Teori, mobile yetişemiyor
1999’da Seattle’da Dünya Ticaret Örgütü toplantısını protesto için eposta ve web sitesi vasıtasıyla “ilk büyük çaplı” örgütlenme sağlandı. Bu, o dönem için yenilikti. Ertesi yıl 2000’de Nice’de Avrupa Konseyi toplantısı öncesinde protestocu gruplar yine aynı yöntemle örgütlendiler. Ve sonrasında bu yöntemin özel ve farklı bir yanı kalmadı. Herkes kullanır oldu.
Ne zaman ki bilgisayarlar masadan cebe girip telefonlaştı, işte o zamandan beri iletişim teorisyenleri, “yeni teknoloji” güdümlü sosyal örgütlenmeleri “kapsayıcı” (dört dörtlük) bir iletişim teorisi zeminine oturtamıyor bir türlü. Çünkü teknolojinin niteliği ve niceliği değiştikçe, sosyal örgütlenmeye etkisi de farklılaşıyor.
Örneğin: 2011 Londra olaylarına karışanların, çoğunlukla BlackBerry Messenger ve hazır kart kullandıkları anlaşıldı. Araştırmacılar, hazır kartın daha ucuz olmasını ve kullanılan telefonun daha güvenli olmasını neden olarak gösterdiler. Ama bu açıklama, başka “olaylardaki” örgütlenme biçimlerini açıklamıyordu.
Teorik tanım yapmaya uğraşan ilk internet düşünürlerinden Howard Rheingold’un 1999’da tanımladığı “Akıllı Güruh”tan (Smart Mob) bu yana bir düzine sosyal bilimci, yeni teknoloji-sosyallik ilişkisini tam anlatacak bir teori geliştiremedi- henüz. Buna yaklaşan isimlerin başında Türkiye’nin, diasporadaki en parlak sosyal bilimcilerinden Zeynep Tüfekçi geliyor (Princeton Center for IT Policy): “Medya Ekolojisi” kavramını, akıllı iletişim araçlarının, medyanın kullanıldığı ortamdaki konumuyla bağlantılı olarak tanımlıyor.
Sosyal bilimciler zorda: Teknolojideki her yenilikçi öğe, zahmetle oluşturulan teorik çerçeveyi hemen aşıyor çünkü.