Ticarete ‘e-’ dopingi
Koronavirüs ile tüm dünya ‘yeni normal’ kavramı ile tanıştı. Birçok başlıkta iş yapış şekilleri, alışkanlıklar tepeden tırnağa değişmeye başlarken, e-ticaret ve ödeme sistemleri bu değişimde öne çıkan başlık oldu.
Pandemi yüzünden insanlar son 1 yılın önemli bir bölümünü evlerinde geçirmek zorunda kaldı ve bu da alışkanlıklarda değişimin en önemli kanıtlarını ortaya koydu. Giderek artan e-ticaret alışverişçisi buzdağının görünün yüzü. Görünmeyen dev bölümde ise yapay zekadan büyük veri analitiğine, blockchain’den düzenleme bazında yenilenmelere birçok başlık var. BTvizyon tarafından düzenlenen “e-Ticaret ve Ödeme Sistemleri 2021” bu alanda uzman isimleri dijital ortamda katılımcılarla buluşturdu.
KPMG Türkiye Bilgi Sistemleri Risk Yönetimi Bölüm Başkanı Sinem Cantürk, “Ödeme Dünyasında Dönüşüm” başlıklı sunumuyla pandemi etkileri ile değişen bireysel tercihlere değindi ve KPMG’nin pandemi döneminde yaptığı bir tüketici davranış araştırmasını paylaştı. Markalarla iletişimde yüz yüze kanalların önemli oranda gerilediği görülürken, markaların dijital kanalları kullanma oranının da pandemi ile arttığına işaret edildi. Bu değişimin ne kadar kalıcı olacağı sorulduğunda da tüketicilerin bu dönemde tercihinin dijital kanalar olduğu görüldü. “Pandemi tüketiciler olarak bizim davranışlarımıza kalıcı olarak bir etki yarattı” vurgusunu yapan Sinem Cantürk’e göre, ödeme dünyası da bundan üstüne düşen payı aldı. “Ödeme sistemleri zaten son yıllarda çok önemli, kademeli ve bir büyük dönüşümün içerisindeydi” vurgusunu yapan Sinem Cantürk, ödeme sistemlerinde özellikle beş ana konu başlığında dönüşüm yaşanacağı ve bu beş konu başlığı altında da öngörülerini hayata geçirme kararı aldıklarını belirtti. Söz konusu konu başlıkları; politika ve regülasyon, ikincisi ekonomi, ardından sosyal alan, dördüncüsü teknoloji, sonuncusu da operasyonel alan.
Regülatörlerin sorumluluk alanı yenilenecek
İlk başlık olan politika ve regülasyon başlığında dijital para birimlerinin hayatımızdaki yerinin gelişmesini örnek gösteren Sinem Cantürk, “Ulus devletler ekonomik politikaların kontrolünü de elinde tutmak için kendi dijital para birimlerini hayata geçirecekler. Özellikle Uzakdoğu’da bunun güzel örneklerini gözlemlemeye başladık. Bunu belki de politika alanındaki öngörü dersek regülasyon alanında da şöyle bir beklentimiz var. Regülatörler eskiden biraz daha rahattılar. Çünkü bir şekilde ödeme sağlayıcılar tanımlıydı. Bankalar ve bunun gibi birkaç finansal kuruluşu denetlediğimiz zaman zaten ödeme dünyasını denetleyebilmiş oluyordu. Ama dünya artık bu kadar basit ve sade değil, artık ödeme şekilleri çok farklılaştı. Sadece bankalar değil, cep telefonu ya da telekomünikasyon operatörleri ya da farklı e-ticaret siteleri gibi pek çok platform da ödeme sağlayıcı kimliğine büründü” vurgusunu yaptı. Cantürk’e göre, böylece regülatörler artık ödeme sağlayıcılığı değil, ödemelerin, yani işlemlerin kendisini değerlendirecek, denetleyecek. İkinci başlık olan ekonomide verinin önemi ve değerine de dikkat çeken Sinem Cantürk, “Verinin ne kadar kıymetli olduğunu, ekonominin de doğal olarak veriye ne kadar bağlı olduğunu biliyoruz. Ama veri o kadar kıymetli bir hale gelecek ki şirketlerimizin değeri bile barındırdıkları ve kullandıkları veriyle doğru orantılı olacak” beklentisini dile getirdi. Hatta veri gizliliği ülkelerin kendilerine emanet edilemeyecek