Test edip onaylarken ‘tekniğe’ dikkat
TestIstanbul 2013 Konferansı, küresel test teknikleri ve bu başlıkta bilgi birikiminin paylaşımına, projelerde sağladığı faydalara odaklanacak.
Yazılım Test ve Kalite Derneği (TTB) tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenecek TestIstanbul 2013 Konferansı 23-24 Mayıs tarihlerinde İstanbul’da Sheraton Maslak Oteli’nde “Testin Geleceği: Yeni Teknikler ve Metodolojiler” (Future of Testing: New Techniques and Methodologies) temasıyla katılımcıları ağırlayacak. Konferansta, seçilen 14 sunuma ek olarak, uzman yabancı isimler birikimlerini aktaracak. Uluslararası Yazılım Test ve Kalite Derneği (International Software Testing Qualifications Board – ISTQB) tarafından küresel çapta gerçekleştirilen konferansların Türkiye ayağını oluşturan konferans, bankacılık, telekom, sigorta, finans, reklam gibi üretim ve bilişim sektörleri ile akademisyenler başta olmak üzere yerli ve yabancı bine yakın profesyoneli bir araya getirecek.
Yazılım Test ve Kalite Derneği (TTB) Başkanı Koray Yitmen, konferansın amacını bilişim sektöründe testin öneminin anlaşılıp bu alana yatırım yapılması olarak gösterdi. Bu yıl konferansa en az 20 ülkeden katılımcı beklediklerini söyleyen Yitmen, amaçlarını ‘TestIstanbul’u Doğu Avrupa ve Ortadoğu’nun en büyük yazılım test konferansı haline getirmek’ olarak özetledi.
Analitik bakış fark yaratır
Yitmen’e göre, kalite olgusu sadece tek departmanın veya kişinin sorumluluğunda olan bir görev değil. Kültür olarak bütün kurumun sahiplenmesi gereken bir olgu. Test edilen uygulamaların sürekli değişiklik gösterdiği günümüzde, bu hıza ayak uydurabilmek için test süreçlerinin analiz ve tasarım kısımlarında test uzmanlarının yetkinliklerini ileri safhaya getirmeleri gerek. Küresel farkındalık karşısında, Türkiye’deki uygulamaları ve İK yapısı için Yitmen şu eleştiriyi yaptı: “Üniversitelerin lisans programlarında şu anda test uzmanı veya test mühendisi adı altında bir program yok. Genelde test müfredatı, yazılım mühendisliği veya programcılık bölümlerinin altında verilmeye çalışılıyor, ki bu da yetersiz kalıyor. Test uzmanı olabilmeniz için illa mühendis de olmanız gerekmiyor. İyi bir analitik bakış açısı, büyük resmi görebilmek ve bunu parçalara ayırmak en önemli yetkinlikler. Biz dernek olarak, üniversitelerde kariyer tanıtım günlerine katılıp, öğrencileri test uzmanlığı ve bu alanda uzmanla onları nasıl bir kariyer yolunun beklediği hakkında bilgi veriyor, ISTQB uluslararası sertifikalarıyla bu bilgi birikimlerini nasıl belgelendirebileceklerini anlatıyoruz.” Yitmen’e göre, sektörün farkındalık düzeyi artıyor, kurumlarda test ekipleri kuruluyor. Ama bu test ekiplerin yetkinlikleri ve yaptıkları testlerde bilgi birikimi eksikliğinin göze çarptığına da dikkat çeken Yitmen, bu problemi aşma yönteminin kurumlarda test mükemmelliyet merkezlerinin (test center of excellence) kurulması olduğunu belirtti.
Mobilite, sorumlulukları artırıyor
Test uygulamaları konusunda birçok kitabın yazarı Alan Richardson’a göre, teknoloji geliştikçe yazılım testi de gelişmek zorunda. Çünkü portatif cihazların çok sayıda olması ve bunların farklı işletim sistemi sürümlerine sahip olması farklı cihazlarla yazılım arasındaki uyumluluk açısından risk oluşturmakta. “Test uzmanları platformlar arası riskleri ayırt edebilmek için daha da akıllı davranmak zorunda” diyen Richardson, bulut hizmetlerin sunduğu avantajlara da dikkat çekti. Ama birçok cihazın komple test edilmesinden öte, temel fonksiyonlarını test edecek otomasyona da ihtiyaç var. Buradan hareketle Richardson’a göre, mobil cihazlar için otomasyon çözüm yollarının ve test uyumluluğunun öneminin artacağını söylemek mümkün. Bu nedenle test uzmanlarının mobil cihazlar için olan otomasyon ve otomasyon araçları hakkındaki yenilikleri takip etmeleri şart. Konu gelecek olduğunda, Richardson, “Yazılım endüstrisi olarak bütün süreçler için otomatik denetim sistemleri kurmamız, tüm yazılımlar için etkin birim testler yapmamız, yazılımımızın test edilebilirliğini geliştirmemiz gerek. Bu durum çok yönlü platformlar karşısında yazılımların kontrol edilmesini daha kolaylaştıracak ve hızlandıracak. Gelecek beş yıl içerisinde test camiasının test otomasyonunun artışıyla birlikte, test uzmanlarının varolan yetkinliklerinin körelmesi ve kaybı konularında ses çıkarmalarını beklemekteyim. Test uzmanları manuel testleri bırakmadan test otomasyonunu projelerine ekleyerek, kendi test etkinliğini ve değerini artırmalı” dedi.
Test uygulamaları başlığında birçok makalesi olan ve konferansta bir konuşma yapacak olan Karen Johnson’ın dikkat çektiği gibi, mobil cihazların gelişmesiyle kişisel bilgisayarlardan sonraki en büyük teknolojik değişimi gözlemliyoruz. Ancak bu değişimlerin her zaman hayata bağlı olmanın rahatlığının yanı sıra, 7X24 ulaşılabilir olma zorluğunuda beraberinde getiriyor. Johnson’a göre, kullanıcıların bu değişen davranış ve alışkanlıkları yazılım testi sürecinde göz önünde bulundurulması gerek. Kullanıcıların kafalarını karıştıran bir konu da mobil cihazların genellikle tek elle, dokunmatik kullanması. “Farklı koşullar ve kullanım şartları farklı test tekniklerinin ortaya çıkmasına sebep olacak” diyen Johnson’a göre, bağlantı hızı, cihazın uygunluğu ve hafıza kartının kapasitesi gibi test uzmanlarının öğrenmesi gereken değişkenler de var. Teknoloji değiştikçe test uzmanları sürekli yeni şeyler öğreniyor ve test süreçlerine bu değişiklikleri uygulayacaklar. “Teknikler, mobil teknoloji ile uyum sağlamak için gelişmeye devam edecek” diyen Johnson eklemeden geçmiyor: “Testlerin dokunmatik ve hareket odaklı yapılması buna örnek. Test araçları ve yardımcı uygulamalar da gelişecek. Gelecek 3 yıl içinde cihazların ve üreticilerin çoğaldığını göreceğiz. Değişen tablet boyutlarına göre değişkenlik gösteren çeşitli ekran boyutlarını test edeceğiz.”