Telekom sektörü risklere karşı durabilme çabasında
Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi EY (Ernst & Young) küresel çapta telekom şirketlerini bekleyen en büyük 10 riski açıkladı. Telekomünikasyon şirketlerinin oldukça değişken bir iş ortamında stratejilerini yenilemekte olduğuna dikkat çeken EY raporu, telekom operatörlerinin son iki yılda dijital dönüşüm girişimlerinin kapsamını ve hedeflerini genişlettiğini gösteriyor. Rapor, telekom operatörlerinin iş gücünde çeşitliliği ve kapsayıcılığı (D&I) iyileştirmek ve yeni yetenekleri çekmek dahil olmak üzere sürdürülebilirliğe yeniden odaklandıklarını da gösteriyor. EY Türkiye Telekomünikasyon, Medya ve Teknoloji (TMT) Sektör Lideri Emre Beşli, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Dünyada olduğu gibi ülkemizde de telekom şirketlerinin ortaya çıkan tehditler konusunda dikkatli olmaları ve bunlarla başa çıkmak için yeni ve doğru stratejiler geliştirmeleri gerekiyor. EY raporu, telekom operatörlerinin bu dönemde güvenliğe ve güvene odaklanması gerektiğini gösteriyor. İş gücü kültürünün geliştirilmesi ve sürdürülebilirliğin daha iyi yönetimi de en kritik zorunluluklar. Özellikle müşterilere daha net, basit ve güvenli dijital ‘self servis’ deneyimler sunmanın önemi artıyor. Bununla birlikte, enerji kullanımı ve karbon emisyonlarından çalışma ortamında kapsayıcılığa kadar sürdürülebilirlik gündeminin daha iyi yönetilmesi, verimliliği de artırabilir. Bu da müşteriler, çalışanlar ve ekosistem paydaşları arasında daha yüksek bir güven ve bağlılık sağlayabilir.”
EY, telekom sektörünü 2023 yılında etkileyen en büyük 10 riski ve şirketlere yönelik önerilerini şöyle sıralıyor:
Risk 1. Yaşam maliyeti krizi: Yaşam maliyeti krizi, hanelerin telekomünikasyon sağlayıcılarından değer alıp almadıklarını yeniden gözden geçirmelerine neden oluyor. EY araştırmasına göre, hanelerin %45’i içerik hizmetleri için gereğinden fazla ödeme yaptıklarına inanıyor. %44’ü ise geniş bant servis sağlayıcıların onlara en iyi teklifleri sunmak için yeterince çaba harcamadıklarını düşünüyor.
Risk 2. Güvenlik ve güven: Araştırmalar, tüketicilerin %46’sının internet kullanımında kişisel verilerini güvende tutmanın neredeyse imkânsız olduğuna inandıklarını ortaya koyuyor. Telekomünikasyon şirketlerinin de bilgi güvenliğinden sorumlu üst düzey yöneticilerinin (CISO’lar) %39’u, güvenlik konularının stratejik yatırımlara yeterince dahil edilmediğini düşünüyor.
Risk 3. Çalışma biçimlerinde iyileştirme: İşverenlerin ve çalışanların iş gücü kültürüne yönelik görüşleri farklılaşıyor. Değerli yetenekleri kaybetme riskine karşı, telekom şirketlerinin çalışanlarını dinlemesi ve çalışanların beklentilerine yanıt vermesi daha da önem kazanıyor.
Risk 4. Sürdürülebilirlik: Yenilenebilir enerji tüketimi ve e-atık yönetimi gibi çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) ölçümleri genellikle eksik durumda. Ayrıca telekom şirketlerinin %39’u belirli bir “net sıfır” stratejisini, geçiş planını veya karbonsuzlaştırma stratejisini paylaşmış da değil. Müşteri ihtiyaçlarının hızla geliştiği bir ortamda operatörler, değişen paydaş beklentilerine uyum sağlamak için bu konuya daha fazla önem vermeli.
Risk 5. Dijitalleşme ve verimlilik: EY raporu, çeşitli karmaşıklıkların yeni nesil teknolojiler aracılığıyla dönüşüm yeteneklerini sınırladığını ortaya koyarken, çeşitli insan faktörleri de bu alanda ilerlemeyi sınırlayan etkenler arasında gösteriliyor. Operatörler, dönüşüm gündemlerinin karşı karşıya olduğu en büyük kültürel zorluk olarak uzaktan çalışmanın iş birliği üzerindeki olumsuz etkisini gösteriyor.
Risk 6. Altyapı: Ağ güvenilirliği, müşteriler için bir endişe kaynağı olmayı sürdürüyor. Sürekli artan veri tüketimi ise telekom operatörleri için konuyu daha da zorlaştırıyor. Pandemi döneminde daha da derinleşen dijital uçurum ışığında altyapı üzerindeki baskı da artırıyor.
Risk 7. Yenilikçi iş modelleri: IoT ve bulut bilişim gibi hızlı büyüyen alanlarda elde edilen gelirlerin küçük oranlarda kalması nedeniyle henüz kayda değer bir verim artışı sağlanabilmiş değil. Telekom şirketlerinin teklifleri ile kurumsal müşterilerin talepleri arasında, özellikle gelişmekte olan hizmet alanlarında bir uyum eksikliği de var.
Risk 8. Altyapı varlıkları: Son dönemde telekom şirketlerinin sahip oldukları altyapının değerini ortaya çıkarma çabaları hız kazanıyor. Çoğu telekom CEO’su, temel ve temel olmayan altyapılar arasında daha net bir ayrım yapmanın elden çıkarma konusundaki planlarına yardımcı olabileceğine inanıyor, birçoğu da temel işlerini yeniden tasarlama fırsatlarını kaçırdıklarına inanıyor.
Risk 9. Dış ekosistemlerle yetersiz iş birliği: 5G ağlarına yönelik talep artarken, şirketler aktif olarak ilgili ekosistemle güçlü ilişkilere sahip tedarikçiler arıyor. Tüm bunlar, telekom şirketlerinin dış ekosistemlerle iş birliğini güçlendirmesini gerektiriyor. Ancak telekom şirketlerinin sadece %11’i, birden fazla ortaklığı yeni iş modellerinin temeli olarak görüyor ve ekosistem katılımına stratejilerinin merkezinde yer vermiyor.
Risk 10. Değişen düzenleyici ortam: Ülkelerin veri koruma ve gizlilik kurallarını uygulamaya koyması veya değiştirmesiyle ortaya çıkan çok parçalı düzenleyici yaklaşımlar, çeşitli zorlukları beraberinde getiriyor. Yapay zekâya yönelik artan düzenleyici odaklanma, riskleri artırabilecek bir etken. Altyapının güçlendirilmesi için devlet desteği gibi politikalar da çeşitli fırsatlar yaratabilir.