Turkcell gelecekle ilgili 7 taahhüt verdi
Turkcell, yapay zekâ çalışmalarında uyacağı 7 ilkeyi açıkladı. Türkiye’de bu alanda ilk adımı atan Turkcell, yapay zekâ etiğine katkı sağlayarak küresel oyuncular arasına katılmış oldu.
Turkcell; 7 maddelik Yapay Zekâ İlkeleri ile ilgili taahhütlerini bugün itibariyle açıkladı.Türkiye’de ilk kez atılan bu adım küresel anlamda da dikkat çekmiş olacak. Turkcell’in Ar-Ge çalışmalarının da yürütüldüğü İstanbul Genel Merkez binasında düzenlenen basın toplantısında açıklanan Yapay Zekâ İlkeleri: “Çevre ve İnsan Odaklıyız”, “Profesyonel Olarak Sorumluyuz”, “Veri Gizliliğini Gözetiriz”, “Şeffafız”, “Güvenliği Esas Alırız” “Adil Davranırız”, “Daha İyi Bir Gelecek için Paylaşır ve İş Birliği Yaparız” başlıklarını taşıyan 7 maddeden oluşmakta. Turkcell, ilkelerin; yeni ürün ve teknolojilere bağlı olarak geliştirilebileceğini ve edinilen tecrübelerin bir kazanım olarak kullanılabileceğini de belirtti.
Yapay zekânın sesi ile ilkeler tüm dünyaya duyuruldu
Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ömer Barbaros Yiş, Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Serkan Öztürk ve Yeni Teknolojiler Hukuku Yöneticisi Gökçe Çobansoy Hızel’in katıldığı toplantıda Turkcell’in geliştirdiği yapay zekâ uygulamalarından örnekler de verildi. Kamuoyuyla ilk kez paylaşılan Yapay Zekâ İlkeleri’ni tüm Türkiye’ye ve dünyaya seslendiren Turkcell’in geliştirdiği yapay zekâ oldu.
Toplantıya katılanlar, yapay zekâ ile çalışan Gülümse Yeşert projesini de deneyimlemiş oldu. Ayrıca katılımcıların yüz ifadelerinden yapay zekâ teknolojisiyle ilgili olarak duygu analizi çalışması da yapıldı. Duygu analizi çalışmasının sonucunda toplantının başında ve sonunda katılımcıların ne kadar mutlu oldukları değerlendirilerek paylaşıldı.
Turkcell hukuk alanında uluslararası çalışmalar yürütüyor
Dünya çapında pek çok sektörde köklü değişim yaratacak olan yapay zekâ, özellikle tüketicilerin davranışlarını takip ederek onların ihtiyaçlarını henüz ortaya çıkmadan giderme, sistemlerde oluşması muhtemel aksaklıkları öngörerek engelleme, yüksek ve kesintisiz fiziksel güç gerektiren işleri hatasız bir şekilde tamamlamak gibi işlevler de sunacak. Özellikle son yıllarda hızlanan çalışmalar iş kaybı, kişisel veri güvenliği ve makinelerin bir tehdide dönüşmesi gibi endişeler de oluşturmakta.
Turkcell Hukuk ve Regülasyon Ekibi; bir taraftan bu endişeleri gidermek diğer taraftan da yapay zekânın olumlu etkilerini artırmak için uzun süredir UNICEF, WEF (Dünya Ekonomik Forumu), IEEE (Uluslararası Elektrik ve Elektronik Mühendisliği) gibi küresel organizasyonlarla da iş birliği yapmakta. Yapay zekânın ilkelerin ve geleceğinin tartışıldığı uluslararası platformlarda Turkcell’in yapmış olduğu çalışmalar arasında çocuk hakları ve yapay zekâya ilişkin küresel ilkeler, yüz tanıma sistemlerinin sorumlu kullanımı ile duyguları işleyen yapay zekâ sistemlerinde etik standartların belirlenmesi gibi çalışmalar da yer almakta. Kişisel Veriler Koruma Kanunu’na göre hareket eden Turkcell, ayrıca bu alanı temel insan haklarının önemli ve gelişmeye açık bir unsuru olarak görmekte.
“Yapay zekâ bir çocuk, ona iyiliği öğreteceğiz”
Turkcell Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ömer Barbaros Yiş, yapay zekânın, ne verilirse onu öğrenen bir çocuk gibi düşünülmesi gerektiğini belirterek: “Turkcell olarak ona iyiliği, insanlığa faydalı şeyleri öğreteceğimize dair söz veriyoruz. Yapay zekâ alanında alınacak çok yol var ve köklü değişimler göreceğiz. Her değişim gibi bu da insanları biraz endişelendiriyor. Ama biz çeyrek asrı geride bırakmış, birikimli bir şirketiz. Yapay zekânın da hem müşterilerimize hem tüm dünyaya iyilik getirmesi için açıkladığımız ilkelerden sapmadan çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
“Dilimizden anlayan yapay zekâ geliştirmek önemli”
Turkcell Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Serkan Öztürk, sunumu sırasında aynı metni önce yurtdışında geliştirilmiş bir yapay zekânın ardından Turkcell’in yapay zekâsının okuduğu bir kaydı konuklara dinletti. Yerli yapay zekânın bu metni çok daha iyi okuduğunun altını çizen Öztürk, “Bu teknolojiler olabildiğince yerli ve milli olmalı; çünkü yapay zekânın Türkçeyi ve ihtiyaçlarımızı anlaması, kültürel dokunuşlara hâkim olması lazım. Yakında tanıtacağımız ‘Yaani Sesli Asistan’ın da farkı Türkçe düşünüp Türkçeyle beraber gelişmesi olacak” şeklinde konuştu.