Yüksek teknolojiler için Ar-Ge üssü
Savunma sanayisinin gelişmesinde ve girişimlerin büyüme odaklı desteklenmesinde Teknopark İstanbul önemli bir ‘bütünleştirici’ rol üstleniyor.
Savunma sanayii tüm dünyada öncelikli sektörler arasında konumlanır. Türkiye’de de savunma sanayiine yönelik önemli yatırımlar yapılıyor. Bu alanda geliştirilen milli teknolojilerle önemli mesafe kaydedildi ve küresel rekabette de önemli bir konum söz konusu. “Yerlilik oranlarımız yüzde 20 seviyelerinden yüzde 70’lere ulaşmış durumda. Dünyanın en prestijli savunma sanayi listesi olarak kabul edilen DefenseNews Top 100’de 7 Türk şirketimiz yer alıyor: Aselsan, TUSAŞ, BMC, Roketsan, STM, FNSS ve Havelsan” sözleri ile gelişimi örnekleyen Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu, TİM verilerine göre, Türkiye’nin 2020’de bu alanda 2,2 milyar dolarlık ihracat yaptığını da hatırlattı. 2021’de yapılacak atılımlarla rakamların artacağı beklentisini dile getiren Bilal Topçu’nun belirttiği gibi savunma sanayi sadece kara savunma sistemlerinden ibaret değil. Havacılık ve uzay, siber güvenlik, denizcilik gibi sektörleri de içinde barındıran dev bir yapı söz konusu. Türkiye’nin bu alanların tümünde gelişim sağlayarak yerli ve milli teknolojilerin Ar-Ge çalışmaları üzerinde yoğunlaştığını vurgulayan Bilal Topçu, bu çalışmalarda Teknopark İstanbul’un üstlendiği rol ve hedefleri ile ilgili sorularımızı yanıtladı:
Savunma sanayii özelinde Türkiye’nin önde gelen kurumları Ar-Ge çalışmalarını Teknopark İstanbul’da yürütüyor. Teknopark İstanbul’u bu konuda farklı kılan, tercih edilmesini sağlayan özellikleri neler?
Şu anda 349 şirkete ve 100’ü aşkın girişime ev sahipliği yapıyoruz. Bu şirketlerde ülkemizin geleceğini şekillendirecek 6 bin 794 nitelikli Ar-Ge mühendisi 2 bin 194 yerli ve milli proje üzerinde çalışıyor. Ayrıca; MİLGEM Korvet, Altay Tankı, Anka İHA, LHD Amfibi Hücum Gemisi, Oruç Reis gibi savunma sanayisinin önde gelen Ar-Ge projelerine verdiğimiz destekle öne çıkıyoruz. Başta SAHA İstanbul olmak üzere sektörel kümelenmelere destek oluyoruz. Savunma sanayii noktasında kritik bir üs olma motivasyonumuz yaptığımız her işi en ince ayrıntısına kadar titizlikle değerlendirmemizi sağlıyor. Bu noktada şirketlere sunduğumuz hizmetler de kritik. Teknopark İstanbul’da yer alan şirketler uygun kira maliyetleri, geniş altyapı imkanları ve lokasyon itibariyle işlerini sürdürebilecekleri bir potansiyele sahip oluyor. Savunma sanayimizdeki pek çok büyük şirketin yanı sıra savunma sanayi alanına yan ürün geliştiren alt yükleniciler de kampüste yer alıyor. Kamu-sanayi ve akademi işbirliği projelerine önem veriyoruz. Teknoloji Transfer Ofisimiz projelerin fikri mülkiyet hakları için elinden gelen tüm desteği sunuyor. Teknopark İstanbul’da yüksek teknoloji geliştirmeleri yapılıyor. Bu teknolojiler sadece bir bilgisayar ve internet altyapısıyla hayata geçirilen çalışmalardan farklı olarak, özel teknik altyapılar, laboratuvarlar, temiz odalar gerektiriyor. Tüm bu özel talepleri karşılıyoruz. Bu da şirketlerin Ar-Ge çalışmaları için bizi tercih etmesinde etkili oluyor.
Teknopark İstanbul bu gelişimde nasıl bir yere ve öneme sahip?
Yüksek teknolojiler için kritik bir Ar-Ge üssü olmamızın yanı sıra özellikle Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığımızın (SSB) ortaklığı sebebiyle doğrudan Türk savunma sanayiinin önemli bir parçası olarak hareket ediyoruz. Savunma sanayiimizde yerlileşme hedeflerine ulaşmamızda Teknopark İstanbul’da geliştirilen projeler önemli yer tutuyor. Aselsan, TUSAŞ, TEI, Roketsan, STM, BMC, Aspilsan, Yaltes, C-Tech, Altınay Havacılık, Pavotek, Femsan, Armelsan, Figes gibi ana yüklenici ve altyüklenici savunma sanayi şirketlerimiz; Ar-Ge çalışmalarını teknoparkımızın sunduğu teknik altyapılardan yaralanarak, konumumuzun sağladığı avantajları kullanarak ve sunduğumuz desteklerden faydalanarak projelerini hayata geçiriyorlar. Girişimcilerimizi farklı desteklerle buluşturarak, onların ekosistemin bir parçası olmalarını sağlıyoruz.
Girişimlere nasıl destekler sunuluyor ve gündeminizde başka neler var?
