Temel hedef: Yerli ve milli teknolojilerin yaygınlaştırılması
Covid-19 sürecinde gerçekleştirdikleri çalışmalar hakkında bilgi veren Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç, “Şubat ayı itibarıyla e-Devlet Kapısı üzerinden yapılan başvuru ve sorgulamalarda büyük artış gerçekleşti. 2019 yılının ilk 4 ayına kıyasla bu yıl aynı dönemde e-Devlet Kapısı kullanımı yüzde 60 oranında arttı. Ülkemizin dijital geleceğinin inşasında tüm paydaşlarla yakın bir iş birliği anlayışıyla çalışma arzusundayız” açıklamasını yaptı.
Covid-19 ile gelen yeni yaşam tarzıyla sadece ülkemizin değil birçok ülkenin bir anda tanıştığının altını çizen Dr. Ali Taha Koç, “Öyle ki Avrupa Birliğinden OECD’ye, Birleşmiş Milletlerden G20’ye kadar bütün uluslararası kuruluşların ana gündem maddesi Covid-19 oldu. Hatta son günlerde, ‘Birleşmiş Milletler e-Devlet Gelişmişlik Endeksi’nde, ülkelerin Covid-19 kapsamında dijital ortamda yaptıkları uygulamalar endeks hesaplamasına doğrudan dâhil edildi” dedi. Konuşmasında, henüz yayımlanmamakla birlikte, Avrupa Birliği tarafından gerçekleştirilen ‘AB 2020 Yılı e-Devlet Endeks Çalışması’nda, ‘Kullanıcı Odaklılık’ başlığında; İngiltere, Fransa ve Almanya’yı geride bırakarak 36 ülke arasından bir önceki seneye göre 24. sıradan 4. sıraya yükseldiğimizi vurgulayan Koç, Endeksin genel değerlendirmesinde de; 26. sıradan 13. sıraya yükseldiğimize dikkat çekti.
Covid-19 ile dijital hizmetlerin kullanımı her zamankinden daha fazla önem kazandı
Koç, Covid-19’un neredeyse bir gecede tüm insanlığın yaşam ve çalışma şeklini tamamen değiştirdiğine dikkat çekerek “Koronavirüs salgını, sadece bir sağlık krizi olmaktan çıktı; siyasi, ekonomik ve sosyal boyutları olan benzersiz bir küresel imtihana dönüştü. Bir taraftan koronavirüsünden korunmaya çalışırken, diğer taraftan sanal toplantılara, çevrimiçi siparişlere koşar olduk. Toplumun ve kişilerin sağlığını korumak ve virüsün yayılım hızını düşürmek amacıyla; sokağa çıkma yasaklarının, seyahat kısıtlamalarının, okullar için uzaktan eğitimin olduğu, sportif ve sanatsal bütün etkinliklerin ertelendiği bir döneme girdik. Hayatımızı, yaşam şeklimizi ve alışkanlıklarımızı etkileyen bu salgın, telekomünikasyon altyapısıyla birlikte dijital teknolojilerin kullanımının ne denli önemli olduğunu bize bir kez daha hatırlattı. Bu hızlı geçiş sürecinin toplumsal hayata etkisini en aza indirebilmek amacıyla dijital teknolojilerin kullanımı hızla arttı ve uzaktan çalışma, uzaktan eğitim gibi kavramlar daha da önem kazandı” değerlendirmesini yaptı. “Vatandaşların ve işletmelerin ihtiyaç duyduğu işlemlerin birçoğunun e-Devlet Kapısı üzerinden evden ayrılmadan yapabilmeleri, Covid-19 ile mücadelede sosyal izolasyonun sağlanmasında çok önemli bir rol oynadı” ifadesini kullanan Koç, “Bu süreçte, iş sürekliliği ve esnekliğinin sağlanması amacıyla dijital hizmetlerin kullanımı her zamankinden daha fazla önem kazandı. Nitekim bu süreçte 20-65 yaş aralığındaki tüm vatandaşlarımız için ücretsiz maske başvuruları e-Devlet Kapısı üzerinden yapılmaya başlandı. Benzer şekilde, özel araçlarıyla il dışına zorunlu yolculuk yapacak vatandaşlarımız, Covid-19 kapsamında ‘Seyahat İzin Belge Başvuruları’nı da e-Devlet Kapısı üzerinden yapabilmekteler. Daha da önemlisi, Covid-19 salgınının vatandaşlarımız üzerindeki sosyo-ekonomik yükünü hafifletmek amacıyla e-Devlet Kapısı üzerinde yer alan ‘Pandemi Sosyal Destek Ön Başvuru Formu’ aracılığıyla sosyal yardım başvuruları alınıyor” dedi.
