‘Telepresence’ iş dünyası için geleceğin en stratejik teknolojilerinden biri
Günlük hayatta kullandığımız hemen her şeyin ‘IP tabanlı’ olacağı bir gelecek bizleri bekliyor. İletişim teknolojilerinde yaşanan ‘yakınsama’ süreci ile birlikte, verilerin istenen her yere çok hızlı iletilmesini sağlayan mobil genişbant da kapsama alanını giderek genişletiyor.
Teknolojide standart çözünürlükten yüksek çözünürlüğe doğru hızlı bir geçiş süreci yaşanıyor. Buna paralel olarak, standart çözünürlükle sınırlı teknoloji standartları, yerlerini yepyeni ve gelişime açık standartlara bırakıyor. Tüm bunlar ‘telepresence’ alanında da çok üstün seviyedeki çözümlerin önünü açıyor. Telepresence teknolojileri de farklı ihtiyaçlara cevap vermek üzere, üç boyutlu, çok fonksiyonlu, kişisel ve masaüstü telepresence sistemleri olarak çeşitlilik gösteriyor.
Yeni telepresence uygulamaları
Video konferans, belirli endüstrilere özel teknolojik uygulamalar olmaktan, farklı endüstrilerde ve farklı ölçekteki kurumlarda uygulanmaya doğru bir değişim geçirdi. Gartner araştırma şirketinin 2011 için ‘En İyi 10 Stratejik Teknoloji’ isimli raporuna göre, video konferans stratejilerini iş süreçlerine entegre etmenin şimdi tam zamanı. Wainhouse Research’ün yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre ise 2015 yılına kadar dünya üzerinde yaklaşık 200 milyon insan video konferans sistemleri kullanarak çalışacak.
Gelişen teknolojiler ve yaratıcı uygulama senaryoları video konferansın yeniden hayat kazanmasını sağlarken, video konferansı ileriye taşıyacak başlıca trendler ise, ‘gerçek deneyimler’, ‘yaygın kullanım’ ve ‘endüstriye özgü uygulamalar’ olarak sıralanıyor. Bu trendleri takip edebilen ve sürekli değişen müşteri ihtiyaçlarını daha iyi bir şekilde anlamanın yollarını arayan tedarikçiler, rekabette öne çıkmayı başaracak.
Çeşitli yönleriyle ‘telepresence’ çözümleri
Günümüzde bilgi teknolojileri sayesinde her endüstri büyük bir dönüşüm geçiriyor. Yüksek netlik teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte, ‘telepresence’ sistemleri farklı endüstrilerde yaygın olarak uygulanıyor ve bu dönüşümde önemli bir rol oynuyorlar. Nitekim acil durum yönetimi, e-sağlık, e-eğitim ve e-mahkeme gibi alanlarda çok sayıda ‘inovatif telepresence’ uygulaması geliştirilmekte.
Video teknolojileri kusursuz geniş açı görüntü çekimi ve üç boyutlu video çekimi ile üç boyutlu gösterime doğru ilerliyor. Üç boyutlu teknolojiler kapsamlı olarak video konferanslara uygulandığından, kusursuz panoramik görüş sağlamak şu anda endüstri için başlıca odak haline gelmiş durumda.
Video konferansın en önemli bileşenlerinden biri ses kalitesi. Çok yönlü ve hassas stereo, düşük gecikme süresi ve dudak senkronizasyonu, yüksek ses kalitede ses tecrübesini sağlayan başlıca faktörler.
Hareket tanıma, yüz tanıma, karakter tanıma, ses tanıma ve diğer akıllı teknolojiler de halen gelişmekte. Bu teknolojiler video konferanslara uygulandığında, ‘telepresence’ için aşılması gereken bir sorun olan ‘uzak mesafe algısı’ hissedilir şekilde azaltılabiliyor.
Günümüzde ‘telepresence’ın mümkün kıldığı ‘akıllı toplantı odaları’ giderek daha fazla sayıda şirketin ilgisini çekiyor. Geleceğin akıllı toplantı odaları, toplantı odasındaki ses ve video ekipmanlarının tek tek ya da bütün olarak kontrolünü sağlayan dokunmatik ekranlarla bir bütün olacak. Bu da, kullanıcıların toplantı gündemlerine en uygun atmosferi oluşturmalarına olanak sağlayacak. ‘Telepresence’ çözümleri sözlü olmayan mesajların inceliklerini de aksettirilebilecek güce sahip olacak.
Günümüz ağ yapılarında bakırın yerini fiber optiğin alması, düşük maliyet ve yüksek hızda veri hizmetlerinin ivme kazanmasıyla birlikte ‘telepresence’ teknolojisi daha yaygın bir hal aldı. Bu trendin gereksinimlerini karşılamak için ‘telepresence’ teknolojisi çeşitli ekipman türlerine, farklı müşteri kurumlarına ve sistem bileşenlerine erişimi destekleyebiliyor olmalı. Video konferansın tümleşik iletişim sistemleri ile entegre edilmesi, sabit ağlar, mobil ağlar ve uydular üzerinden esnek erişim senaryolarını destekleyecektir. Bu entegrasyon sayesinde toplantı odaları, masaüstü bilgisayarlar ve 3G mobil telefonlar gibi farklı terminallere uygulanabilecek ses, video ve veriden oluşan gerçek anlamda ‘tümleşik iletişim’ de hayata geçirilebilecektir.
Yeni nesil ‘telepresence’ ürünleri 1080p ve saniyede 60 kare görüntü performansı, doğal perspektif, geniş format, panoramik görüntü, CD kalitesinde ses, doğal göz teması, HD ses ve dudak senkronu özellikleri ile daha da cazip hale geliyor. Üstelik bu sistemler, altyapıları ve ışıklandırma sistemleri de dahil olmak üzere, Android platformu üzerinde geliştirilen kablosuz, dokunmatik kontrol paneli ile yönetilebiliyor. Tüm bunlar, uzaktan toplantı katılımında gerçekliği en üst seviyeye çıkartan etkenler.
Doğa dostu bir teknoloji
Karbon salınımını azaltmak ve çevrenin korumasına katkıda bulunmak, video konferans teknolojilerinin geliştirilmesinde göz önünde tutulan öncelikler arasında yer alıyor. Nitekim, seyahat masraflarını azaltmak, iletişimin etkinliğini iyileştirmek ve doğru karar verme süreçlerini hızlandırmak video konferans sistemlerinin başlıca avantajları.
Toplam güç tüketimi, kapsama alanı ve bant genişliği ihtiyacı, endüstri ortalamasından belirgin şekilde düşük olan telepresence sistemleri, enerji etkinliği ve karbon emisyonunun azaltılması açısından büyük önem taşır.
Düşük karbon salınım değerlerine sahip, doğa dostu video konferans hizmetlerini rekabetçi bir avantaja dönüştürmek bu alandaki tedarikçilerin amacı. Biz de Huawei olarak “Doğa dostu çözümler, yeşil dünya” stratejisini öncelikli olarak benimsemekte ve uygulamaktayız.