Tüm BT süreçlerini uzmanına bırakmaya alışın!
Pandemi süreci ile birlikte dağıtık BT yapısını ve kullanıcıları merkezi yönetebilmenin, buna uygun cihaz, uygulama, yazılım ve güvenlik önlemlerinin önemi artıyor.
Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 ile birlikte her sektörde iş yapma biçimleri de zorunlu bir değişim geçirdi ve geçiriyor. ‘Yeni normal’ olarak tanımlanan bu yapıda iş süreçlerinde kesintisizlik ve verim ise her zamanki gibi temel öncelik. Yeni teknolojileri doğru biçimde seçip, doğru biçimde kurumda konumlandırmak ve yatırımın faydasını ölçebilmek pandemi süreci ile beraber önemini daha da artıran kavramlar oldu. Pandemi ile değişen modern iş yaşamı, aksama olmadan devam etmesi gereken hizmetler ve en yeni teknolojilerin veri merkezlerine yansımalarının önemi ise BTvizyon Dijital’in Dell ve Intel sponsorluğunda düzenlediği “Yeni Düzenin İhtiyacı Teknolojiler” buluşmasında ele alındı.
Dell Technology Son Kullanıcı Ürün Çözümleri Satış Lideri Ümit Yeşiltaş, “Değişen İş Yaşamı ve Modern İş Gücünün Önemi” başlıklı sunumu ile açılışı yapan isim oldu ve pandemi sürecinde değişen iş ihtiyaçlarına değindi. Buna göre, pandemi sürecinde önyargıların yersiz olduğu görüldü ve herkes uzaktan, çok rahat bir şekilde çalışmaya devam etti. Ama Ümit Yeşiltaş’ın da dikkat çektiği gibi, uzaktan çalışma sadece en uçtaki son kullanıcıya bir bilgisayar verildiği bir ortam değil. Komple bir sistemin sağlandığı, sürdürülebilir bir iş modelin uzaktan çalışmaya ayarlanması asıl önemli konu. Bunun için de Ümit Yeşiltaş’ın belirttiği gibi, gerekli uygulamalara erişimin sağlanması, gerekli güvenlik politikalarının uygulanması çok önemli. Bu dönemde sadece bireyler değil, BT organizasyonları ve yöneticileri de çok ciddi sorunlarla karşılaştılar. “Bunların en önceliklisi tüm çalışanların en kısa sürede uzaktan üretken hale gelebilmeleriydi. İkincisi; farklı kullanıcı profillerinin ihtiyaç duydukları ortamların sağlanması idi. Bu kullanıcıların sayısı şirket içerisinde az olmakla birlikte, ek CPU kaynaklarına ya da özel iş istasyonlarına ihtiyacı olan kullanıcı profilleri işletmeler için gelir kayıplarına neden olabiliyor” detayını paylaşan Ümit Yeşiltaş, ekledi: “Diğer bir konu Ar-Ge yapan, hassas verilere erişim sağlaması gereken kullanıcı profillerinin masaüstü sanallaştırma, uygulama sanallaştırma gibi çözümlerle şirket ortamındaki verilere erişip, normal işleyişlerine devam etmeleriydi.”
‘Uzaktan çalışma’ konusunda yetkinlik ve zengin portföy
Tüm bunlarla birlikte, şirket içerisindeki trafik de kurum dışına çıkıyor. Tüm şirketlerin bir takım güvenlik politikaları vardı, ama bu dönemde ek önlemler alındığını, güvenliğin de bu süreçte öne çıkan bir konu olduğunu hatırlatan Ümit Yeşiltaş’a göre, diğer bir konu da ağ performansının optimize edilmesi oldu. Çalışma şekillerimiz teknolojinin gelişimi ile birlikte çok hızlı bir şekilde değişiyor. Teknoloji, her 5 yılda 10 kat gelişiyor. “Bunu bant genişlikleri, işlemci hızlarından çok rahatlıkla söyleyebiliriz. AR, VR gibi teknolojilerle birlikte akıllı ofisler, IoT, yapay zeka gibi yeni teknolojiler de bu gelişimi hızlandırmış durumda. Ancak teknoloji ne kadar gelişirse, özellikle bu dönemde bilgisayarlar verimli iş üretebilmenin ana aracı” vurgusunu yapan Ümit Yeşiltaş, şöyle devam etti:
“Teknoloji ile birlikte bizlerin çalışma alışkanlıkları da değişiyor ve bu değişim, verinin güvenliğine yönelik tehditleri de beraberinde getiriyor. Tüm sistemlerimizdeki güvenlik açıkları yüzde 95 oranında uç noktada başlıyor. Son kullanıcıların cihazlarının inovatif, modern cihazlar olması önemli. Dell Technologies olarak 120 binden fazla çalışanımız var. Bu dönemde çok hızlı bir şekilde uzaktan çalışmaya adapte olmuş bir şirketiz. Buradaki derin tecrübemizi hem son kullanıcılarımızla, hem de işletmelerle paylaştık. Pandemi öncesinde son kullanıcı cihazlarını tasarlar, adreslerken çalışanları 4 ana gruba ayırmıştık. Birincisi; gün içerisinde sürekli hareket eden “Koridor Tipi” çalışan. İkincisi; sürekli seyahat halinde olan “Gezgin Profesyonel” kullanıcı tipi. Üçüncüsü; “Masabaşı Çalışanı”. Son olarak da “Uzaktan Çalışan”. Uzun yıllardır çalışan ihtiyaçlarını bu dört ana çalışan tipine göre belirledik ve ürün tasarımımızı, geliştirmemizi buna göre gerçekleştirdik. Dolayısıyla, daha öncesinde de var olan uzaktan çalışma deneyimimizle bu dönemde de