Telekomünikasyon sektörünün 2023 gündemi
AWS Küresel Telekomünikasyon İş Birimi Başkan Yardımcısı Adolfo Hernandez’in öngörülerine göre 2023 yılında telekomünikasyon sektöründe veriye daha fazla önem verilecek, gündemde sürdürülebilirlik ve enerji maliyetleri olacak, 5G ekosistemi büyüyecek ve telekomünikasyon şirketleri dönüşecek. İşte Hernandez’in beklentileri:
1. Veriler: Üçüncü taraf çerezlerinin kullanımdan kaldırılmasıyla, birinci taraf verilerinin kaynakları daha da değerli hale gelecek. Telekomünikasyon şirketleri dev veriye sahip, ancak bunların çoğu dağınık ve silolar halinde bulunuyor. Örneğin, operasyonel veriler birden fazla eski teknolojide ve operasyonel destek sistemleri (OSS) ve iş destek sistemleri (BSS) gibi platformlarda depolanıyor. Dahası, telekomünikasyon değer zincirindeki bağımsız yazılım satıcılarının (ISV) çoğu, verilerini kilitli kapılar ardında saklıyor. Bu da verilerin kuruluş genelinde birleştirilmesini, yönetilmesini ve paylaşılmasını zorlaştırıyor. Bir veri ağı mimarisi, telekomünikasyon verilerinin özgürleştirilmesine yardımcı olabilir. Veri ağı, ayrı alanlardaki her veri kümesinin bir ürün olarak ele alınmasını, dönüşüm yaratacak sonuçlar sunmak için kullanılabilecekleri merkezi bir katalogda paylaşılmasını sağlar. Bir veri ağı, iş kollarının yapılacak iş için doğru araçlara sahip olmasını da sağlar.
2. Sürdürülebilirlik: Enerji maliyetlerinin artmasıyla birlikte sürdürülebilirlik gündemin en üst sıralarına taşınacak ve burada veri odaklı bir yaklaşım çabalara yardımcı olabilir. Mobil sektöre odaklanan araştırma şirketi GSMA Intelligence’a göre, enerji tüketimi 2021 yılında telekomünikasyon şirketlerinin işletme harcamalarının yüzde 15-40’ını oluşturdu ve bu rakamın artması bekleniyor. Mobil şebeke operatörleri için bu enerji tüketiminin büyük kısmı (yüzde 60-75) radyo erişim şebekelerinden (RAN) kaynaklanıyor. Telekomünikasyon şirketleri, verileri ve yapay zeka/makine öğrenimi uygulamalarını kullanarak bu süreci izlemek ve otomatikleştirmek için akıllı hizmetlerden faydalanabilir. Buluta geçmek daha da fazla enerji tasarrufu sağlıyor. Ayrıca, 5G çekirdeğindeki işlemcilerdeki inovasyonlar enerji kullanımını azaltabilir. Örneğin, Japonya’da NTT DOMOCO ve NEC, yerleşik x86 işlemcilere kıyasla enerji tüketimini ortalama yüzde 72 oranında azaltmayı başardı.
3. 5G ekosistemi: ABD’deki tüm büyük servis sağlayıcılarının ülke çapında 5G şebekeleri bulunuyor. GSMA’nın farklı raporları, Avrupa’da, 50 Avrupa ülkesinden 34’ünün, Asya Pasifik’te ise 14 ülkenin 5G dağıtımı yaptığını gösteriyor. 5G’nin potansiyelini gerçekleştirmenin önündeki son engel ise ekosistem. Yani, 5G hizmetleri sağlamak ve 5G ağları oluşturmak için sektörler arası ve işlevler arası ortaklıkların kurulması gerekiyor. Özel kablosuz ağlar, sektörde 5G’nin kullanımı için büyük umut vaat ediyor. 2023’te, aynı Verizon ve Vodafone’un uç bilişimi hızlandırmak için ortaklık kurmaları gibi, daha fazla telekomünikasyon şirketinin ortaklıklar kurmasını bekliyoruz.
4. Kurumsal dönüşüm: Önümüzdeki yılın dördüncü trendi, telekomünikasyon şirketlerinin, daha fazla gelir elde etmek için müşterileriyle olan ilişkilerini ve iş yapış şekillerini dönüştürerek daha teknoloji odaklı olacak şekilde hızla evrilmeleri olacak. Bu değişim iki parçadan oluşuyor. Birincisi, telekomünikasyon şirketlerinin bağlantı sağlayıcılarından dijital servis sağlayıcıları haline gelmeleri ve ağlarından yararlanmaları gerekecek. Örneğin, Güney Kore merkezli SK Telecom kendisini bir yapay zeka şirketine dönüştürüyor. İsviçreli Swisscom ise, teknik ve ticari çalışanlarını müşterilerine bulut yolculuklarında tavsiyelerde bulunmaları ve danışmanlık yapmaları için eğiterek müşterilerine sunduğu değeri genişletiyor. İkincisi, telekomünikasyon şirketlerinin ağlarını bir platform olarak kullanmak için operasyonlarını değiştirmeleri gerekecek. Bu yaklaşım, ağ kurulumlarından para kazanmanın yeni bir yolunu sağlayacak.