Teknolojiyi temel alan yenilikçi sağlık hizmetleri yaşam kalitesini artırıyor
Sosyal devlet anlayışının benimsendiği ülkelerde hükümetler, vatandaşlarının olabilecek en yüksek kalitede sağlık hizmetini, en düşük maliyetle alabilmelerini sağlama sorumluluğunu üstleniyor. BT’nin devreye girmesiyle ülkemizde sağlık alanında çok başarılı çalışmalara imza atılırken, önümüzde katedilecek uzun bir yolumuz bulunuyor.
Türkiye, sağlık alanında son yıllarda önemli bir atılım gerçekleştirdi. Bu atılımın temelinde bilişim teknolojilerinin yattığı ise yadsınamaz bir gerçek. Türkiye olarak sağlık alanında dünyada çok iyi bir konumda olduğumuza vurgu yapan BTech Kurucu Ortağı ve Ar-Ge Yöneticisi Kuntay Aktaş, “Dünya standardında işler yapıyoruz ve yaptığımız çalışmaların bir çoğu hem ülkemizde hem de dünyada ilk olan çalışmalar. Türkiye’ye getirdiğimiz teknolojilerle; değerli hocalarımızın açtığı bu yolda yeni teknolojiler üreteceğiz. Yalnızca dünyayı yakından takip eden bir kuruluş değil, dünyada öncü olan bir şirket olmayı hedefliyoruz. Her şeyin daha kişiselleştiği bir dünyada sağlık gibi önemli bir konuda kişiye özel bir yaklaşım sunuyoruz” ifadesini kullandı.
Proline e-ID ve Biyometrik Çözümler Departman Yöneticisi Serdal Karakaş, ülkemizin, gelişmiş ülkelerin tümünde olduğu gibi sağlık harcamalarının yoğun olarak tartışıldığı bir ülke olduğunun altını çizerek şu detayları aktardı: “Sağlık sektöründe teknolojinin kullanımı; hizmet kalitesinin artması, hizmet dağılımının verimli hale gelmesi ve maliyetlerin düşürülmesi için başvurulacak ilk adreslerden biri olmalı. Sosyal devlet anlayışının benimsendiği ülkelerde, hükümetler vatandaşlarının olabilecek en yüksek kalitede sağlık hizmetini, en düşük maliyetle alabilmelerini sağlama sorumluluğunu üstleniyor. Teknoloji de bu noktada devreye girerek hem vatandaşların aldığı hizmeti hem de devletin sunduğu imkânları geliştiriyor. Ülkemizde de bu adımların atılmaya başlandığını memnuniyetle gözlemliyoruz.
Sağlık atılımı uluslararası platforma taşınmalı
Türkiye, sağlık alanında son yıllarda kayda değer büyük atılımlar yaptı. Bunda Sağlık Bakanlığı’nın 10 yıllık sağlık dönüşümü projesinin payı şüphesiz büyük. Sisoft Genel Müdürü Ömer Siso, özellikle sağlık bilişimi alanında gerçekleştirilen projelerin, sektördeki şirketlerin de büyümesine ivme kazandırdığını belirtti ve “Ülkemizdeki sağlık hizmetlerinin kalitesinin artmasına da katkıda bulunan bu durum, daha da iyileşmeye devam ediyor. Bu atılımı uluslararası platforma taşımak ve kullandırmak, bu başarıyı taçlandıracaktır” dedi. Siso, sağlık bilişiminin teknolojinin her türlü nimetinden faydalanarak hızla geliştiğine vurgu yaparak şunları kaydetti: “Son yıllarda bu hızın daha da bir ivme kazandığını görüyoruz. Buna paralel olarak bizler de Sisoft olarak gelişen teknolojiyi sürekli takip ediyoruz. Dolayısıyla geniş bir ürün gamına sahibiz. Ülke olarak da sağlık tarafında pek çok alanda Avrupa’nın bile önünde bulunuyoruz. Bu durum bizim gibi şirketlerin de gelişmesini tetikleyerek, yurtdışı şirketleriyle mücadelede önümüzü açıyor.”
MOBİL SAĞLIĞIN BÜYÜKLÜĞÜ BİRKAÇ YILDA 1 MİLYAR DOLAR OLACAK
“Teknolojiyi temel alan yenilikçi sağlık hizmetlerinin insanların yaşam kalitelerini artırdığı artık somut örneklerle görülüyor” yorumunu getiren Topuz şunları kaydetti: “Aynı paralelde, geleneksel sağlık sistemi de teknoloji temelli dinamik bir sisteme, mobil sağlığa dönüşüyor. Son 5-6 yıllık dönemde mobil sağlık sektörünün ülkemizdeki büyüklüğünün 250 milyon doların üzerine çıktığını görüyoruz. Önümüzdeki birkaç yıl içinde 1 milyar dolara ulaşacağı öngörülen sektörün ABD’deki büyüklüğü ise 200 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Bu rakamlar, bize önümüzde çok uzun bir yol olduğunu da gösteriyor. Teknolojiye yatırım yapanların kendilerini gösterebileceği bir dönemden geçiyoruz.”
DOĞRU KAYNAKLARDAN DOĞRU BİLGİNİN TEMİN EDİLDİĞİ DENETLENMELİ
DEVLET VE ÖZEL SEKTÖR BİRLİKTE ÇALIŞMALI
YERLİ ÜRETİCİLER ULUSLARARASI ŞİRKETLERLE YARIŞMAKTA ZORLANIYOR
“Sağlık bilişimi alanında Sağlık Bakanlığı’nın yasal yetkileri günümüz ihtiyaçlarını karşılayamaz görünmektedir” ifadesini kullanan Yalçın önerilerini de şöyle belirtti: “Bakanlık yetkilerini genişletecek özellikle sağlık turizmi ve üretici şirketlerin finansman anlamında desteklenmesiyle, ilgili yeni yasal düzenlemeler yapılması durumunda, sektör sadece ülkemize değil dünyaya hizmet eder hale gelebilecektir.”
SAĞLIK TURİZMİ HALKIN REFAHINA HİZMET EDECEK
TEKNOLOJİNİN BİR DEVLET POLİTİKASI OLMASI GEREK
“Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı bir milli veri seti, bir veri sözlüğü bulunuyor. Türkiye’de sağlık yazılımları üreten firmaların yüzde kaçının kendi veri modeli bu çalışma ile uyumludur?” sorusunu gündeme getiren Öztürk, bu durumda e-devletin olmazsa olmazlarından olan; ‘e-dictionary’, ‘interoperability’, ‘data model definitions’ kavramlarının ülkemizde kullanılmadığına dikkat çekti. “Mesele sözlüğü yapmak değil, onu milli bir kazanım olacak şekilde tüm alanlarda teknolojik olarak geliştirip kullandırmaktır” şeklinde konuşan Öztürk, şunları kaydetti: “Sorunlarımız çok daha derinlerde. Kendimize ait, dünyaca bilinen, sadece kamuda değil özel sektörde de kullanılan, yurt dışına ödediğimiz milyonlarca dolarlık lisans bedellerinin önüne geçen bir ulusal işletim sistemimiz var mı? Kendi yazdığımız bir veri tabanı yönetim sistemimiz bulunuyor mu? Dünya çapında marka olmuş kaç teknoloji girişimimiz var? Dünyaca bilinen ve tüm kamu kurumlarımızı ciddi lisans bedellerinden kurtaracak bir güvenlik yazılımına sahip miyiz? Teknolojiyi transfer eden değil üreten bir ülke olduğumuzda bu sorular da, yanıtlar da eminim farklı olur.”