“Tüm ulaşım modları birer reform ve inovasyon alanıdır”
Bakan Karaismailoğlu, 12. Ulaştırma ve Haberleşme Şurası’nın kapanış oturumunda konuştu.
Karaismailoğlu, “Ulaştırma ve Lojistik Ana Planımız ve Stratejik Planımız doğrultusundaki vizyonumuzla mobilite, dijitalleşme ve lojistik dinamiklerini dikkate alarak yolumuza devam edeceğiz. Ana motivasyon kaynağımız, milli ekonomik bağımsızlık için olmazsa olmazımız, bütünsel kalkınmaya sağladığımız katma değerdir” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu Afyon’da düzenlenen “12. Ulaştırma ve Haberleşme Şurası Ortak Akıl Konferansı”nın kapanış oturumunda konuştu. Bakan Karaismailoğlu, 19 yıl önce Türkiye’de başlayan ‘yeni ulaşım ve iletişim çağı’nın daha da hızlanarak yenilenme ve dönüşüm süreciyle devam ettiğini bildirdi. Öte yandan Kanal İstanbul Projesi ile ilgili de konuşan Karaismailoğlu, “Kanal İstanbul ihale sürecinin ardından hazırlık çalışmaları yaklaşık 1 yıl sürecek. Yapım inşaatının ise 5 yıl toplamda 6 yıl da bitirmeyi hedefliyoruz” dedi.
Ulaşım ve haberleşme alanlarında bütünsel kalkınma odaklı mobilite, dijitalleşme ve lojistik dinamikleriyle şekillenen iddialı bir sürece işaret eden Bakan Karaismailoğlu, “Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da ulaşım ve haberleşme sektörleri başta ekonomi olmak üzere her alandaki gelişmenin ana lokomotifleri olarak 2053 ve 2071’e uzanan yolculukta önemli roller üstlenecekler. Dünya çok hızlı bir şekilde gelişiyor. Sosyal ve ekonomik değişimler artık neredeyse anlık yaşanıyor. Bu nedenle yeni dönüşüm sürecinde açığa çıkmamış ihtiyaçları planlamalarımıza daha fazla dâhil edeceğiz. Öngörülerimizle, faaliyet alanımız olarak belirlediğimiz ‘insan, yük ve veri ulaştırma’da yarını tasarlayacak ve buna uygun hedefler koyacağız. Ulaştırma ve Lojistik Ana Planımız ve Stratejik Planımız doğrultusundaki vizyonumuzla mobilite, dijitalleşme ve lojistik dinamiklerini dikkate alarak yolumuza devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“İnsanımızın refahı kalkınmada eşitlikle tesis edilebilir”
Türkiye’yi dünyanın en büyük ve önemli ticari koridorlarının hâkimi yaparken, coğrafi açıdan kalkınmada eşitliğe destek vermek hedefiyle çalıştıklarını ifade eden Bakan Karaismailoğlu, “Bütünleşik olarak tasarladığımız ulaşım ekosistemimizde, verimlilik esasında tüm modlarımızı birbirleriyle entegre hâle getiriyoruz. İstanbul ya da İzmir’deki vatandaşlarımızın ulaştırma ve haberleşme alanında sahip olduğu imkânları, bu alanlarda edindikleri refahı, Kars ya da Van’daki vatandaşlarımızın da elde etmesini sağlıyoruz. Ana motivasyon kaynağımız, milli ekonomik bağımsızlık için olmazsa olmazımız, bütünsel kalkınmaya sağladığımız katma değerdir. Çünkü insanımızın refahı ve mutluluğu ancak ve ancak köyden şehre, doğudan batıya kalkınmada eşitlikle tesis edilebilir” diye konuştu.
“Sorumluluğumuz büyük, görevimiz yücedir”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının ve ilgili kuruluşlarının hükümetin toplam bütçesinden, 2021 yılı yatırım programı kapsamında yüzde 31 oran ile en büyük payı aldığına dikkat çeken Bakan Karaismailoğlu, “2021 yılında 44,8 Milyar TL ayrılan ödenek ile ülkemizin ve insanımızın âli menfaatleri doğrultusunda, ulaştırma ve altyapı yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Bu nedenle sorumluluğumuz büyük, görevimiz yücedir” dedi.
Karaismailoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“2003’ten bugüne; Karayollarımıza 105,1 milyar dolar ayırarak, otoyollar, bölünmüş yollar, köprüler, tüneller, viyadükler, tek yol ve iyileştirme çalışmaları yaptık. Türkiye’yi konforlu ve sürüş güvenliği yüksek yollarla tanıştırırken, ölümlü kaza oranlarını çok ciddi oranda azalttık. Demiryollarımıza 32 milyar dolar yatırım yaparak, YHT projelerimizi hayata geçirdik. Kent içi raylı sistem hatları inşa ettik, yenileme, sinyalizasyon, elektrifikasyon işlerimizi gerçekleştirdik ve demiryolu taşımacılığında iddiamızı artıran lojistik merkezlerini Türkiye’mize kazandırdık. Ülkemizi gerçek anlamda demir ağlarla ördük. Demiryollarını Türkiye’nin stratejik bir gücü hâline dönüştürdük. Havayollarına 15,1 milyar dolar ayırarak, 26 olan havalimanı sayımızı 56’ya yükselttik. Yeni terminal binalarıyla kapasitemizi artırdık. THY dünya markası olurken İstanbul Havalimanı ile dünyanın transit merkezi hâline geldik. Denizyollarında zamanımızın gemilerine uygun limanlar inşa ediyoruz. Yat turizmi kapasitemizi artırmak üzere marinalar, balıkçı barınakları, çekek yerleri yapıyoruz. Tersanelerimizin sayısını artırarak gemi inşa sektöründe iddialı bir ülke hâline geliyoruz.”
“5G’ de temel ilkemiz önemli oranda yerli ve milli imkanlarla bu geçişi sağlamak”
Türkiye’yi haberleşme ve iletişim yetkinlikleri açısından da yeni bir çağa hazırladıklarını belirten Bakan Karaismailoğlu, “Tüm bilişim, iletişim ve haberleşme alanındaki büyük yatırımlarda olduğu gibi 5G’de de yerli sanayicimizin süreçlere aktif olarak katılımını sağlıyoruz. Temel ilkemiz; önemli oranda yerli ve millî imkânlarla bu geçişi sağlamak.5G projesinde önemli görevler üstlenen 10 firmamızla bir araya gelerek uyumlu bir iş modeli belirledik. Bu amaçla geliştirdiğimiz, ‘Uçtan Uca Yerli ve Millî 5G Haberleşme Şebekesi Projesi’ne TÜBİTAK da destek veriyor” ifadelerini aktardı.
“Kamu Özel İş Birliği modelleri tüm dünyaya örnek oluyor”
Bakan Karaismailoğlu, Türkiye’nin ihtiyaçları doğrultusunda, merkezi bütçeye yük getirmeden altyapı yatırımlarının hızlı bir şekilde bitirilmesine yardımcı olan Kamu Özel İşbirliği projelerinde önemli yol kat ettiklerini kaydetti. Yap İşlet Devret modeliyle Türkiye’nin öz kaynaklarına yük getirmeden büyük projeleri gerçekleştirdiklerini vurgulayan Bakan Karaismailoğlu, “Kamu Özel İşbirliği modellerimiz bütün dünyaya örnek teşkil ediyor. Son 20 yılda ulaştırma ve altyapı bütçesinde KÖİ projelerine ayrılan bütçe, genel bütçenin yüzde 22’sini oluşturuyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde sıklıkla başvurulan KÖİ modeli, ulaşım ve altyapı açığını karşılamak için en önemli finansal araçların başında geliyor. Bu modellerle yapılan projelerde özel sektör dinamizmi, kamu deneyimi ve uluslararası finans kuruluşlarının desteği bir araya getirilerek risk paylaşımı yapılmakta, daha hızlı ve verimli proje süreçleri gerçekleştirilmektedir. Projelerin kısa sürede bitirilmesiyle yakıt ve zamandan tasarruf ve ekonomiye ciddi katkılar sağlanmakta” ifadelerine yer verdi.
