Tüm veriler, birlikte anlam kazanıyor
Akıllı robotlar, nesnelerin interneti, büyük veri ve bulut bilişim Endüstri 4.0’ın en büyük bileşenleri. Günümüzde dakikada 4 bin 800 adet yeni ‘nesnelerin interneti’ aygıtı bağlantılı hale geliyor. 2025 yılına kadar bu sayı 150 binin üzerine çıkacak. 2020 yılına kadar 30 milyar bağlantılı aygıt olması ve üretilen verilerin yüzde 40’ının bağlantılı sensörlerden gelmesi bekleniyor. Nesnelerin interneti, günümüz teknoloji dünyasının en önemli gündem başlıklarından ve birçok kurum tarafından orantısız yatırım yapılmaya devam ediliyor. Son kullanıcıların günlük yaşamından tarım alanlarına, otomotiv endüstrisinden enerji tüketimine kadar yüzlerce kullanım alanı mevcut. IBM de bu alanda birçok farklı kurum ve kuruluşla birlikte çalışmayı sürdürüyor. IBM Türk İş Analitiği Ülke Lideri Nicholas Anderson’ın dikkat çektiği gibi, nesnelerin interneti operasyonel performans ve müşteri deneyimini geliştirmeye yardımcı oluyor. Dünya genelinde yüzlerce mağazası olan bir perakendeci bakım ve enerji verimliliğini geliştirmek için varlıklarını ve tesislerini izleyerek genel tesis harcamasında yüzde 5’lik tasarruf yapıyor. Bunun yanı sıra, nesnelerin interneti, müşteri deneyimini geliştirme adına da önemli bir rol oynuyor. Nicholas Anderson, eklemeden geçmedi: “Bu başarıların her birinin temelindeki en önemli etken nesnelerin interneti verilerinin çok yoğun olması ve daha başarılı kararlar almak için diğer verilerle birlikte bunların anlam kazanabilmesi.”
Her şeyin içinde olan sensörler ve bağlanırlık sayesinde, toplanan bilgileri taramak ve her şeyin güvenli ve verimli bir biçimde yürümesinin devamlılığı için değişen koşullara müdahale etmek için gerçek zamanlı analitik araçlarına ihtiyaç var. Gerçek zamanlı analitik ve veri alımı için “her an etkin” altyapı şart. “Temelinde nesnelerin interneti, bir veri zorluğudur ve nesnelerin internetinin değeri, verilere uygulanan kognitif yeteneklerden ve analitikten gelir” saptamasını yapan Anderson, şöyle devam etti:
“Kognitif IoT kuruluşların bağlı aygıtlar, sensörler, makineler ve diğer kaynaklardan gelen verilerden bir şeyler öğrenmesini sağlar ve iş operasyonlarına, müşteri deneyimlerine, ürünlere ve kişilere zeka katar. Kişilerin bağlama ve deneyime dayanarak fiziksel çevremizi anlaması ve algılayabilmesi gibi kognitif IoT teknolojisi de kuruluşların aynısını yapmasını sağlar. Bu da iş performansını yükseltir ve kişilerin deneyimlerini geliştirir. IBM 2008 yılında oluşturduğu “Akıllı Dünya” vizyonuyla ulaşımı, şehirleri, binaları akıllı hala getiriyordu. 2015 yılının sonunda ise “Watson IoT” adı altında nesnelerin interneti çözümleri için özel bir iş birimi oluşturuldu. Münih’te bulunan laboratuvarlarda IBM müşterileri için çalışmalar yapılıyor. Akıllı Dünya konseptiyle yaşaması daha kolay bir dünya hedefleniyor.”
Nesnelerin interneti, mobil cihazlarla ofis dışında çalışma trendleri ve çalışanların kişisel tercihi olan cihazlarda çalışmalarını sürdürmesi ile kurumlar için güvenlik de yeni bir boyut kazanıyor. Son kullanıcıların güvenlik önlemleriyle önüne geçemediği tehditler, ağa bağlanıldığında hem kişisel, hem de kurumsal verileri riske atıyor. “IBM Security ile IBM İş Değerleri Enstitüsü (IBV), Şubat ayında 28 ülkeden ve 18 sektörden 700'ü aşkın üst düzey yöneticinin katıldığı “Üst Düzey Yöneticilerin Güvenliği, Yönetim Kurulundan ve Üst Düzey Yöneticilerden Siber Güvenlik Bakış Açısı” adlı bir araştırma yayınladı” diyen Anderson, şu sonuca dikkat çekti:
“Araştırmaya katılan üst düzey yöneticilerin yüzde 94’ü şirketlerinin gelecek iki yıl içerisinde önemli bir siber güvenlik olayı ile karşı karşıya kalmasının mümkün olduğunda inanıyor. En hassas müşteri ve personel verilerinden bazılarını, kurumsal finans işlerini yönetmeleri ve banka bilgilerine erişim yetkisine sahip olmaları nedeniyle pazarlama, insan kaynakları ve finans birimleri siber suçlular için başlıca hedefler.”