Nisan ayı sonu itibarıyla e-Devlet Kapısı üzerinde 47 milyon kullanıcı sayısına erişildi
“Dijital Dönüşüm Ofisi olarak yaptığımız çalışmalar neticesinde e-Devlet Kapısı üzerinden, adınıza kayıtlı gayrimenkul satış işlemi başvurusu yapabilir, ihtiyaç anında araç muayene raporunuzun barkotlu çıktısını alabilir, adınıza açılmış tüm mobil hatları görüntüleyebilir, ‘Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurabilir, Nüfus Müdürlüklerine gitmeden adres değişikliği yapabilir veya hangi bankada hesabınız olduğunu anında öğrenebilirsiniz” bilgisini veren Dr. Ali Taha Koç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yaptığımız çalışmalar neticesinde, nisan ayı sonu itibarıyla e-Devlet Kapısı üzerinde 47 milyon kullanıcı sayısına erişildi. Diğer yandan 655 kuruma ait 5036 adet hizmet, kullanıcılara ulaştırılmakta. Şubat ayı itibarıyla e-Devlet Kapısı üzerinden yapılan ‘Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmeti Ön Başvuruları’nda 62 kat, öğrencilerin derslerini dijital ortamda aldıkları EBA sistemi için yapılan sorgulamalarda 15 kat, ‘Sosyal Güvenlik Kayıt Belgesi’ sorgulamalarında ise 4 katlık artış gerçekleşti. 2019 yılının ilk 4 ayına kıyasla bu yıl aynı dönemde e-Devlet Kapısı kullanımı yüzde 60 oranında arttı. Vatandaşlarımız, evden çıkma ihtiyacı duymadan, devlete dijital ortam üzerinden erişerek ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilmekte.”
Covid-19’daki en son gelişmelere ulaşmak için farklı dijital hizmetler sunuluyor
“e-Devlet Kapısı’nın yanı sıra, kurum ve kuruluşlarımız, güncel gelişmelere, bilimsel kaynaklara, veri kümelerine, faydalı bağlantılara ve Covid-19’daki en son bilimsel gelişmelere ulaşılmasına olanak tanıyan farklı dijital hizmetler de sunuyor” ifadesini kullanan Koç, bu çalışmalara örnek olarak şunları verdi:
Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından hazırlanan, dünyada ve Türkiye’deki güncel Covid-19 verilerinin paylaşıldığı web sayfası (https://corona.cbddo.gov.tr),
Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye’deki güncel vaka bilgilerinin takip edildiği portal (https://covid19.saglik.gov.tr),
TÜBİTAK tarafından Covid-19’a karşı araştırma ekosistemini bir araya getirerek paylaşım imkânı sunan portal (https://covid19.tubitak.gov.tr) ve
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının sosyal dayanışmayı artırmak amacıyla hazırladığı ‘bizbizeyeteriz.gov.tr’ web sitesi.
Salgın ile ilgili riskleri en az seviyeye indirmek için ‘Hayat Eve Sığar’ mobil uygulaması geliştirildi
Kamu kurum ve kuruluşlarının dijital ortamda hazırladıkları uygulamalarla, Covid-19 ile etkin bir şekilde mücadele ettiklerinin altını çizen Koç, “Bugün Covid-19 ile mücadelede, gelişmiş birçok ülkeye kıyasla, daha başarılı sonuçlar alınmasının yegâne temeli geçtiğimiz 18 yıl içerisinde birçok alanda olduğu gibi, sağlık alanında da yapılan yatırımlardır.
