“Tiyatro bir çeşit terapi, ertesi gün iş yerinde daha verimli oluyoruz”
“Bir arada Olmak ya da Olmamak” diyerek yola çıkan Probil Tiyatro Grubu, kısa sürede TOÇEV yararına pek çok oyun sergileyen serktörümüzün başarılı amatör gruplarından biri.
Probil Amatör Tiyatro Topluluğu, tiyatro sevgisi, disiplin ve azim ile amatör ruhun cesaretini birleştirerek sahneye çıkmaya karar veren bir amatör kültür sanat grubu. Çözüm müdürleri, satış temsilcileri, mühendisler, pazarlama müdürü, avukat, CFO, genel müdür ve danışmanlardan oluşan grubun kurulduğu günden bu yana gösterdiği performans ise amatörlüğün çok ötesinde. 2009 yılı Şubat ayında ilk oyunları olan “Papa’nın kaçırıldığı gün”ü sahneye koyarak yola çıkan grup, bugüne kadar 11 oyun sahnelemiş. Afife Jale’de ve Akatlar Kültür Merkezi’nde TOÇEV’in “Bir Şey Değişir Her Şey Değişir” kampanyasına 7 kere sahne alarak destek veren grubun, yönetmenliğini de gerçek bir tiyatro oyuncusu ve kendisi de bir TOÇEV gönüllüsü olan Hakan Bilgin yapıyor.
Biz de Probil Pazarlama Müdürü Funda Yener, yönetmen Hakan Bilgin ve grup üyelerinden birkaçı ile Probil Tiyatro Grubu ile ilgili keyifli bir sohbet yaptık.
>>Tiyatro grubu kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Neden tiyatro grubunu tercih ettiniz?
Funda Yener: Temel amacımız şirket içi iletişimi artırmak ve aynı zamanda emek harcanan keyifli zamanların sonucunda bir sosyal sorumluluk projesine de katkıda bulunmaktı. Sonrasında sahnelerle tanıştık, keyifle ve gururla anımsayacağımız bir çalışma ortaya çıkardık. Tiyatro sevgisi, disiplin ve azim ile amatör ruhun cesareti birleşince 2009 yılında sergilediğimiz ilk oyun çok beğenildi. Bu nedenle 2010 yılındaki ekibe katılım daha fazla oldu.
>>Peki Probil Tiyatro Grubu ne zamandır faaliyet gösteriyor? Kaç kişilik bir ekiple yola çıktınız şimdi grup kaç kişi?
Funda Yener: İlk olarak 2009 yılı Şubat ayında sahneye çıktık. “Bir arada olmak ya da olmamak” başlıklı bir e-posta ile duyuru yaptık. Duyurudaki tek şartımız, provalara kesintisiz katılımdı. Yönetmenimiz Hakan Bilgin, her oyuncuya uygun bir rol buldu. İlk sergilediğimiz oyunumuzda ekip sahne arkası görevlileri ile beraber 12 kişiydi. İkinci oyunumuzda gönüllü sayısı arttı, 20 kişiye çıktık. Yönetmenimiz Hakan Bilgin’in çok beğendiğimiz Müjdat Gezen ve Kandemir Konduk’un Artiz Mektebi’ni seçmesinin nedenlerinden biri de, herkesin sahneye çıkabilmesini istememizdi.
>>Şu anda amatör tiyatro grubunuz içinde yer alan ekibin esas görevleri neler?
Funda Yener: Ekibimiz, teknisyen, çözüm müdürü, satış temsilcileri, mühendisler, pazarlama müdürü, avukat, CFO, genel müdür, resepsiyon görevlisi ve danışmanlardan oluşuyoruz diyebilirim.
>>Bugüne kadar grup olarak kaç oyun sahnelendiniz?
Funda Yener: 2009 yılı Şubat ayından bu yana toplam 11 oyun sahneye koyduk.
>>Çok ses getiren ve çoğumuzun izlediği “Artiz Mektebi” gibi bilinen ve en çok ses getiren oyunlarınız hangileri oldu?
Funda Yener: Ortaköy Afife Jale sahnesinde 4 kere sergilediğimiz ilk oyunumuz “Papa’nın kaçırıldığı gün çok beğenilmişti. Sekiz aylık bir emeğin sonucu olan oyunumuzun geliri ile ihtiyacı olan yüzlerce çocuğumuza TOÇEV aracılığı ile yardım ulaştırmıştık. Finans, telekom, genel sektör ve kamudan müşterilerimiz ile Microsoft, Cisco gibi iş ortaklarımız ve Probil’in iştirak şirketleri çalışanları başlıca seyircilerimizdi. İkinci oyunumuz olan Artiz Mektebi’nde amacımız daha çok kişiye ulaşmak ve dolayısıyla daha çok çocuğumuzun yüzünü güldürmekti. Oyunumuzun davetiyeleri, TOÇEV’in “Bir Şey Değişir Her Şey Değişir” kampanyasına destek için dağıtıldı. Afife Jale’de ve Akatlar Kültür Merkezi’nde 7 kere sahneye çıktık. Doğrusu oyunumuzu izleyemeyenlerden tekrar sahneye çıkmamız için talepler geliyor ancak biz artık yeni bir oyunu sahnelemek istiyoruz.
>>Oyunlara hazırlık süreciniz nasıl geçiyor? Biraz provalarınız ve çalışma takviminiz hakkında bilgi verir misiniz?
