkeleri ve ABD içinde geçerli. Yazılım, bilgisayar sistemleri, yapay zeka, astronomi, uzay bilimleri, gen mühendisliği ve daha birçok alanda ileri seviyede eğitimler verilmekte.
Görünen ile görünmeyen arasındaki çizgilerin artık çok net olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Her an dilediğimiz bilgiye erişebiliyoruz. Bir robot nasıl yapılır ile başlayıp, ileri seviye piyano, keman eğitimini bile ücretsiz olarak alabiliyoruz. Birçok eğitmen, internet üzerinden, resim ve heykelcilik eğitimleri veriyor. Yeni bir dil öğrenmek isterseniz onu da mümkün kılıyor sistem. Böylesi bir kaynak bolluğu içinde eğitim sistemini neden yenileyemiyor ve dönüştüremiyoruz? Her işi ülkeyi yönetenlerden beklememek kendi başına mı yol almak gerekiyor? Bir zamanlar, ülkemizin önde gelen üniversitelerinden birine yurtdışı destekli teknoloji sınıfları kurulacaktı. Sistem için gerekli olan yazılımlar konusunda görüşmeye gittiğimiz fakültenin dekanının serzenişleri halen kulaklarımda. Eğitim sisteminin eskiliğinden, eğitmenlerin yetersizliğinden, bilginin erişebilir olmasına rağmen öğrencilerin vurdumduymazlığından yakınmıştı.
Eğitim sistemi eski olabilir fakat ileri teknoloji bir altyapı var elimizde. Dünyanın her yerinde ihtiyacımız olan bilgiye okul/eğitim sistemi olarak erişemiyor olsak da eğitmenler ve öğrenciler olarak erişip kendimizi geliştirme şansımız var. Açabildiğiniz kadar sekme açıp okuyabileceğiniz kadar bilgiye erişebileceğiniz yüzlerce şeritli bir otobanımız var ve biz kağnı ile yol almaya çalışıyoruz. Üstelik elimizde ileri teknoloji bir telefon ile beğenip beğenilme arasında bir yerde durarak yapıyoruz bunu.
Eğitim sisteminin çözemediği bu durumu, ülkemizin STK’ları, bilişim dernekleri, bilişim sektörüne yönelik yayın yapan dergi ve gazeteleri, yerli teknoloji firmaları bir araya gelerek, farklı bir örgütlenme içerisinde geleceğin teknoloji mimarlarının ülkemizden çıkmasına ön ayak olabilir. Bu yazıyı okuyanlarımız arasında biz zaten yapıyoruz diyenler olacaktır. Ancak bu yolculuk tek başına sürdürülecek bir şey değil. Belki de güçlü bir programla, ortaokul ve lise seviyesinde pilot okullarla çalışılacak. En iyi 100, hiç olgunlaşmayacak 100 binden iyidir, düşüncesi ile eğitilip geleceğin yeniden inşa edilmesi sağlanabilir.
Teknoloji insan içindir ve insan da teknolojiyi inşa edendir. İnsanımız için gereken teknolojiyi inşa etmeye başlamak için çok geç değil…