Girişim başlığı bizim oldukça özel bir alan. Ekosistemde çok önemli bir konumu bulunun Cube Incubation kuluçka merkezimiz bugüne kadar 200’ü aşkın girişimciyi mezun etti ve şu an 100’ü aşkın yeni girişimci ve girişimci grubuna ev sahipliği yapıyoruz. Girişimcilerimiz Cube Incubation’da 300 metrekarelik alana kurulu Biyoküp Laboratuvarı’ndan, 100 metrekarelik alana kurulu Temiz Odalar’dan, Post Kuluçka Alanı’ndan ücretsiz ya da çok düşük bir maliyet karşılığında yararlanabiliyorlar. Ayrıca Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın sayılı kuluçka merkezlerinden birinin açılışını yapacağız. 3. Etap binalarımız kapsamında yapımı tamamlanan binaya girişimciler taşınmaya başladı. Burada özellikle derin teknoloji alanlarında çalışma yapan girişimcilerimize özel destekler sunacağız. Tematik kuluçka alanlarımız olacak. Biyoküp alanı gibi… Hatta siber güvenlik kuluçka merkezi de bu binada yer alacak. Bir katı özel olarak bu girişimcilerimize ayırdık. Siber güvenlik bizim için apayrı bir başlık. 2020’de Türkiye’nin ilk ve tek siber güvenlik meslek lisesinin bakanlığımız ve ilgili kuruluşların desteğiyle açtık. Bu liseyle siber güvenlik alanında yerli uzman açığını kapatmaya odaklanacağız, kuluçka merkeziyle de bu alanda yerli ürünlerin geliştirilmesine destek olacağız. Bu yıl devreye aldığımız Ideacube, Campcub ve Runcube isimli 3 yeni programımızla girişimcilik ekosistemine yeni bir soluk getireceğiz. Ayrıca Boostcube destek ofislerimizle girişimcilerimizin iş geliştirme ve pazarlama faaliyetlerine destek olacağız. Girişim ekosistemi 3 sac ayağıyla güçleniyor: Girişimci, yatırımcı ve bilgi. Ekosisteme bilgi kaynağı olacak bir dergi hayata geçirdik. İlk sayımız Mart ayında yayımlandı. 3 ayda bir Türkçe ve İngilizce olarak yayınlayacağımız IQ dergimizi hazırlarken teknoloji, inovasyon ve girişimcilik üzerine 50’den fazla özel makale/içerikten yararlandık, globaldeki yabancı üniversitelerin akademisyenlerine tek tek ulaştık, 15’ten fazla uluslararası makaleyi inceledik. 30’dan fazla akademisyenimizle görüştük. Türk iş dünyasında 25’ten fazla isimden haber içerikleri için görüş aldık. Derginin görsel zenginliği için rakamsal veriler, grafik ve tablolar konusunda 50’den fazla infografiği inceledik. Ekosistemle alakalı gerek Türkiye’de gerekse dünyada yayınlanmış 30’a yakın rapora ilişkin derin analizler gerçekleştirdik.
Teknopark İstanbul’un öncelik ve hedefleri hakkında bilgi verir misiniz?
Türkiye’nin en büyük kuluçka merkezinin açılışını yapmanın yanında, siber güvenliği yine özel bir şekilde ele almayı hedefliyoruz. Türkiye’nin ilk ve tek siber güvenlik kuluçka merkezinde kritik çalışmalara ev sahipliği yapacağız. Sosyal girişimcilik de gündemimizde. Bu noktada çalışmalar yapan girişimcilerimize özel destekler sunacağız. Sosyal girişimcilik ve sürdürülebilirlik alanlarında çeşitli platformlarla işbirliği yaparak önemli projeler hayata geçireceğiz. Kuluçka merkezimizle İstanbul’u Avrupa’daki girişimcilik ekosisteminin kalbi yapacağımıza inanıyoruz. Gerek ulusal gerekse uluslararası girişimcilere yönelik çağrılarımız olacak. Tüm etaplar tamamlandığında, 10 yıl içerisinde bin Ar-Ge firması, 500 kuluçka girişimcisi ve 43 bin Ar-Ge mühendisine ev sahipliği yapmayı hedefliyoruz.
Gerek Ankara merkezden gerekse yurtdışından Teknopark İstanbul’a yönelik yorumlar, destekler nasıl? Bu alanda beklentileriniz neler?
Bildiğiniz gibi biz SSB iştirakiyiz. Savunma sanayiimiz ağırlıklı olarak Ankara üzerinden ilerliyor. Son zamanlarda yaptığımız atılımlar, hayata geçirdiğimiz projelerle ilgiyi Teknopark İstanbul’a çektik. Başta SSB Başkanımız olmak üzere, üst düzey karar alıcılar kampüsümüzü ziyaret ediyorlar. Kamu heyetlerini teknoparkımızda ağırlıyoruz. Ama bu ilgiyi taçlandıran gelişme Şubat 2020’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teknoparkımızı ziyaret etmesi oldu. Bu ziyaretin Teknopark İstanbul’a yönelik ilgiyi artırdığını söyleyebilirim. Konumumuz itibariyle Bilişim Vadisi, TÜBİTAK ve organize sanayi bölgelerinden oluşan teknoloji vadisinin ortasında yer alıyoruz. Yakın zamanda arazimizde kurulacak olan Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’ne ev sahipliği yapacak olmamız ve Sabiha Gökçen Havalimanı’na yakınlığımız da bölgede öne çıkmamızda rol oynuyor. Konumumuz ve ev sahipliği yaptığımız şirketler nitelikli işgücünün de ilgisini çekiyor. İstanbul ve çevresindeki üniversitelerin araştırma kabiliyetlerini, nitelikli işgücünü ve bölge sanayisinin tecrübesini özellikle savunma sanayine entegre ediyoruz. Bu özelliklerimiz kamu tarafında da desteklenmemizi sağlıyor. Özellikle yeni kuluçka merkezi ile Avrupa girişimcilik ekosistemini İstanbul’a taşıma hedefimiz Teknoparkımızın önemini katlayacak.