kadar önemli hale gelecek. Çünkü sınır ötesi işlemler de vazgeçilmez bir parça olacak. “Bu da bizi özellikle veri gizliliği konusunda küresel bir standarda oturtacak” beklentisini dile getiren Cantürk, bunun bir parçasının KVKK’da görüldüğünü de hatırlattı. Üçüncü başlık olan sosyal alanda özellikle ödemeler dünyasında bütün bireylerin biyometrik özellikli bir dijital kimliği olacağı öngörüsünü paylaşan Sinem Cantürk, “Ödeme sistemleri ve teknolojinin birleşmesiyle birlikte bize sunduğu imkanlar finansal kaynaklara erişemeyen bireylerin ve şirketlerin de bu imkanlara daha kolay ve daha ucuz erişmelerini sağlayacak. Bu da finansal kapsayıcılığı çok büyük oranda artıracak” dedi. Cantürk, sosyal alandaki bir öngörüsünü de şöyle anlattı:
Blockchain ön planda olacak
“Sosyal medya platformları, tüketicilerle ilgili en kıymetli verileri saklıyorlar. Ödeme sistemleri de bu sosyal medya platformlarını ne kadar entegre edebilirlerse, değer zincirinin veriye bağlı olmasında o kadar daha değerli hale getirecekler. Dördüncü alanımız teknoloji. Gerçek zamanlı ödemeler sınır ötesi işlemler de yeni norm haline gelecek diyoruz. Biz bu öngörülerimizi yaptığımızda 2019’un ikinci çeyreği gibiydi. O zamanlar Türkiye’de FAST konuşulmuyordu. Ne kadar doğru bir öngörü yaptığımızın da kanıtı oldu bu. Türkiye’de artık 7/24 EFT’yi konuşuyoruz. Hayata geçti, şu anda alt limitini bir tık daha yukarı çektik ve bunun ne kadar gerekli olduğunu pandemi ile daha net gördük. Sınır ötesi işlemler dahil olmak üzere yeni normal haline geleceğini öngörüyorum. Artık yeni normalleri konuştuğumuz dönemde dağıtık defter teknolojilerinde küresel bağlantılı yüksek hızlı ödeme ağlarını destekleyecek bir teknoloji olarak blockchain’in daha yoğun bir şekilde karşımıza çıkacağını söyleyebilirim. Beşinci alanımız ise operasyonlar. Öngörümüz; özellikle ileriki dönem için ödeme sistemleri ekosistemi de yeni piyasa oyuncuları, sektördeki liderler arasında işbirliği modelleri ile evrilecek. Çok daha cazip, çok daha inovatif ve tüketicinin beklentileri ile çok daha doğru orantılı bir şekilde evrimleştiğini göreceğiz. KPMG olarak beklentilerimiz bu şekilde, ama bunların bazılarını görmeye başladık bile.”
İş hacimleri katlanarak büyüyor
Sinem Cantürk’ün sunumunun ardından “Pandemi ile Gelecek Daha Hızlı mı Geldi?” başlıklı panel dijital ortamda katılımcılarla buluştu. BThaber gazetesi yazarı Jülide Marangoz’un yönettiği panelin katılımcıları ise Payten İş Geliştirme Müdürü Çiğdem Çetin Çam, Mopaş e-Ticaret Müdürü Bahadır Kumrallar, Papara Yönetici Ortağı ve COO’su Cenap Doğru ve Türkkep Genel Müdürü Olcay Yıldız oldu. Tüm katılımcılar, ödeme sistemleri tarafında birkaç yılda alınacak yolun 2020 yılında pandemi ile alındığında hemfikir olurken, e-ticaretin de desteklediği ödeme sistemlerinin de büyümesi ile iş hacminde kat be kat büyüme yaşandığı üzerinde duruldu. Payten İş Geliştirme Müdürü Çiğdem Çetin Çam, “Pandemi sayesinde e-ticaretin ödeme sistemlerinin içindeki payı yüzde 10’lardayken yüzde 22’lere ulaştık. Hane halkı tüketimi için de kredi kartı tüketiminin payı yüzde 41’lere ulaştı. Bizim misyonumuz, vizyonumuz ‘nakitsiz toplum’ idi. Bizim hayal ettiğimiz nakitsiz topluma geçiş değildi ama ödeme sistemleri olarak biz bunu nasıl teşvik edebiliriz, nasıl tüketebiliriz, harcamaları nasıl değiştiririz derken, aslında pandemi bize büyük bir fayda sağladı” yorumunu yaptı.