Özellikle sosyal devlet anlayışı gereği; eşit şartlarda sağlık hizmetlerinden yararlanılabilmesi için, devlet hastaneleri, sigorta hastaneleri ve kurum hastanelerinin birleştirilerek, tüm vatandaşlarımızın erişimine açıldı. Ayrıca vatandaşlarımızın daha modern ve teknolojik imkânlara donatılmış sağlık hizmetlerinden yararlanabilmeleri için şehir hastaneleri inşa edildi. ‘e-Sağlık Bilgi Sistemi’ e-Nabız alt yapısı kuruldu ve sağlık personelimizin özverili çalışmasıyla bugün normalleşme sürecine geçişin konuşulabilmesi sağlandı” değerlendirmesini yaptı ve yapılan diğer çalışmalar hakkında şunları aktardı: “‘Hayat Eve Sığar’ mobil uygulaması Sağlık Bakanlığımız tarafından vatandaşlarımızı Covid-19 konusunda bilgilendirmek, yönlendirmek ve yaşanabilecek salgın hastalık ile ilgili riskleri en az seviyeye indirmek ve yayılmasını önlemek amacıyla geliştirildi. Sağlık Bakanlığımız, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığımız ile tüm GSM operatörlerinin iş birliğiyle hayata geçirilen diğer bir proje kapsamında, koronavirüs testleri pozitif çıkanların, kendilerinin, yakınlarının ve toplumun sağlığı için gerekli izolasyon kuralına uyup uymadıkları cep telefonu sinyalleri üzerinden takip edilebilmekte. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın koordinasyonunda, Covid-19 salgınının yarattığı sorunlara sosyal ve lojistik anlamda yenilikçi çözümler üretmek hedefiyle 21-24 Mart tarihleri arasında Türkiye’nin ilk ‘Coronathon’ etkinliği düzenlendi. 1000’e yakın başvuru alan ‘Coronathon’da katılımcılar, takımlar oluşturarak webinar oturumları ve mentor destekleriyle fikirlerini geliştirdi. Bu gelişmelere ek olarak TÜBİTAK, Türk araştırmacılar ve diğer ülkelerdeki meslektaşları arasında bilimsel iş birliğini artırmak ve ortak araştırma geliştirme projelerini desteklemek amacıyla ‘Covid-19 Teknoloji Platformu’nu hayata geçirdi.”
Türkiye, uluslararası alanda benzerine rastlanılmayan bir iş birliği ve dayanışma örneği sergiliyor
“Covid-19 ile mücadele kapsamında, mesleki ve teknik Anadolu liselerinde üretim kapasitesinin harekete geçirilmesiyle, N95 standartında maske üretiminden, temizlik ve dezenfeksiyon ürünlerine kadar çok çeşitli ürünlerin seri üretimi sağlandı” bilgisini veren Koç, “Ülkemiz bu sayede, 55 ülkeye sağlık malzemesi yardımı ulaştırarak uluslararası alanda benzerine rastlanılmayan bir iş birliği ve dayanışma örneği sergiledi. Sağlık malzemesi yardımlarında; maske, biyolojik tehlike tulumu, tek kullanımlık koruyucu kıyafet, önlük, koruyucu gözlük, eldiven, antiseptik ve Covid-19 test kiti gibi ürünler yer alıyor. Pek çok ülkeye yardım hazırlığımız da devam etmekte” dedi. Koç, “Kaynaklarımızı verimli kullanarak, teknolojiyi sadece tüketen değil üreten bir Türkiye olmak için, üniversite, sanayi ve özel sektör iş birliği içerisinde geliştirilmesini desteklediğimiz yerli ve milli teknolojilerin başta kamu olacak şekilde tüm sektörlerde yaygınlaştırılması çalışmalarını yürütmekteyiz. Temel hedefimiz; dijital teknolojilerin kullanımı yoluyla ülkemizin dünya sahnesinde rekabet gücünü artırmak ve yenilikçi Ar-Ge yaklaşımını destekleyerek geliştireceğimiz yerli ve milli teknolojilerinin kullanımının yaygınlaştırılmasıdır. ‘Milli Teknoloji Hamlesi’ kapsamında; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız koordinasyonunda, Sağlık Bakanlığı iş birliğiyle, Arçelik, Aselsan, Baykar ve Biosys tarafından geliştirilen ve seri üretimine başlanan yerli yoğun bakım solunum cihazı ventülatör, Covid-19 ile mücadelemizde büyük avantaj sağladı” şeklinde konuştu.
Yapay zekâ aracılığıyla çekilen akciğer grafisi ile Covid-19 sonuçlarını tahmin ediyoruz
Dr. Ali Taha Koç, “Pandeminin etkisinin azaltılması, virüsün tedavisi ve toplumun konu üzerinde bilgilendirilmesi amacıyla sağlık çalışanlarımız ve üniversitelerimizle iş birliği içerisinde yapay zekâ destekli yenilikçi çözümler üzerinde çalışıyoruz” açıklamasını yaparak “Dijital Dönüşüm Ofisi olarak üniversitelerimizle iş birliği içerisinde, MR görüntülerinden beyin tümörlerinin teşhisine yardım edecek yapay zekâ temelli bir karar destek sistemi geliştirdik. Ofisimizce geliştirilen yapay zekâ destekli bir diğer uygulama aracığıyla, akciğer grafisi çekilen bir hastanın Covid-19’a yakalanıp yakalanmadığını büyük bir doğruluk payıyla tahmin edebiliyoruz. Tabii ki bu uygulama tek başına yeterli değil. Ancak hastalığın teşhisinde sağlık çalışanlarımıza büyük destek olacaktır” dedi.
