Teknolojik oyunlar değil, teknolojinin oyunları
Benim çocukluğumda kurnazlık, dolandırıcılık ve saflık konusu açıldığında büyükler tek bir kişiden bahsederlerdi; Sülün Osman. Hani şu Galata Kulesi’ni, Beyazıt Meydanı’nı, Karaköy Köprüsü’nü satıp, meydandaki saate bakanlardan para isteyen Osman. Sadece o da değil, döviz bulundurmanın yasak olduğu yıllarda, sana döviz vereceğim diyerek insanları kandıran Güney Zobu da var.
Herkes bu hikayeleri anlatır, güler, ne saflar var ya derdi.
Gençliğimde bu hikayelere yenileri eklendi. Banker Kastelli bunların en akılda kalanıdır. Daha fazla faiz kazandıracağım diye insanları kandıran Kastelli’nin, milli gelir 70 milyon iken kasasında 100 milyonu olduğu söylenir. Binlerce kişi, normal faizin üstünde nasıl daha fazla verebilir diye sorgulamadan bu kişiye paralarını teslim etti, sonuç hüsran. Bu şahsın daha sonra da başka projelerle ortaya çıktığını da hatırlıyorum. Bir de bunun benzeri Banker Bako vardı. Paraları kaptıran insanların isyanlarını hatırlıyorum. Kendini yakanlar bile oldu. Çok ocak söndü, çok can yandı.
Selçuk Parsadan çıktı yakın zamanlarda. Ünlüleri ve hatta devlet adamlarını kandırarak milyonları cebe indirdi. Jet Fadıl konusuna pek girmeyeyim, o zaten bütün yaptıklarına rağmen yine ortaya çıkıp benzerlerini yapabilir ama ben yazdım diye suçlu da ilan edilebilirim.
Bu dolandırıcıları saymakla bitmez, Titan saadet zinciri adıyla ortaya çıkan Kenan Şeranoğlu 77.000 kişiyi kandırdı.
Hadi bunlar son 50 yılın olayları, insanlar görece daha saf ve temizdi kandılar diyelim. Peki yakın zamanda yaşanan Çiftlik Bank olayına ne diyelim. Olayın kahramanı Mehmet Aydın, yurtdışına kaçtı, Uruguay diyen var, Belarus diyen var. Ama kaçtı gitti arkasında çok sayıda mağdur insanı bırakıp. Bu kandırılan insanlar sanal ortamda gerçek dışı çiftliklerden para kazanmaya inanan insanlarımız, bakınca öyle çok da teknolojiyle, internetle ilgili kişiler değil.
Yakın zamanda telefon ile aranılıp, hesaplarınızdan paralar terörist gruplara gitti diye kandırılan saf insanlarımız. Elindeki avucundaki paraları, biriktirdiği altınları dolandırıcılara kaptıran insanlarımız.
Geldik günümüze, bir Thodex faciası yaşandı ki akıllara zarar. Teknolojiye yakın uzak ayrımız yapılamayan binlerce insan Faruk Fatih adındaki bu genç adama, onlara herkesin kazandırdığından fazlasını kazandırması için paralarını teslim etti. Çoğunun coin dünyası hakkında hiç bilgisi olmamasına rağmen üstelik. Tek amaç var, kısa yoldan hızlı ve çok para kazanmak. Kısa sürede büyük para düşüncesi insanların beynini uyuşturuyor, gerçekleri saklıyor, muhakeme yaptıramıyor.
Bitti mi hayır, benzerlerini çok duyduk, en son kulağıma Ankaway olayı. Bir enişte kayınço vurgunu diye adlandırılan olayda insanlara reklam izleyerek çok para kazanacağı vaadi sunulmuş. Sistemi kuran Eren Düzyol, kayınbiraderi Halil Başoğlu ve yazılımcı Muhammet Satıroğlu ile birlikte 9 kişi hakkında nitelikli dolandırıcılık davası açılmış. Yine gerçeği anlamadan, mukayese etmeden, özetle kafayı çalıştırmadan havadan para kazanma hevesindeki üstelik günde 3 dakika reklam izlemeniz yeter vaadi ile 500’e yakın kişi paralarını kaptırmış gözüküyor.
Görüldüğü üzere bilgi teknolojileri sunduğu imkanlarla, iletişim teknolojileri bunu hızlı iletmesi ile açtığı kapılarla dolandırıcılık yapmak kolaylaştı, bu nedenle sayısı da arttı. Yeni açılan sanal para borsaları, internette güven vermeyen farklı reklamlar, her gün gelen “yatırımlarınızı değerlendirelim” telefonları yeni yeni dolandırıcılıkların habercisi gibi.
Kafamı oldukça kurcalayan NFT konusu var bir de. Sanal yani gerçekte olmayıp internet üzerinden varmış gibi kabul edilen eşya, sanat eseri ve hatta edebi yazıların yüksek fiyatlarla pazarlandığı bir alışveriş ortamı. Sadece çizimi gösterilen bir resme binlerce doların verildiği bir ortamdan bahsediyoruz. Örneğin Beeple ismiyle bilinen Mike Winkelmann adındaki sanatçı, tamamen dijital ortamdaki eserini 69,3 milyon dolara satarak, bir sanatçının hayattayken ulaştığı en yüksek üçüncü miktara ulaştı. Non-fungible token kelimelerinin kısaltılmasından ortaya çıkan NFT kavramının benim için en önemli olumlu tarafı BlockChain (BlokZincir) kullanıyor olması.
Teknoloji, Dünya’yı kurtaracak bu kesin. Fakat teknoloji etik şekilde kullanılmadığında da nelere mal olduğunu görüyoruz. Dolandırıcılık bunun belki de en basit yanı, internetten üzerinden havaya uçurulmak istenen nükleer santraller, düşürülen uçaklar, itibarı düşürülen devletler gibi saymakla bitmeyen daha korkunç sonuçları var.
Çözümü ne? Elbette yine teknoloji. Fakat bu defa teknolojiyi öğrenmek, bilgisayar okur yazarlığını arttırmak, gündemi takip etmek çok önemli. En azından ilk adım olarak, bir kez daha ve yüksek sesle sesleniyoruz. “Okullarımızın ilk sınıflarından itibaren zorunlu bilgisayar dersleri başlatılmalıdır.”
Yazdım…