çalışanlarımıza, işletmelere yardımcı olduk. Burada tüm amacımız; Unified Workspace dediğimiz, tüm yaşam döngüsünü basitleştirmek, dağıtım, yönetim ve güvenliği sağlayarak son kullanıcılara kesintisiz deneyimler oluşturmak. Son kullanıcı teslim aldığı cihazı açtığında, kendisine yönelik özelleştirilmiş bilgisayarı kullanmaya başlıyor. Donanımsal olarak cihazların güvenliği çok önemli. Bu güvenlikle verinin de güvenilir bir şekilde kullanılabilmesini sağlıyoruz. SafeID bağlamında kullanıcı bilgilerinin güvenliğini yazılım katmanı içerisinde değil, donanım katmanı içerisinde bulunması çok kritik bir konu. İçerisinde bulunduğumuz dönemde tüm alışkanlarımız değişti. Uzaktan çalışmayı içselleştirerek uzun dönemdeki stratejilerimizi buna göre belirlemeliyiz. Biz de cihazları fabrikadan doğrudan kullanıcılara ulaştırıyor, BT yöneticilerinin bunların yönetimlerini merkezi olarak yapabilmelerini, hem ağ performansını hem de diğer uygulamalara erişmesi gereken altyapıları sizlere sağlayabiliyoruz.”
İşgücü dönüşümü takibimizde
Dell Technologies Kıdemli Sistem Mühendisi Ergün Çelik, “Modern Veri Merkezlerine Duyulan İhtiyaç ve Kazanımlar” başlıklı konuşmasında, uzaktan çalışmayı temelde üç kategoriye ayırdı. İlki; son kullanıcıların kullandıkları donanımlar ve bunların üzerinde tükettikleri uygulamalar. İkincisi veri merkezi tarafı. Üçüncüsü de servis kısmı. Bu sürecin veri merkezi tarafını ve ağ tarafındaki ihtiyaçları değerlendiren Ergün Çelik’e göre, kullanıcıya iyi bir deneyim sunmak için platform tarafının çok güçlü olması gerekiyor. Bu noktada da kullanıcı profili önem kazanıyor. Yani kullanıcılar aynı işletim sistemini kullansa da kullanım biçimleri farklı oluyor ve bu da kullanıcı profillerini adresliyor. Yeni dönemde ‘dijital kimlik’ olarak tanımladığımız cihazların içerisinde çalışan profillerin veri merkezinin içerisine kaydırıldığını, yani dijital kimliklerimizin artık kullandığımız donanımlara bağlı olmadığını belirten Ergün Çelik, böylece herhangi bir donanımda bu dijital kimliği kullanma özgürlüğü sunulduğuna işaret etti. Ergün Çelik, şöyle devam etti:
“İkinci olarak dijital kimliklerin, veri merkezinde merkezileştirilmesi yönetim ve güvenlik anlamında çok ciddi fayda sağlıyor. Veri merkezlerinin erişimi daha yüksek olduğu için bu yaklaşım bize dijital kimliğimize istediğimiz zamanda erişme özgürlüğünü sunuyor. Uzaktan çalışmanın üç temel değer önerisi bulunuyor. Bunlar; herhangi bir donanımdan herhangi bir yerden, herhangi bir zamanda bağlanma. Bu dinamik ve esnek bir çalışma modeli sunuyor. İçerisinden geçtiğimiz süreçte bağımlı olmayıp, yapıları merkezi bir yerde yönetmenin önümüzdeki dönemde çok daha ön plana çıkması bekleniyor. Dijital çalışma alanını oluşturmak kurumun verdiği stratejik bir karar. Günü kurtaran, geçici problemler önemli; ancak pandemi dönemi şirketlerin bunu stratejik bir çözüme dönüştürme gerekliliğini gösterdi. Dijital çalışma alanını oluştururken dikkat edilmesi gerekenler noktasında dört temel ana başlık var. Bunlardan biri; kullanıcılara daha iyi bir uygulama deneyimi sunma noktasında. Kullanıcıyı notebook’undan veri merkezine taşıdığımızda daha iyi bir deneyim sunmak zorundayız. İkincisi; merkezileştirdiğimiz veriden maksimum verimi elde etmek. Üçüncüsü; her yerden bu hizmeti sunabilmek. Dördüncüsü ise güvenlik konusu. Birçok kurum uzaktan çalışma ile ilgili birlikte son kullanıcısının işletme verisini kontrol edemez hale geldi. Bu dört temel alana göre bir çalışma stratejisi oluşturmamız gerekiyor. Bu stratejinin altında birçok teknoloji var. Kurumlar; Thin Client, kullanıcı kişiselleştirme, uygulama dağıtımı, veri depolama gibi birçok konuyu düşünmek zorundalar. İşletmelerin her kategoride alternatif üretici ve çözüm bulmaları mümkün. Ama Dell Technologies olarak bu işi basitleştiriyoruz. Tüm teknoloji başlıklarını basitleştirilmiş ve referans haline getirmiş bir platformdan bahsediyoruz. Bizim müşteri değer önermemiz bu, yani tek bir üretici ile stratejik işbirliği yapmak, uzaktan çalışma için tüm çözümleri endüstrinin lider ürünleri ile size sağlamak. Bütünleşik sistemler, hiper-bütünleşik sistemler, bulut altyapısını müşterilere sağlıyoruz. Çözümler noktasında uçtan uca platform sağlayan endüstrideki tek oyuncu olduğumuzu söyleyebiliriz. Son kullanıcıdan başlayan ve veri merkezine dek uzanan tüm noktalarda Dell Technologies, rakiplerinden öne çıkıyor.”
Olası arızaya karşı proaktif önlem
Dell Technologies Profesyonel Hizmetler Ülke Satış Lideri Derya Güngörmüş, “Eksiksiz ve Aksaksız Çalışmaya Devam: Profesyonel Hizmetler” sunumu ile değişim ve dönüşüm ekosistemini değerlendirdi. Yeniliklere odaklanan şirketlerin sorunlarına baktığımızda, genelde operasyonel problemler ön plana çıkıyor. “İş ihtiyaçlarını, yatırımları en kısa sürede verimli hale getirmek gerekiyor ve bu noktada biz devreye giriyoruz” diyen Derya Güngörmüş, bu kapsamda öncelikle kurulum ve destek hizmetleri hakkında bilgiler verdi ve şunları söyledi:
“Kurulumlarımız fabrikada başlıyor. İmajın atılması, BIOS’un kurulması, etiketleme gibi işlemlerin tamamı fabrikada yapılıyor. Veri merkezi ve ürüne göre son kullanıcıya giden üründeki tüm işlemleri, eski sistemlerin yeni sistemlere aktarımı ve eski sistemlerin silinmesi noktasında hizmetleri sağlıyor, böylece kurulum zamanlarını yüzde 56’ya varan oranda azaltıyoruz. Ürünün kurulumunun ardından düzgün çalışması noktasında destek hizmetlerimiz devreye giriyor. Support paketleri ihtiyaçlara göre çeşitlilik arz eden paketlerde ve “ProSupport Plus” en gelişmiş hizmetimiz. Bu hizmette size bir teknik servis yöneticisi atıyoruz. Yapay zeka ile birlikte oluşabilecek herhangi bir arızayı önceden fark ediyor ve bununla ilgili aksiyonu önceden alıyoruz. Böylelikle sisteminiz durmadan, arıza oluşmadan müdahale ediyor. Bunun sonucu olarak yüzde 20 civarında daha az destek talebi açılıyor. Kritik talepler de yüzde 20 civarında azalıyor. Sistemlerinizin düzgün çalışmasını düşünmemeniz ve bunun takibinde asıl işinize odaklanabilmeniz gerekiyor. Hizmetler tarafımızdaki tüm bakış açımız bu şekilde. ProSupport Plus’ta sorunlar hemen işleme alınıyor. Bize herhangi bir çağrı geldiği zaman bunun üzerinde çalışmaya başlıyoruz. Otomatik çağrı açma, ihtiyacımız olan dataları otomatik olarak aldığımız için çok daha hızlı bir şekilde sorunları tespit edebiliyoruz. Sorunlara yüzde 70 civarında daha hızlı cevap verebiliyoruz ve daha hızlı çözebiliyoruz. Residency Hizmetler’imiz ile belirli konularda uzmanlığı olan kaynaklarımızı size kendi elemanınız gibi konumlandırabiliyoruz. Yeni bir teknoloji, o teknoloji ile ilgili gelişmeler güncel tutuluyor, ihtiyaç anında danışılabilecek bir uzman kadro mevcut. Yeni bir yatırım yaptığınızda ya da teknoloji kullandığınızda bununla ilgili kendinizi eğitirken bu eğitimleri beklemeden bu konuda gerçekten bilgi sahibi kadro ile çok daha hızlı bir şekilde süreçlerinizden verim almaya başlayabiliyorsunuz. Bunun bir adım ötesinde “Yönetilen Hizmetler” var. Sizin adınıza herhangi bir ortamı, uygulamayı, bir süreci yönetebiliriz. Kendi ekiplerinizle ana işinize odaklanırken arka tarafta işletim sistemi, uygulama, database seviyesinde ya da süreç anlamındaki yönetimi üzerimize alabiliyoruz. Bunları bize bırakmanızı, sizin işinizi bir adım öteye götürmeye odaklanmanızı istiyoruz.”