TÜBİTAK’tan 'Milli İlaç Projesi'
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, TÜBİTAK’ın yerli ilaç geliştirilmesi amacıyla çağrıya çıktığını ve 26 proje başvurusu alındığını açıkladı.
Türkiye’de üretilen ilaçların hemen hemen tamamının jenerik ilaçlar olduğunun altını çizen Ergün, şöyle konuştu: “Yani molekülünü biz bulmuş değiliz ve kimyasal araştırmalarla işte molekül buluyorsunuz ve molekül üzerinden ilaç üretiyorsunuz. Sonra onun patent süresi dolanlar, jenerik hale geliyor bunu siz de üretebiliyorsunuz veya geliştirebiliyorsunuz. Türkiye’de jenerik ilaç üretimi yapılıyor ve 68 firma bu üretimi yapıyor. Değer olarak baktığımızda Türkiye pazarında bulunan ilaçların yaklaşık yüzde 49’u Türkiye’de üretilen ilaçlar, yüzde 51’i ithal ilaçlar. Kutu olarak baktığımızda yüzde 75’i Türkiye’de üretilen ilaçlar, yüzde 25’i yurt dışından gelen ilaçlar.”
Ergün, niteliklerine bakıldığında önemli hastalıkları tedavi eden ve fiyatları yüksek olan ilaçların yurt dışından geldiğinin altını çizerek, molekülden doğan, yenilikçi, Ar-Ge’ye dayalı ilaçların yurt dışından geldiğini bildirdi. Bu nedenle Türkiye’de ilaç konusunu öncelikli konu haline getirdiklerini ve TÜBİTAK’ın biyoteknolojik ilaçlar için çağrıya çıktığını anlatan Bakan Ergün, şunları söyledi: “Biyoteknolojik araştırmalarda hücre oluşturuyorsunuz, hücreyi ilaç sektörünün ana unsuru haline getiriyorsunuz ve çok daha spesifik kişiye özel, hastalığa özel ilaçlar bile üretme imkanına sahip oluyorsunuz. Bunun için TÜBİTAK’ta biyoteknolojik ilaçların geliştirilmesiyle alakalı bir çağrıya çıktık. Böbrek yetmezliği gibi bir takım alanlardaki hastalıkları tedavi edecek, şeker hastalığı gibi, hepatit, karaciğer iltihabı gibi, hormon üretimi gibi konularda biyoteknolojik ilaç üretmeyi hedefliyoruz. ‘Ben bunu üretirim’ diyen varsa projesini sunuyor bize. TÜBİTAK olarak yüzde yüz destek vereceğiz. Biz daha az proje başvurusu bekliyorduk. Çok daha fazla konsorsiyum ortaya çıktı ve 26 proje başvurusu gerçekleşti. Biyoteknolojik ilaçlar dünyanın henüz yolun başında olduğu alan. Bu alanı kaçırmamamız lazım. Biyoteknolojik ilaç alanı önümüzdeki 10 yıl, 20 yıl boyunca ilaç sektöründe çok önemli bir yer edinecek. Bunu geçen yıl Boston’daki ondan önce Chicago’daki fuarlarda gördük. Araştırma merkezlerinin tamamen buna odaklandığını gördük. Şimdi biz de TÜBİTAK’ta ilaç sektöründe, biyoteknolojik ilaçların geliştirilmesi için bir çağrıya çıktık. Artık Türkiye biyoteknolojik ilaçlarda, milli ilaç üretim dönemini bir anlamda bu çalışmayla başlatmış oldu. Ortalama 3 yıllık Ar-Ge sonucunda bir ürünün ortaya çıkması yani kanser tedavisinde veya bir kanser türünün tedavisinde kullanılabilecek bir hücrenin bulunması bu birinci faz, ikinci faz araştırmalarda ortaya çıkabilecektir. Ondan sonra klinik deneyler başlayacak o ayrı bir alan. O bizim şu anda ele alacağımız bir konu değil. TÜBİTAK’ta ilk ele aldığımız konu birinci, ikinci faz da yani bir hücre ortaya çıkana kadar ki, araştırmalardır. Bunun da ortalama süresi 3 yıldır.”
Maliyet bazında en fazla alımı yapılan ve destek kapsamında bulunan ilaç kategorilerinden bazıları: Epoetinler, filgrastimler, insulinler, nterferonlar, monoklonal antikorlar, rekombinant faktörler.