Covid-19 sürecindeki uzaktan eğitim, çocuklar için dijital güvenliğin önemini daha da artırıyor
UNESCO tarafından yapılan bir araştırmanın; Covid-19 salgınının 188 ülkede okulların kapanmasına yol açtığını ve bu durumdan dünya çapında 1,5 milyardan fazla öğrencinin ve 63 milyon eğitimcinin etkilendiğini söyleyen Koç, “Ülkemiz, Çin’den sonra, milyonlarca öğrenciye ulusal çapta uzaktan eğitim başlatan ikinci ülke oldu. Toplam öğrenci ve öğretmen sayımızın birçok Avrupa ülkesinin nüfusundan daha fazla olduğu düşünüldüğünde, kolay bir süreç olmadığı anlaşılabilir. Uzaktan eğitimdeki ders materyallerinin geliştirilmesi için çalışmalar yürütülürken, sanat, spor ve bilim etkinlikleri de EBA’ya entegre edildi. Bunun sonucunda, ‘eba.gov.tr’, son bir ayda 1 milyarın üzerinde tıklandı ve kullanıcılar yaklaşık 900 milyon kez sayfa görüntülemesi gerçekleştirdi” açıklamasını yaptı. Koç, kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere, özel sektör ve üniversitelerin de bu sürece büyük destek verdiğinin altını çizerek “Covid-19 ile mücadele kapsamında, tüm derslere internet üzerinden ulaşım imkânı veren EBA’ya erişim için Türkiye’deki 3 büyük GSM operatörü de 8 GB’e kadar ücretsiz internet hizmeti sağladı. Diğer yandan Covid-19 sürecindeki uzaktan eğitim, çocuklar için dijital güvenliğin önemini daha da artırdı. Sanal ortamda geçirilen sürenin artması, çocukların, zararlı ve şiddet barındıran içeriğe erişme veya siber zorbalığa maruz kalma riskini de yükseltmekte. Bu kapsamda, kamu kurum ve kuruluşlarının alacağı tedbirlerin yanı sıra, okullar ve aileler tarafından alınabilecek tedbirler üzerinde de çalışmaktayız. Sıfır riskli bir dijital ortam elde edilemez olsa da, daha güvenli bir dijital ortam için gerekli koşulları oluşturmak ve çocuklara fırsatları sınırlamaksızın riskleri tanıtmak ve yönetmek için doğru dijital beceri ve araçları sağlamaya çalışıyoruz. Sonuç olarak; salgın sürecinde en önemli şey gerekli tedbirlerin alınarak sağlıklı ve güvenli bir şekilde bu sürecin atlatılabilmesidir” şeklinde konuştu. Dijital Dönüşüm Ofisi olarak ülkemizin bu süreci en iyi şekilde atlatabilmesi için var güçleriyle çalıştıklarını kaydeden Koç, “Dünya Sağlık Örgütü’nün Türkiye Temsilcisi tarafından yapılan açıklamada, ülkemizin koronavirüse karşı verdiği mücadele ile dünyaya örnek olduğu ve süreci şeffaf bir şekilde yürüttüğü ifade edildi” bilgisini paylaştı.