“Marmara Bölgesi ve İstanbul dünya ticaretinin odağı olacak”
Türkiye’nin Lojistik açıdan Orta Koridor ve Kuzey Güney Koridoru’nun kalbi olduğunu aktaran Bakan Karaismailoğlu, Marmara Bölgesi’nin ve İstanbul’un dünya ticaretinin odağı olacağını ve Boğazlardan geçen yük miktarının her yıl artacağına dikkat çekti. Kanal İstanbul’un, İstanbul Boğazından 13 kat daha güvenli bir geçiş imkânı sağlayacağına değinen Karaismailoğlu, “Bugün Boğazların, kapasitelerinin hayli üzerinde bir trafikle, dolayısıyla riskle karşı karşıya oldukları reddedilemez bir gerçek. 1930’lu yıllarda İstanbul Boğazı’ndan 3 bin gemi geçerken, bugün yılda yaklaşık 43 bin gemi geçiyor. Bu gemilerin yüzde 30’u petrol ve benzeri diğer tehlikeli/zehirli maddeleri taşıyan tankerlerdir. Öte yandan nakliye yapan gemilerin büyüklükleri de artmakta. Bu durum, İstanbul’u, dünyanın en riskli geçiş suyoluna sahip kılıyor. Doğal ve tarihi değerler bakımından her çağda en önemli bir kültürel merkezlerden olan İstanbul Boğazı; doğası, plajların, mimarinin, gastronominin, deniz hamamlarının, Boğaz köylerinin, balıkçılık, kayıkçılık, gibi sayısız mekân ve aktivitenin buluştuğu bir yaşam alanıydı. Ancak değişen dünya koşulları içerisinde Boğaz’da artan transit gemi geçişleri, yoğunluk, kirlilik, güvenlik endişeleri gibi faktörler nedeniyle şehrin sahip olduğu kültürel miras da ciddi zararlar gördü” ifadelerini kullandı.
Karaismailoğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Boğaz’ın transit gemi geçiş trafiğini önemli ölçüde azaltması öngörülen Kanal İstanbul; Boğaz kültürünü yeniden canlandırmak, Boğaz’daki kent içi deniz ulaşımını artırmak, Boğaz’daki kirliliğin önüne geçmek, yeni rekreasyon alanları oluşturmak için önemli fırsatlar sunuyor. Kanal İstanbul’un tamamlanmasıyla Marmara Bölgesi; limanları, lojistik bölgeleri, demiryolu bağlantıları, Marmaray’ı ve büyüyen endüstrisiyle, Avrasya’nın ekonomi, finans, ticaret merkezi olacak. İstanbul’un kuzeyi ise; Kanal İstanbul, İstanbul Havalimanı, ticari limanlar, Kuzey Marmara Otoyolu; dahası demiryolu bağlantıları ve lojistik üsleriyle birlikte dünyanın en önemli lojistik merkezi hâline dönüşecek”
“Kanal İstanbul 6 yılda tamamlanacak”
Beş alternatif güzergâh arasından belirlenen Kanal İstanbul güzergâhının mevcutta yüzde 78’i su ve su havzası olan bir alandan geçtiğini belirten Bakan Karaismailoğlu, “Bu sayede minimum hafriyat çalışması yapılacak. Hâlihazırda zaten bir suyolu olan Sazlıdere Havzası’nın genişletilerek gemi geçişine hazırlanması projesi olarak gerçekleştirilecek. Kanal İstanbul Projesi ile Sazlıdere Barajı’ndan kaynaklanan su kaynaklarının kaybı, Karamandere, Pirinçci ve Hamzalı Barajları, Melen Sistemi, Yeni Şamlar Barajı, Osmangazi ve Sungurlu Barajları, Kömürköy, Kızılağaç ve Balaban Barajları ile artırılarak geliştirilecek. Kanal İstanbul güzergâhı üzerinde hiçbir orman arazisi de bulunmuyor. Kanal’ın uzunluğu 45 km, taban genişliği minimum 275 metre ve derinliği 20,75 metre olacak. Kanal’ın üst genişliği ise kot farklılığına uygun bir şekilde tasarlanarak 360-600 metre arasında değişiyor. İhale sürecinin ardından hazırlık çalışmaları yaklaşık 1 yıl sürecek. Yapım inşaatının ise 5 yıl toplamda 6 yıl da bitirmeyi hedefliyoruz” dedi.