Trump yalanları teşhir edilecek
Amerikan Basın Müzesi (Newseum), yalan/sahte habercilik konusunda yeni bir teşhir (seyir) salonu açıyor. Salonda, Trump’un bu konudaki “katkılarına” da yer verilecek. Başkent Washington’da Beyaz Saray ile Kongre Binasını birleştiren Pennsylvania Avenue üzerinde 1997’den beri çalışan müzenin modern binası 2008’de açıldı. Newseum, İngilizce “haber” anlamına “news” ile “müze” anlamına “museum”dan karma. Burası durağan bir müze değil, tam tersine: Etkileşimli bir bilgilenme merkezi.
Newseum’un caddeye bakan dış duvarında 17 Eylül 1787 tarihli Amerikan Anayasası’nın “Basın özgürdür” diyen, 1791’de Anayasa’ya Birinci Ek Madde olarak eklenen şu cümle yazılı çatıdan aşağıya doğru:
“Kongre, bir dinin kurumsallaşması ile ilgili, ya da özgür ifadeden yararlanılmasını yasaklayan; ya da ifade, ya da basın özgürlüğünü; ya da kişilerin barışçı biçimde toplanma, veya hükümete şikayetlere çözüm bulunması için dilekçe verme hakkını kısıtlayan hiç bir yasa yapamaz.”
Binadaki yeni teşhir salonunun adı “Dijital Kargaşa/Aksatma” anlamına “Digital Disruption.” Yani dijital geldi, mertlik bozuldu! ABD özgürlükçü yayını Politico’nun görsel tasarımcısı Matt Wuerker, durumu mükemmel özetlemiş: Veri/bilgi barajına yalan/sahtecilik lağımı akıyor. Facebook ve Google açıkça sahte/yalancılık kaynağı olarak resmedilmiş. Twitter ise bu kargaşa ortamında ortalığı dağıtan bir kasırga olarak… Barajın duvarını “gazetecilik” korumaya çalışıyorsa da yer yer çatlamış bu duvar. Gerçekle yalanı süzmekle görevli “namuslu” medya ise çaresizlik içinde. Yine de “gerçek” gazeteciler, bu lağımda görevini yapmaya uğraşıyor.