Video konferans ve uzaktan eğitim sistemleri 15 katlık büyüme gösterdi
Dijitalleşmeyle birlikte ekonomide yeni bir çağ başladığının altını çizen Dr. Ali Taha Koç, “Bu değişiklikler yeni davranış biçimleri ve ekonomik modeller yaratacak. Salgın nedeniyle ekonomi ve toplumsal hayattaki zorunlu dönüşüm bazı sektörlerin öne çıkmasına neden olacak. 2019 yılında, dünyanın en değerli markalarına baktığımızda; en değerli 100 markanın toplam marka değerinin 4,7 trilyon dolar seviyesine ulaştığını görmekteyiz. Bu şirketlerden ilk 10 sıranın neredeyse tamamının teknoloji odaklı şirketler olduğu dikkat çekmekte. 2006 yılı itibarıyla teknoloji tabanlı şirketler ilk yüz sıralamasında yüzde 37’lik bir değer üretirken, 12 yıllık süreçte teknoloji şirketlerinin değer artışı yüzde 353’e ulaştı. Sıralamada en üstte yer alan şirketlerin tümünde; yenilikçi teknolojiler, yapay zekâ platformları ve mobil teknolojiler etkin bir şekilde kullanılmakta. Deloitte tarafından hazırlanan ‘Küresel Covid-19 Salgınının Türkiye’de Farklı Kategorilere Etkileri Raporu”nda; yaşam tarzı, iş yapış şekilleri ve tüketici alışkanlıklarında ciddi oranda değişlik yaşandığı gözlenmekte. Özellikle uzaktan eğitim ve çalışma konusunda 15 kat artış yaşanırken; hava yolu, otel, konaklama gibi sektörlerin ise yaşanan krizden negatif yönde etkilendiği ortaya çıktı. Raporda; virüsün yayılımını durdurmak için alınan önlemler sonrasında eğitim ve çalışma hayatının eve kaymasıyla beraber video konferans ve uzaktan eğitim sistemlerinin 15 katlık bir büyüme gösterdiği, bu kategorideki en hızlı gelişimi ise MEB’in uzaktan eğitim sistemi olan EBA olduğu belirtilmekte. Evde yaşamanın bir diğer gereksinimi olan çevrimiçi alışveriş sonrasında, uzaktan gıda alışverişlerinin de hızlı bir şekilde artış gösterdiğinin vurgulandığı raporda; bu kategoride ulusal marketlerin, indirim marketlerine oranla dijitalleşme yatırımları, kuvvetli lojistik ve eve dağıtım altyapıları ve e-Ticaret deneyimleri ile 2 kata yakın etkileşim artışı gösterdiği dikkat çekmekte” açıklamasını yaptı.
Mevzuatsal düzenlemelerin bir an önce çıkarılması için kamu ile iş birliği içindeyiz
“2009 ile 2019 yılları arasındaki fiber altyapı yatırımlarımıza baktığımızda, 145.246 km olan fiber altyapımızın 2019’un 3’üncü çeyreğinde yaklaşık 371.304 km’ye çıktığı görülmekte. TUİK verilerine göre bu 10 yıllık dönemde internet abone sayısı 8.849.779’dan 77.048.026’ya yükseldi. Yapılan yatırımlar ve vatandaşlarımızın teknolojiye hızlı adaptasyonu, Covid-19 pandemisi döneminde, sosyal, ekonomik ve eğitim hayatının evden sürdürülebilmesine aracılık etti. Bu bağlamda genişbant internet altyapı ve erişim imkânlarının hızla artarak vatandaşlarımızın kullanımına açılması önem arz etmekte” şeklinde konuşan Koç, “Yaşanan bu değişime destek olabilmek amacıyla, gerek altyapıların bu doğrultuda iyileştirilmesi gerekse de bu süreci kolaylaştıracak mevzuatsal düzenlemelerin bir an önce çıkarılması konusunda kamu kurum ve kuruluşlarımızla iş birliği içerisinde çalışmaktayız. Karantinada geçirilen her ay için gayrisafi yurt içi hasılada yaklaşık yüzde 2’lik düşüş yaşandı. Bu süreçte dijital iş modelleri, ekonomiyi destekleyici nitelikte oldu. Yapay zekâ bilimsel çalışmalara da katkıda bulunarak aşı çalışmalarını hızlandırdı. Genişbant hizmetler için talebin artması sonucu özellikle sayısal uçurumu engellemek için bu alandaki yatırımların teşvik edilmesi büyük önem taşımakta. Veri paylaşımı, veri koruma ve veri uyumlaştırma çalışmalarının desteklenmesi, Covid-19 sürecinde yaşanan çevrimiçi sahtekârlık ve dolandırıcılıkların kontrol altına alınarak engellenmesi gerekmekte. Özellikle KOBİ’ler tarafından e-Ticaretin son derece az tercih edildiği gözleniyor. Bilgi ve İletişim Teknolojileri kullanımında yaş grupları arasındaki fark göz önüne alınarak politikalar geliştirilmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi olarak, dijital dönüşümle ilgili, tüm bu konuları da kapsayan uluslararası çalışmaları yakından takip ediyor ve çalışmalardan ülkemiz adına mümkün olduğunca fayda üretmeye çalışıyoruz. Ülkemizin dijital geleceğinin inşasında tüm paydaşlarla yakın bir iş birliği anlayışıyla çalışma arzusunda olduğumuzu tekrar vurgulamak istiyorum.”
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç