Tüketici tercihleri değişirken, markalar değişime uyum çabasında
Yaşam tarzlarımızın ve çalışma şekillerimizin gelişimi, teknolojik ilerleme ve gelecek nesillerin gelişen istek ve gereksinimleriyle şekilleniyor. 2023 yılındaysa bu iki temel faktörün her zamankinden daha fazla birbiriyle bağlantılı olduğu görülüyor. Z kuşağı ile Y kuşağı teknolojiyi kullanarak sektörleri köklü değişikliklere uğratıyor ve kendi değerleriyle uyumlu hâle getiriyor. Sürdürülebilirlikse bunların başında geliyor.
Dell Technologies EMEA Müşteri Çözümleri Grubu Kıdemli Başkan Yardımcısı JG Pons, “Tüketiciler satın alımlarında çevreye daha duyarlı olma eğilimi gösteriyor ve uzun ömürlü ürünlere daha fazla yatırım yapıyor. Örneğin, geçen yıl Birleşik Krallık’ta tüketicilerin yüzde 38’inin daha dayanıklı ve daha uzun ömürlü ürünleri daha fazla ödeme yaparak tercih etmesi, tüketicilerin daha sürdürülebilir ürünlere ve bunu sağlayabileceğine güvendikleri markaların teknolojilerine öncelik vermeye başladığını gösteriyor. Ancak bu sadece tüketici satın alımlarında gördüğümüz bir eğilim değil. Y kuşağı BT satın alma pozisyonlarında yer almaya başladıkça, Z kuşağı da çalışma hayatına katıldıkça, karbon azaltma girişimlerinden yenilenmiş ve geri dönüştürülmüş teknoloji cihazlarının daha fazla kabul görmesine kadar sürdürülebilir satın almanın işletmeler için giderek daha önemli hâle geldiğinin işaretlerini şimdiden görüyoruz” dedi.
Daha sürdürülebilir olma yolundaki işletmeler için en önemli alanlardan birinin teknoloji varlıkları olduğuna dikkat çeken Pons, “Elektronik atıklar (e-atık) hem işletmeler hem de bireyler için giderek artan bir sorun hâline geliyor ve ekosistemlerimizin sağlığını tehdit ediyor. Küresel E-atık İstatistikleri Ortaklığı, 2019 yılında dünyada 53,6 milyon metrik ton e-atık üretildiğini ortaya koyuyor. Bu miktarda bir e-atık, dünyadaki her kişi başına yaklaşık 16 kilo anlamına geliyor ve bir yılda 263 olimpik yüzme havuzunu doldurabiliyor” dedi. Pons, işletmelerin mevcut BT varlıklarından en iyi şekilde nasıl faydalanabileceğini ve teknolojilerini sürdürülebilir olarak nasıl satın alabileceğini şöyle anlattı:
“Birçok yeni cihaz, tasarımlarının merkezinde daha fazla enerji ve kaynak verimliliği olacak şekilde üretiliyor. Sektörün yeni cihazları tasarlama ve üretme yaklaşımı önemli bir değişimden geçiyor ve sorumlu kaynak kullanımına giderek daha fazla önem veriliyor. Bu, geri dönüştürülmüş malzemelerin ve biyoplastiklerin sürece dâhil edilmesinin yanı sıra daha verimli ürün performansı elde edilmesini de içeriyor. Sektör genelinde malzeme düzeyinde, işletmeler ürünlerimizdeki geri dönüştürülmüş ve yenilenebilir malzemelerin miktarına bakılıyor. Biz de Dell olarak kendimize, 2030 yılına kadar ürün içeriğimizin yarısından fazlasının geri dönüştürülmüş veya yenilenebilir malzemelerden üretilmesi hedefi koyduk. Ürünlerimizde plastik yerine biyoplastik ve biyo-bazlı kauçuk kullanımı gibi çeşitli yenilikçi yaklaşımlar üzerinde çalışıyoruz. Bu, üstün özelliklere sahip yeni cihazların sürdürülebilirlik göz önünde bulundurularak üretildiği anlamına geliyor. Ayrıca ürünlerimizi daha enerji verimli olacak şekilde tasarlıyoruz. Son dönemlerde, satılan ürünlerimizin emisyonlarını azaltma hedefimizi güncelledik. Faz 3 emisyonlarını 2030 yılına kadar yüzde 30 oranında azaltmayı hedefliyoruz. İş birliklerine de önem veriyoruz. Döngüsel Elektronik Ortaklığı gibi sektör ortaklıkları, bir araya gelerek elektronik endüstrisi genelinde ortak döngüsellik çalışmalarımızın etkisini artırmamızı sağlıyor. Bu, işletmeler ve tüketiciler açısından, önceki cihazlarından daha sürdürülebilir olduklarını bilerek yeni ürünlere yatırım yapabilecekleri anlamına geliyor.
Yenilenmiş cihazlar giderek öne çıkıyor
“Yenilenmiş bir cihaz satın almak sorumlu bir seçim olarak karşımıza çıkıyor. İşletmeler bu cihazları, onaylı bir bayi aracılığıyla veya doğrudan üreticiden satın alarak hem tasarruf sağlayabiliyor hem de e-atık havuzuna gidecek olan bir cihazı satın alarak çevresel ayak izlerini azaltabiliyor. Teknoloji yenileme, döngüselliğe yatırım yapmak isteyen işletmeler için uzun zamandır sürdürülebilir bir model olarak kullanılıyor. Ancak bu durum geçmişte, çalışanların, özellikle hibrit veya uzaktan çalışan bir ekibin parçası olarak, verimli bir şekilde çalışmalarını sağlayan yeni cihazlardan yararlanamayabileceği anlamına geliyordu. İyi haber şu ki, geri satın alma ve tamir edilebilmesi için tasarım yapma gibi yenileme girişimlerinin artması, aynı üst seviye özelliklere sahip daha yeni modeller de dâhil olmak üzere satın alınabilecek çok çeşitli cihazların olduğu anlamına geliyor. Son yıllarda teknoloji geri dönüşümü ve yenileme alanında heyecan verici gelişmelere tanıklık ediyoruz. İşletmeler yakın zamanda, ömrünü tamamlamış cihazlardan toplanan geri dönüştürülmüş bileşenler kullanılarak üretilen yepyeni cihazlar temin edebilecekler. Dell tarafından geliştirilen Concept Luna, sürdürülebilir bilgisayar tasarımının geleceğinin neye benzeyebileceğinin bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Sürdürülebilir bilgisayar tasarımının akıllı telemetri ve robotik otomasyonu nasıl bir araya getirdiğini ve potansiyel olarak odağı cihazların kendisinden alıp yeniden kullanım ve yenileme ile geri dönüşüme dayanan daha geniş bir yaşam döngüsü yaklaşımına nasıl genişlettiğini gösteriyor. Aslında Concept Luna gibi projeler, bilgisayar bileşenlerinin yeni nesil teknolojik cihazlarda ikinci, üçüncü ve hatta dördüncü kez yeniden kullanılmasını sağlayabilecek bir vizyon sunuyor. Bu vizyon, hiçbir şeyin çöpe gitmediği, e-atık hacmini büyük ölçüde azaltan ve yeni ham maddeye olan ihtiyacı en aza indiren bir gelecek öngörüyor. Luna şu anda hâlâ bir “konsept” olsa da sadece tüketici talebiyle değil, aynı zamanda yenilikçi tasarımcılar ve çalışmalarında daha fazla sürdürülebilirlik potansiyeli gören sektördeki sürdürülebilirlik savunucuları tarafından şekillenen olumlu bir değişimi gösteriyor.”