Mopaş e-Ticaret Müdürü Bahadır Kumrallar da pandemi döneminin yarattığı hıza dikkat çekerken, insanların da bu yapıya alıştığı gerçeğine vurgu yaptı. Bunun devam edeceği öngörüsünde bulunan Bahadır Kumrallar, şöyle devam etti:
Çevreye hak ettiği değeri vermeliyiz
“Dijitalleşme hayatımızı değiştirecek ve online dünyanın olduğu yerde değişik meslek gruplarının da ortaya çıkacağını düşünüyorum. Lojistik tarafında insanlar kendi motorlarını ve araçlarını alarak, şirketler kurarak çeşitli teslimatlar yapmaya başladılar. Diğer taraftan e-ticaret mağazalarını denetleyen bölge müdürleri, gruplar, saha operasyon ekipleri, merkezi operasyon ekipleri ortaya çıkmaya başladı. Çünkü müşteri deneyimini doğru yaşatmak adına verimliliği ölçen, operasyonu hızlandıran, kontrol eden çeşitli mekanizmalar ortaya çıkmaya başladı. Pazarlama tarafında çeşitli departmanlar öne çıkıyor. BT tarafıyla ilgili entegrasyonlar hızlanmaya başladı. Geleceğe baktığımızda, öncelikle sürdürülebilir yaşam, sürdürülebilir dünya olsun isterim. Kaynakları doğru olarak kullanalım. Gerçekten bu pandeminin, iklim değişikliğinin bize çıkarttığı zararları gördük, yaşadık, hala da yaşıyoruz. Artık teknolojiyi de bu işin içine katarak nasıl sürdürülebilirliği sağlarız esas buna bakmamız lazım. Çok hızlı büyüyoruz. Bir şekilde insanoğlu her şeye adapte oluyor. Doğa kararını veriyor ve biz uyguluyoruz. Doğayı koruyup, kaynakları verimli olarak kullandığımız her fikre varım. Bunları yapmadığımız için bunları yaşıyoruz.”
Kanalların entegrasyonu önemli
Papara Yönetici Ortağı ve COO’su Cenap Doğru, finansal teknoloji şirketi olarak yürüttükleri çalışmalardan bahsederken, “İnsanların hiçbir şubeye uğramadan hesap açmalarını sağlıyor, temel finansal ihtiyaçlara anında ücretsiz olarak kavuşmasına yardımcı oluyoruz. İş modelimiz bu, ama pandemi ile beraber tahmin edebileceğiniz gibi bu iş muazzam bir şekilde hızlandı” yorumunu yaptı. Cenap Doğru’ya göre, bu pandemi süreci tabii ki bitecek. Ama alışkanlıklar bir daha geriye dönmeyecek. “Kanalların birbiri ile hızlı iletişimi çok daha önemli hale geldi” örneğini veren Cenap Doğru, şu bilgileri verdi:
“Bizim stratejimizde şu vardı, yüzyüze ödemelerde bile işlemin dijital gerçekleşmesi, kartla oluyor ama QR ödemeyi çok önceden vizyonumuza koymuştuk ve bunun için gerekli çalışmaları hazırlayıp bitirmiştik. QR ile ödeme, QR ile para gönderme bizim akışımızda zaten vardı. Pandemi başlar başlamaz bunun çok önemli bir özellik olduğunu insanlar gördüler. Bizim her şeyimiz dijital. Sektöründe lider şirketlerle startup’larla çalıştık. 12 kat büyüdük, yüzde 44 ile pazar payında lider hale geldik. Burada stratejinin önemi var. Yeni ürün lansmanı yaptık ve Versiyon 3 yapısını yayınladık. Başka bir arayüzle görünür hale geldi ve tamamen kullanıcı dostu. Finansal kapsayıcılık konusunda pandeminin de etkisi ile elimizden geleni yaptık ve çok hızlı büyüdük.”
Türkkep Genel Müdürü Olcay Yıldız, ödemelerin öncesinde ve sonrasında konumlandıklarına vurgu yaptı. e-Fatura ve KEP başta olmak üzere e-Dönüşüm odaklı kurumsal yetkinliklerine işaret eder Olcay Yıldız, şöyle devam etti:
“Pandemi sürecinde geçen yıl yüzde 60 büyüdük. İnsanlar ofise gidememeye başladılar. Ama uzaktan çalışırken yükümlülüklerimizi yasanın hukuka uygun işlem yapma hükümlülüğümüzü bir kenara bırakamayız. O çerçevede Turkkep’in hizmetleri daha fazla kullanılmaya başlandı. Aslında pandemi bizi birkaç yıl ileriye götürdü. İnsanlar bazı şeylerin daha kolay yapıldığını gördüler. Belgeleri gidip kargoya verip, alıp kaybolma riskini taşımanıza gerek yok. Kurumların, kişilerin, dijitalleşmesine daha da yaklaşıldığı bir dönem geçirdik. Son dönemde çok fazla talep gören bir projemiz var: Kayıtlı e-posta üzerinden insan kaynakları ücret hesap pusulası, bordro gönderimi. Kurumların insan kaynakları sistemlerine entegre oluyoruz. Çalışanların e-posta adreslerine kayıtlı e-posta (KEP) gönderiyoruz. Bu yasal gönderi hükmüne de geçiyor. Hem çalışan hem işveren açısından iki taraflı bir koruma sağlıyor. İşveren hükümlülüklerini yerine getirdiğini, çalışan aldığını veya almadığını orada gösteriyor. Buna benzer çalışmalar yapıyoruz. E-kimlik de bizi heyecanlandıran bir konu.”