Turizmde yenilikçilik sınırsız
Turizm ve tanıtmada yaratıcılığın yenilikçiliğin sınırı –evet hala- hala yok. Bakınız Peru Turizm Bakanlığı: Peru, dünyaca ünlü Machu Picchu yıkıntılarını görmek için 2,500 metre yükseğe çıkmaya razı milyonların ziyaret ettiği bir güney Amerika ülkesi. Zaten tanınan, bilinen, cazip bir ülke. Daha “nasıl” tanıtılır?
Orta boy bir çekçek valiz alınır. Peru’nun tarihi ve turistik güzelliklerini gösteren parlak fotoğraflarla donatılır. Üzerine şu yazılır: “Bu bavul, sizi sihir diye bir şeye inandıracak bir ülkeden, Peru’dan geliyor.”
Valizler, Peru’lu tanınmış sinema sanatçılarına, şef aşçılara, sporculara, kültür insanlarına, ve çok seyahat eden iş adamlarına “bedava” verilir. Evet, bakanlık, bu çekçek valizlerin üzerini Peru’lu görsellerle donatıp, bunları bu tanınmış kişilere bedava verir. Cümlede yanlışlık yok.
Bu kişiler, gittikleri yerlerde (dünyanın her hangi bir yeri) bu valizin bagaj alma konturarında 4-5 kere dönmesi için orada sabırla bekler. Valizin üzerindeki Peru güzelliklerinin oradaki herkesin dikkatini çekmesidir amaç.
Peru turizmi için bedava bir tanıtım fırsatı! Çünkü havaalanları, reklam panosu, banner, yer kiralama konusunda dünyanın en pahalı yerleri. Örneğin Paris havaalanında bir banner kirası yılda 380 bin dolar. New York’ta dijital bir reklam panosu kirası yılda 124 bin dolar. Londra’da arkadan aydınlatmalı bir reklam panosunun kirası yılda 260 bin dolar.
Kampanya için bakanlık, Facebook sayfası açtı (tabii ki!). Bu sayfaya bakarak, Peru vatandaşları da bu bavullardan ısmarlamaya başladı. Bakanlık, beş kuruş harcadığı halde, 1 milyon dolarlık reklam harcaması yapmış kadar medya görselliği sağladı: 5.4 milyon dolar karşılığı.