Funda Yener: Yönetmenimiz tiyatro oyuncusu Hakan Bilgin, aynı zamanda bir TOÇEV gönüllüsü. Haftada 2 gün iş çıkışında sadece sergileyeceğimiz oyuna konsantre oluyoruz. “Tiyatro bir çeşit terapi, ertesi gün iş yerinde daha verimli oluyoruz.” Ayrıca bazı müşterilerimizin de ekipte olması aramızdaki yoğun iş ilişkisini sosyal ortama taşımak açısından çok faydalı. Eğlenceli ve bir o kadar da disiplinli ve özverili bir ekip çalışması sürdürüyoruz.
>>Peki bugüne kadar sahneye koyduğunuz oyunların hazırlık sürecinde veya oyun esnasında yaşadığınız komik anekdotlar var mı?
Funda Yener:“Provalar çok eğlenceli geçiyor ancak en çok sahnede eğleniyoruz”. “Sahneye çıkmadan önceki heyecan, perdenin arkasında tüm ekibin yerinde duramadan hoplayıp zıplayarak perdenin açılmasını beklemesi unutulmaz.” Yaşanan pek çok komik anektod var. İlk oyunda patlaması gereken bombanın patlamaması. Doğaçlamalar. İkinci oyunda bir sahneye rolü olmadığı halde giren arkadaşımız. Bir de tüm ekip dans ettik ikinci yarının sonunda… Bir de CFO’muz Ümit İlhan’ın sahnede kibarlıktan dövülememesi ve Ümit beyin bu konudaki ısrarı unutulmazlar arasında yer alıyor.
>>Böyle bir tiyatro grubu içinde olmak nasıl bir şey? Grubun bir üyesi olarak neler hissediyorsunuz? İş yaşamı ile benzerlikleri var mı?
Probil CFO’su Ümit İlhan: Biz iş yaşamımızın yanı sıra kısıtlı bir sürede eğlenerek amatör tiyatro yapıyoruz. İş yaşamıtiyatro sahnesine benziyor çünkü ikisinde de başarılı olmak için disiplin gerekli. Bir takım olmak zorundasınız, her an her şey olabileceği için hızlı karar vermek ve çözüm üretmek zorundasınız. Enerjiyi yaymanız ve rol arkadaşlarınızdan enerji almanız şart. En büyük farkı ise tiyatroda senaryonun sabit ve izleyenlerin hoşgörülü olması. Piyasa rekabeti yok, oyun oynandıktan sonra herşey sona eriyor.
Probil Genel Müdürü Esra Öztezcan: Birçok farklı açıdan beni heyecanlandırdı tüm bu çalışmalar. Hakan’ın bizlere olan inancı ve bizim ona ve sonuca ilişkin bağlılığımız işte bizi sonuca götürecek olan bunlar. İkincisi tabii ki kişisel deneyimlerimiz, herbirimizin farklı dinlenme şekilleri ve alanları var, ama bir tiyatro oyununda yer almak bizler için unutulmaz bir hikâye, tam torunlara anlatılacak cinsten! Bir diğer mutluluğumuz tabii ki bizim emeklerimizle ürettiğimiz bazı oyun gelirlerinin TOÇEV ile birlikte bir projede kullanılması. Her birimiz kişisel ve kurumsal olarak. Biz 20 kişi, elele, inançla, vazgeçmeden, herşeyi göze alarak, bir ürün yaratıyoruz, ürünümüzü satıyoruz ve bunu daha fazla çocuk okuyabilsin diye yapıyoruz. Sanırım manevi tatminin ve rahatlamanın en eğlenceli yolunu keşfettik. Çalışan ilişkileri konusuna hiç girmek istemiyorum çünkü biz orada her birimiz birer oyuncuyuz, liderimiz Hakan ve ben başrolü bile kapamadım.
>>Hakan Bey, size göre iş hayatındaki profesyonellerle çalışmanın ne gibi zorlukları ve ne gibi kolaylıkları var? Oyunculuk biraz yetenek işi de üye olacak oyuncular nasıl belirlendi?
Grup yöneticisi, Tiyatrocu, TOÇEV gönüllüsü Hakan Bilgin:
Zor yanı tiyatroyu, ulaşılmaz görmeleri, sonuca ulaşmanın yollarının çok daha sanatsal olduğunu düşünmeleriydi. Kendi işinde çok başarılı insanlara , “Boş verin gelin beraber hata yapalım, sonra doğruyu beraber bulacağız” fikrini kabul ettirmek o kadar kolay olmuyor. Önce güvenmeleri, sonra eğlenmeleri ve ondan sonra başarmaları bekleniyor. Bu süreç kimi için bir ay kimi için üç ay sürüyor. Sonunda takım olmayı başarıp, yapılan hiçbir şeyi, bu güne kadar bildikleri ile sorgulayamaz hale geliyorlar. Eğlenmeye başladıkları anda her şey çok kolay olmaya başlamıştı. Kolay yanı ise öncelikle çok zeki, akıllı ve çalışkan bir toplulukla çalışıyorsunuz, her şeyi çok güzel kaydediyorlar ve anlıyorlar. Her yönetmenin çalışmak isteyeceği bir topluluk bence Probil tiyatro ekibi. Geçen seneki tiyatro çalışmasında bulunanların birçoğu ve geçen seneden etkilenen yeni arkadaşlarımızdan oluşan bir topluluk.